kuculen giysileri bir sonraki kusaga aktarmak

kuşaklar arasında bariz bir moda/dönem farkı olmazsa rahatlıkla yapılabilen eylem.
örneğin ben judoya başladığım gün aldığım poları neredeyse siyah kuşağa geçene kadar kullanmıştım dar gelmesine rağmen.

tüketim toplumlarında pek rastlanmayan, lakin bizden önceki kuşakların yamayarak sürdürdüğü yaşam biçimi.

seneye de giyerim diye bir beden büyük alınmış ve kıvrılan paçaları gün geçtikte açılan,ütü izlerinden geçirdiği evrim net bir şekilde anlaşılabilen pantolonlardır örneğin.

kardeşler arasında dolaşan giysilerdir:
(bkz: abinin eskilerini giymek)
(bkz: kardeşinin eskileri giymesi)
akrabalar arası olan versiyonları da mevcuttur:
(bkz: kuzenin yeleğini giymek)
(bkz: bacanağın paltosunu giymek)
(bkz: görümcenin eteğini giymek)
bu akrabalara giderken giyilmesi önerilmez, yoksaa "aa benim şeyim, benim bilmem neyim" laflarını duyabilirsiniz. "vermeseydin a.q diye cevap verilebilir" ancak önerilmez.

ailelerin genellikle tasarruf egilimli davranislarindan kaynaklanan bir hededir. eger, cocuklarin ikisi de ayni cinsiyettey se saklanmis ve saglam kalmis giysileri ebeveynlerin, digerine giydirmekte sakinca gormedikleri eylemdir.
cinsiyetlerin ayni olmadigi durumlarda ve cocuklarda bunlara itiraz edecek bilinc henuz gelismemis se, ilerde cocuklarin aile albumlerine bakip, ilgili bazi fotograflardan utanip onlari, sessice caktirmadan yokettikleri hadisedir ayni zamanda.
konunun uzmanlari, ozellikle psikologlar; yaptiklari aciklamalarda, ailelerin bu yondeki israrli tutumlarinin ilerde cinsiyet kaymasina kadar gidecek kadar ciddi bir hal alabilecegini vurgulamislardir.
ozellikle ayakkabilarin aktariminda bir onceki cocugun ortopedik ayak hatalarinin, bunlarin giydirildigi diger cocuklarda, ayni bozuk gelismeye yol acacagi konusunda da gorus beyan etmektedirler.