zeynep oguzun güzel bir yazısı.
boğaz köprüsünden geçerken gecekondulara, taksime giderken tarlabaşına bakıp "bunların hepsini buldozerle süpüreceksin" diye iç mi geçiriyorsunuz?
ülkenizin gerçek sahipleri olduğunuzu, sizin gibi düşünmeyen ötekilerin ise burada yaşamayı hak etmediğini mi düşünüyorsunuz? fakirin, hırsızın, sokakta görünce yolunuzu değiştirdiklerinizin çoğunun etnik kökeni mi aklınıza geliyor? petkimin satılmasından öte kime satıldığı mı sizi ilgilendiriyor? "türkiye türklerindir", "türkün türkten başka dostu yok" gibi sözleri onaylıyor musunuz?heteroseksüelliğin asıl norm olduğuna, geylerin, lezbiyenlerin, travesti-lerin, transseksüellerin hasta mı olduğuna inanıyorsunuz? "hepimiz ermeniyiz" sloganı sizi bir şekilde rahatsız mı ediyor?
kimi "istisnai koşullarda" düşünce ve eylem özgürlüklerinin kısıtlanması, genişletilen polis yetkileri gibi durumları olumlu mu karşılıyorsunuz? 301. madde ve 324. maddenin varlığını destekliyor musunuz? "ülkenin bütünlüğü", ülkede yaşayan insanların haklarının korunmasından önemli mi? vicdani redcilere ve "vicdani ret bir insanlık hakkıdır" diyenlere gıcık mı oluyorsunuz? ermeni sempozyumu düzenleyenlerden nefret mi ettiniz? 301,324 gibi maddelerin ihlali sebebiyle mahkemeye verilen orhan pamuk, perihan mağden, hrant dink gibi isimlerin ceza almasını istediniz mi?
askerin siyasi konularda fikir beyan etmesini, sözlü müdahalelerini onaylıyor musunuz? "doğudaki nüfus artışı kontrol edilmeli", "istanbula vizeyle girilmeli", "eşcinsellikle ilgili gruplar üniversitelerde kurulmamalı", "kürtçe yayın yapılmamalı", "türban şurada burada ya-saklanmalı-şurada burada iyi ki yasak" gibi söylemler size gayet olumlu mu geliyor? "onlar da bizim mini etek giymemizi yasaklardı" sözleriyle desteklenen türban yasakları söylemleri size makul mü geliyor? sokakta türbanlı bir kadın gördüğünüzde ona gizlice kötü bakışlar atmaktan kendinizi alamıyor musunuz? "türbanlılar illa ki türban takmakta ısrar ediyorlarsa irana gitsinler" diye mi düşünüyorsunuz?
bir dini, etnik, cinsel kimliğe sahip topluluğun üyelerinden birinin olumsuz özelliklerini farkında olmadan onun ait olduğu grubun tamamına mı atfediyorsunuz? "faşist değilim ama kürder..." "faşist değilim ama ermeniler..." "faşist değilim ama eşcinseller..." "faşist değilim ama çingeneler..." cümlelerinden herhangi biriyle başlayıp "..." bölümüne herhangi bir olumsuz cümleyle hiç devam ettiniz mi?
bu soruların çoğuna cevabınız "evet" veya "sanırım" ise, üzülerek söylemeliyim ki faşizm yolunda emin adımlarla ilerliyorsunuz. "yok canım daha neler! ben mi faşistim?" dediğiniz ve gözünüzün önüne tıraşlı kafaları ve toplama kampları ile almanya nazilerini getirdiğinizi tahmin edebiliyorum. ancak yahudi soykırımı ve alman faşizmi üzerine incelemelerinde "banality of evil" kavramından bahseden hannah arendtin dediği gibi, kötülük sıradandır. sizin, benim gibiler, öğretmenlerimiz, halamız, annemiz, babamız, eşimiz, dostumuz gibi sıradan insanlar da, bayrak sallayarak yürümek gibi sıradan eylemlerimiz esnasında faşizmin asil kanımıza yavaş yavaş girdiğini fark etmeyebiliriz. oysa sadece insanları doğrayıp onlardan "sabun yaparak" faşist olunmuyor.
hiç fark etmeden, onca sıradanlığıyla insanları saran bir kötülük bu.
http://www.birgun.net/bolum-64-haber-46571.html
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?