devlet bahçeli

kim ne derse desin bu adam başarıya ulaşmıştır..
2002 seçimlerinde barajı bile aşamamış bir partiyi,
son seçimlerde 70milletvekiliyle meclise sokmustur..
milliyetçi hareket ederse gercekten takdir toplayacaktır fakat,
işbirlikçiyle işbirliği yaparsa da burnundan gelir o oylar..

bi partiyi bırakın herhangi biyere başkan olamıycak bi buzdan adam.elindeki kağıtta yazanları okur sadece başka bişe yapmaz. ipi vardır bide.

devlet gibi adamdır. bir lafı ölçüp tartmadan konuşmaz. kim ne derse desin, adam gibi adamdır.

ülkücü kadroların yetişmesinde önemli görevler üstlenen insan

akp’ye açılan kapatma davasında ölçüp tartmayı bırakın seviyesizce ve gerçek dışı bir yazıyla eleştiri yayınlamış partinin lideri. efendim parti kapatmak çağdışıymışda kişiler yargılanmalıymış. yahu hele bir şapkayı önüne koy bakalım. parti kapatmak faşismden farksız, ne var ki siz milletvekilleri allah gibisiniz dokunabiliyoruzda sanki; yargılanabiliyorsunuzda devlet mi sizi yargılamadı. kemal unakıtan kaç yıldır yargılanamıyor sayın bahçeli kendinize gelin desek bizi duyarmı acaba?

erdal şafak’ın, bugünkü yazısında romalı senatör marcus porcius cato’ya benzettiği, mhp genel başkanıdır.

tüm konuşmalarını, et ceterum censeo carthaginem esse delendam diye bitiren senatöre benzetme nedeni ise; bahçeli’nin her grup toplantısında, felaket tablolarından sonra, konuyu avrupa birliği ile noktalaması.

"türkiye, ab ile ilişkilerini daha fazla tahribata neden olmadan, sonu karanlık bir maceraya dönüşmeden derhal yeniden sorgulamalıdır." bu sözler bahçeli’nin dünkü grup konuşmasından.

"türkiye’nin ab üyeliği bir devlet politikası" bu sözler de, iki hafta önce türkiye’ye gelen ab komisyonu başkanı jose manuel barroso’ya, yine bahçeli’nin söylediklerinden.

"-devlet ve kurumlarına hakaret suçunun üst sınırı 6 yıldan 3 yıla indirildi.

-gözaltı süresi indirildi, gözaltına alınan kişinin yakınlarına geciktirilmeksizin haber verilmesi koşulu getirildi.

- avrupa insan hakları mahkemesi kararları yargılanmanın yenilenmesi nedeni sayıldı. (uluslararası hukuk böylece iç hukukun üstünde kabul edildi.)

- basın, dernekler, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunlarında önemli değişiklikler yapıldı.

- terör suçlarında ölüm cezası -savaş dışında- kaldırıldı.

- vakıflar kanunu’nda yapılan değişiklikle cemaat vakıflarına gayrimenkul edinme imkanı tanındı.

- türk vatandaşlarının "günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilmesi" sağlandı. trt’nin kürtçe yayınları bu sayede başladı.

- türk vatandaşlarının "günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi için özel kurslar açılması" hakkı yasalaştı. kürtçe özel kurslar o sayede açılabildi

- türkiye o hükümet döneminde ab üyeliğine aday kabul ve ilan edildi(10-11 aralık 1999 helsinki zirvesi)

- türkiye ab’ye uyum paketleri’nin ilk üçünü o hükümet döneminde çıkardı. en zorlu reformları o hükümet gerçekleştirdi"

bunlar da erdal şafak’ın sıraladığı, 57. hükümet (dsp-mhp-anap koalisyonu), yani bahçeli’nin hükümet ortağı ve başbakan yardımcısı olduğu dönemdeki, altında imzası olan düzenlemeler.

(bkz: yorum yok)

dünkü 23 nisan resepsiyonunda, fotoğraf çekimi yapılmak üzereyken ahmet türk’ü, lider olmadığı için kareye giremeyeceği yönünde uyaran görevlilere müdahale ederek, türk’ü kareye almıştır. bravo!

yine, hasip kaplan’ı: "gel hasip, meclisteki renkler tamamlansın diye gülümseyere karşılaması da takdirlik.

keşke bu insancıl ve empatik tavırlar karşıdan da gelse, devam etse, hep olsa.

normalde hic konu$mayan ama grup toplantilarinda da bir konu$tu mu susmak bilmeyen parti lideri.

(bkz: devlet bahceli nin el hareketleri)

mitinglerine neden bu kadar gec ba$ladigini anladim ben bu siyasi liderin.

e adamin sesi cikmiyor ki? neredeyse sesi sava$ ay’in sesine donmu$, mitingde hararetli bir $eyler soylemeye cali$iyor, kendince bagiriyor ama sesini kendisinden ba$ka duyan yok, bir de pancar gibi oluyor kipkirmizi oluyor. bir gun kursude yigilip kalacak diye endi$eleniyorum.

uzuluyorum bu adami mitinglerde gordukce. iki cumle soyluyor uc cumlelik oksuruyor. devlet amca, senin i$in degil artik meydanlar, sagliginla oynama, birak yat yataginda.

deniz baykal gibi ölesiye kadar partisinin başında durmaya kararlı pasif bir siyasetçidir ve mhp nin oy potansiyelinin artmamasının en önemli nedenlerinden biridir...

(bkz: devletin basina devlet gelecek)

bu aralar internette dönen bir videosu var.bir mitinginde ya da bir toplantıda tam olarak bilemiyorum, vallahi çok yaratıcı bir fikirle milliyetçi hareket partisi’nin 40.yılını kutlamıştır.hakikaten da vinci şifresi çözer gibi bakınız aynen aktarıyorum ;

- 2009 yazarken iki 0 var. 9 un yanındaki 0, solda 0 sildiniz. kaldı mı 9 ? 2 nin yanında bir 0 var, onu da sildiniz. kaldı mı 2 ? toplayın ne yapar ? 11 yapar. 2009 un içerisindeki iki 0 ı da sildiniz. ne kaldı ? 29 kaldı. 11 ile 29 u toplayın 40 yapar. ve milliyetçi hareket partisi’nin 40 yıl dönümü.

olaya 2009 yılını karıstıracagına direk 29 marttaki 29u kullansaymış daha kolay olurmuş. ama daha mantıklı olmazmış tabi.

o sesiyle siyaset sahnesinde harcanıyor. normal sahnelere yönlendirilmesi lazım bir şekilde.

kurt acilimi’na en sert kar$i ciki$i sergileyerek ciddi anlamda taktirimi kazanan siyasetci.

mitinglerde ve grup toplantılarında sık sık bağırmaktan sesi kısılan zat.

korkum o dur ki bir gun ses telleri agzindan firlayip ayagina dola$acak bu adamin. bagirmaya cali$ma o kadar ya, zaten sesin cikmiyor, kendine yazik ediyorsun.

altyazılı olsa daha bir ilgi çekeceğini düşündüğüm filmdir.