ya basta viva zapatista

selam vermeyenin küfür yemesine neden olan eylemsizliktir.

hz muhammed’in yerine hz ali’nin geçmesini istediği halde, onu hz ayşe ve diğer işbirlikçileriyle oyuna getirerek ilk halife olmayı becermiş kişi.

her dinlediğimde damarlarımdaki kanın akışını hızlandıran mükemmel marş.

hayat denilen kavgaya girdik
çelik adımlarla yürüyoruz
biz bu karanlık yolun sonunda
doğacak güneşi görüyoruz

dağları aşıyor, bak yakınlaşıyor
kızıl yıldız zafer kuşu
bu bir rüya değil,
bu bir hülya değil, yıldızıdır kurtuluşun

kara deryalarda bir fenersin,
senin ışığında yürüyoruz.
biz bu karanlık yolun sonunda
doğacak güneşi görüyoruz.
fabrikalarda biz,
tarlalarda biziz, biziz hayatı yaratan
din farkı bilmeyiz,
dil farkı bilmeyiz, sanki doğduk bir anadan

anamız amele sınıfıdır,
yurdumuz bütün cihandır bizim
hazırlandık son kanlı kavgaya
başta bayrağımız leninizm

bayrağını yükselt,
daha daha yükselt, yükselt bayrağı yukarı
bu güne vuralım, yarını kuralım,
kaldıralım sınıfları.
fabrikalarda biz,
tarlalarda biziz, biziz hayatı yaratan
din farkı bilmeyiz,
dil farkı bilmeyiz, sanki doğduk bir anadan

(bkz: avusturya işçi marşı)

tam adı ülkede özgür gündem olan gazetedir.içinde pkk’nın mücadele tarzını beğenmeyenler ve doğru bulmayanlar da vardır.pkk’ya yakınlığı ile bilinse de satış oranı çok düşüktür ve bu da bir tereddüte neden olmaktadır.oysa ki pkk’nin yayın organı olsa ülkede satılan gazetelerde ilk beşe oynayabilecektir.

etrafında topladığı diğer ırkçılarla birlikte örgütlenmesine devam eden, tirkiye’deki birçok faili meçhule imza attığının işaretlerini veren eski subay.

en son dyp içine katılacakları duyumu alınmıştı ekibiyle beraber ,ancak henüz bu birleşme gerçekleşmemiştir.mhp ,bbp ya da başka bir ırkçı oluşum kurmak varken menderesçi bri yapıya girmeleri anlamsız gelmektedir.bu şahsın avukatlığını aytaç saygı isimli ankaralı ülkücü bir avukat üstlenmiştir.

kendi içinde birkaç farklı anlayışa sahip olan inanç türü ya da yaşam biçimidir.

kimi inanışa göre aleviler islamdan önce de vardı ve adları da buradan gelmektedir.

başka bir inanışa göre ise alevilik alevden gelmektedir ve şamanizm ile de benzerlikler taşır.

bir diğer inanış çoğunluğun da ülkemizde benimsediği islamın bir mezhebi olmasıdır.bunlar şiilik gibi araplara has bir inanış yerine anadoluya has ve sünnilik kadar gerici olmayan daha aydınlanmacı bir inancı temsil ederler.

başka bir tanesi de yine anadoluya has olan bektaşiliktir.bektaşilikte tanrı ve dinsel itaat, dogmalar yerine kardeşlik, barış ve farklılıklar ile bir arada yaşama arzusu rol oynar.hümanizm burada ana temadır ve cana duyulan sevgi asıldır.türkiye’de asıl önde olan seçenek de budur.buradaki hoşgörü olması , dogmaların ve katı kuralların olmaması en önemli seçim nedenidir.

işte aleviliğin buna benzer birçok tanımı ya da inanışı vardır.

yıllar boyu türk iş sendikasının başkanlığı yürütmüş kişidir.zamanında dyp’de iken kensilikle bir sol partiye girmem deyip 2002 seçimlerinde bu dediğini tekrarlayarak sağcı chp’den milletvekili olan kişidir.konuşmasından pek birşey anlaşılmasa da kaçın kurası olduğunu bilmekteyizdir.

eğer ki bir ülkede laiklik yok ise ve o ülkenin büyük çoğunluğu -ki bu %98 gibi bir rakamdır- müslüman ise, o ülkede diyanet işleri başkanlığı gibi bir çok bakanlığın toplam bütçesinden çok bütçesi olan bir kurum varsa, o ülkede zorunlu din dersleri okutuluyorsa, o ülkede her zaman islamın belirli bir mezhebi olan sünnilik dayatılıyorsa şeriatla yönetilmeye gerek kalamdan islam ülesi olursunuz.bir ülke düşünün ki devlet halkından topladığı vergilerle sünni islamın resmi kurumu diyanet işlerine tonlarca para akıtıyor ve bu paralar cami yapımında kullanılıyor, sünni din adamlarına maaş olarak veriliyor ve sair.bu ülkede camilere toprak tahsis ederken, onalrdan su , elektrik, doğal gaz parası alınmazken alevilere ve diğer kesimlere bu yansıtılmıyor bu ayrıcalıklar tanınmıyor.bir ülkenin başbakanı, bakanları ya da diyanet işleir başkanı çıkıp kendisinin mevcut bulunmadığı bir yaşam biçimine kendi düşüncelerini dayatmak istiyor.işte bunun gibi onlarca örnek bu iddianın yani islam devleti olduğumuzun bşr kanıtı olageliyor.

edit:haklı bir uyarı ile belirtmek gerekir ki alevi yurttaşlarımıza da bu haklar tanınsa yine islam ülkesi olduğumuz iddiası değişmeyecektir.

yazının tamamının verilen linkten okunmasını gerekli gördüğüm cümle.yazının tamamı okunduğunda ilk başta anladığımız manada bir anlama gelmediği görülecektir bu sözün.

irticanın sadece dinde değil, her alanda olabileceğini ve gerileme anlamına geldiğini bilmemek ile eşdeğer olan durumdur.kişiden kişiye de değişebilen bir durumu vardır.

eren keskin’in hangi konu üzerine söylediğini merak ettiğim sözdür.konuşmasının tamamına bakıldığında zaten türklere saygısızlık anlamında söylemediğini açıkça belirtmesi bir ayrımcılık politikası gütmediğini anlatmaktadır.

eren keskin’in bu noktada türk kelimesini alt kimliği ifade ederek kullandığı aşikardır.o nedenle fransızlık gibi bir etnik kimlik olmadığından üst kimlik tanımları ile alt kimlik tanımlarını aynı kefeye koymamak gerekmektedir.

insan hakları alanındaki yılmaz savaşçılardandır.hiç kimseye , hiçbir olaya ayrımcı yaklaşmadan savunuculuk yapmakta ve birçok kez de bu nedenle insan haklarının ne olduğunu bilmeyenlerce terörist, bölücü gibi gaddarca saldırılara uğramaktadır.etnik kimliği türk olmamakla birlikte kimseye bir ayrıcalık ya da ayrımcılık içine girmemektedir.şu anda ihd’nin genel başkan yardımcılarından da biridir aynı zamanda.özellikle kadın hakları ve işkencenin önlenmesi konusunda çalışmalarıyla bilinmektedir.birçok kez hak savunuculuğu nedeniyle yargılanmış ve hala da birçok davadan yargılanmasına devam edilmektedir.

not:politik olarak sevmeyebiliriz.ancak insan hakları alanına katkıları esirgenemez bir kimsedir kendisi.ve onu eleşltiriken biraz da insan hakları endire bir bakmamız gerekir.

yeni orta asya adlı kitapta derinlemesine bilgileri bulunan ülke.

siyasete leninist olarak başlayıp sonrasında maoist olan, 12 eylül faşist darbesinin meşruluğunu savunarak çizgisini net olarak ortaya koymuş, 1990’ların başında kemalizmi şiar edinerek onun bir sol politik argüman olduğu gibi bir yanılsamayı türkiye’ye aşılatan, sonrasında türk milliyetçiliğini sahiplenerek mhp’den de beter bir ırkçı politika izleyen şahıstır.yıllardan beri işçi partisi’nin de genel başkanlığını bırakamamıştır.unutmadan 80’lerde bir ara apocu olduğu bile rivayet edilmektedir.ayrıca sol cenahta kendisinin mit ajanı olduğu yönünde bilgiler mevcuttur.

her zaman görüşlerine önem verdiğim ve dikkatle dinlediğim islamcı yazardır.görüşlerinin tamamına yakınını benimsemesem de akıllı bir düşman olması saygı duyulması nedenidir.

ilin en büyük mülki amiridir.siyasi temsilcidir ildeki.doğrudan hükğmet tarafından atanması ve siyasi iradeden emir alarak hareket etmesi onun bir yerel kukla iktidar olduğunu ortaya koymaktadır.
(bkz: muammer güler)

(bkz: 12 eylul ve turkiye gercegi)

sabırsızlıkla beklediğimiz filmdir.tüm ülkenin nazım ustayı saygıyla anmasına yol açması beklentimizdir.