küçük iskender

wereyda
içinde bulunduğu toplumun psikolojik sanrıları hakkında küçük olarak nitelendirilse de, büyük tahliller yapmı$ bir "gay" olarak addederek bu kült analizle daha ba$tan kendini savunma hakkını zecir usulüne yakın bir minvalle elinden aldığımız, sadist bir ressam babanın oğlu olarak hayata ofsayta dü$erek ba$lamı$ bir toplumbilimci olarak küçük iskender, ya da tam adı ile : derman iskender över,

etkilendiği insanların savruk ya$amlarından kendine çıkarttığı payları okuyucusuyla yürekli, naif ve ötede bir üslupla payla$maktan çekinmeyen bir hayat acemisidir. allen ginsberg`den, paul verlaine`den, boris vian`dan, william burroughs`dan bahsederken, "ben bu adamların ya$amlarına imrendim ve o yüzden bu alacalı yolu seçtim." fikriyatından evvel, "onlar, böylelermi$ ve beğenilmi$ler.. dı$lanmı$lar da!" dü$üncesinin ağır bastığını net bir $ekilde farkedebilmenizi sağlarken, hayatın $iirsel ögelerinden arınıp, kendi tabiriyle, insanlara kendi cesetlerini göstererek, saf ve berrak bir patika izlemi$; kulvarında ilerlerken de, nazım hikmet ran, edip cansever, attila ilhan, ataol behramoğlu gibi ustalardan da kendine bir $eyler katmı$ ancak o`nu o yapan özgünlüğünü kazanması, taklitten sakınması ile vücut bulmu$tur. "etkile$imsiz sanat olamayacağı açıktır" diyorsak eğer, iskender`i de edip cansever`in filigranı olarak nitelendirebiliriz.

$imdi;

sathi anlamların dı$ına ta$an sözcükleri ve imgelemleri ile kendine has bir hinterland olu$turmu$tur iskender.. onun derdi, heteroseksist anlayı$ın körükörüne yardakçılarının ya da savunucularının anlamayacağı bir gerçeği, homoseksüellik gerçeğini onların gözlerine sokmaktır. mehmet tarhan`ın ya$adıklarının fazlasını ya$amı$ biri olarak: trt`den uzakla$tırılmı$, sunuculuğunu yapacağı okudukça programı yayın hayatına ba$lamadan bitmi$ ve ba$ka isimlerle sürdürülmü$, kendi toplumunun yoz zihniyetlerinden de $amar yemi$ ancak kelimeleri silah belleyip, yazmaya giri$mi$tir. kendine has, kendisine farz bir ya$am alanına sahip olduğundan, etliye sütlüye karı$madan bir ya$am sürmektedir. torbacılarla, transvestilerle, hırsızlarla, uyu$turucu bağımlılarıyla, kaldırım insanlarıyla.. kısacası altkültür ile yakın ili$kilerde olması suç ise: evet iskender suçludur. evet iskender bir yeraltı tanrısıdır. öldürülmelidir.

ve;

ân itibariyle bir kez daha bana,
"gelmi$, geçmi$ ve de gelecek en iyi 10 $airden biridir karde$im bu adam !"
lafını söyletmeyi bir kez daha ba$armı$; "ameliyatla $air oldum ben, ameliyatla yalnız kaldım" diyerek kendisini tanımlamayı becermi$ üstinsan..

kendisine hep, o isim babası bellediği alexandros aigos, yani küçük iskender olarak hitap edilmesini isteyen, kanımca; her $eyiyle overdose bir organizmatik yapı-dır iskender..

küt diye dü$en gece`de annesine dediği, "peki neden öyle dayanmı$ kapının pervazına bana bakıyorsun; omzun eskiyecek" lafıyla dahi bunca yıldır içimde biriktirdiğim, dı$ardaki maskeli dünyanın sikindirik oyuncularından kaçırdığım ağlak bakı$larımı if$a etmeme neden olmu$tur.

erotika`yı elime aldığımda 16 ya$ındaydım. büyüdüm sanıyordum; her $eye vakıfım.. nietzsche ve kafka okuduğumu anlattıklarım benden etkileniyorlardı. büyüdüğümü sanıyordum; çocukmu$um. "ya$adığını sanan ölüler tehlikelidir" dediğini öğreniyordum sonraları iskender`in, büyüdüğünü sanan çocuklar da, diyerek editliyordum onun vecizesini. bir ayrılığın anatomisi`nde, "ihanete uğradım güzin abla !?" diyen iskender, mübadil`de ise "mimozalar arasında rakı yudumluyorsun" diyordu sonra. herif sanki bana diyordu. bana beni anlatıyor, bana benim de bilmediğim o ^ben^i anlatıyor ve bunu yaparken de olabildiğine cömert, alabildiğine pervasız davranıyordu. bu lavuk bu cesareti kendisinde nasıl buluyor, diye sorduktan sonra kendimi apayrı kültürel boşluğun içerisinde buluyor ve sırasıyla; anneler oğullarını affetmez, $ehsuvar, $eyh zenne, baç, ıslak mayıs $arkısı, perili nilüfer, etheromanie, garam, adrena line, arabesk, ay, sır göçü, sacrifice, a$k lazım partisi, sıradan bir a$k hikayesi, hüzün mar$ı, cam makas, her yerde bir kedi bakar, çok ayıp bir $ey mutluluk, izole ruh, plastik iki heykel, ölümün akrabası yok, bir sonbahar casusu, kanlı masal, bis, pil, hatırlayan delikanlılar tangosu f vb.. gibi inanılmaz bir kurgu, bilgi terakümü ve beceri ile donatılmı$ $iirleriyle kar$ıla$ıyor ve muğlak sığlığımın mutlakiyeti ile ba$ba$a kalıyordum..

erotika`yı elime aldığımda 16 ya$ındaydım. bir kız arkada$ım vardı. kulağıma eğilip bir keresinde, "bizim için ne dü$ünüyorsun ?" demi$ti. elim ayağıma, ayağım kaldırım ta$ına, kaldırım ta$ı da oradan geçen ya$lı bir kadının ayağına takıldı. tepetaklak olduk! bütün dengem dağılmı$tı. ne diyeceğimi dü$ünürken, bir epsilonluk hayatî bir ân`da aklıma iskender`in, "bileğini kestin / bileğimi kestim : oradan çıkan iki damarı çekip yapı$tırdık birbirine, artık büyük dola$ımın adı sevda`dır" lafı geldi. sevgilim güne$li gözlerle bana bakıyor ve kar$ısındaki imite insanı, bir nedeni yok yalnızca öptüm temalı bir hediye ile $ımartıyordu.

evet erotika`yı elime aldığımda 16 ya$ındaydım. $imdi dönüp bakıyorum da arkama, herkes sevgilisini mutlu etmek için ıssız adaya dü$er diyorum iskender`in de dediği gibi. herkes denize dü$tüğünde, sarılacak bir yılan arar durur. sonra iskender gelir ve der ki : belki de yılan, sadece ayağa kalkıp suçu üstlenemediği için suçlu !

..büyüksün iskender ! pardon, küçük..

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol