bugün aldığım bir maille, gelip durduğum, durup düşündüğüm, düşüncelerimin bir noktasında, vefasızlık cinsinden bir örnek sergilediğimi anladığım başlıktır, "bilgi sozluk"..
içlerine girmedikleri halde, hakkında, dışarıdan yorum yapan insanların bulunduğu, aralarında -pek çoklarının dillerini uçuklatacak- bir güvenin bulunduğu, -uykuları kaçan ve korkan ve de gıcıklıkları suratlarına yansımış denyolar hariç- kimseye dolaylı ya da doğrudan zararları olmayan, yaptıkları işe gönüllerini vermiş, adanmış insanlar topluluğu....
bu topluluğun ya da bir başkasının içine girmeden, yaşamadan, görmeden ve bilmeden, sırf kendi zihinleri komplo üretmekten başka bir nane yiyemediği için, başkalarının güzel sayılabilecek icraatlarını karalayan, kendileri kadar zihinleri de kirlenmiş insanlara, bir şeyleri ispatlayacağına inandığım nadir gruplardan biri...
bu topluluğun ya da bir başkasının içine girmeden, yaşamadan, görmeden ve bilmeden, sırf kendi zihinleri komplo üretmekten başka bir nane yiyemediği için, başkalarının güzel sayılabilecek icraatlarını karalayan, kendileri kadar zihinleri de kirlenmiş insanlara, bir şeyleri ispatlayacağına inandığım nadir gruplardan biri...
hakkında bir şey yazmadan önce, evvelce yazılmışları okuduğum ve "hımm demek böle bir insanmış, benim niye haberim yok... bak bu da -kendince- güzel noktalara temas etmiş" diye söylendiğim başlık...
aslı berae (beraet) olan arapçadan dilimize geçmiş olan kelimedir...bilinenin aksine "kurtuluş" manasına gelmez... "ihtar ve ültimaton" manalarını içeren bir kelimedir... şahsi kanaatime göre, bu gece, gerçek kötülere bu dünyanın amacını ihtar mahiyetindedir...(mevzuyu uzatmak mümkün)
bilgisözlükte görmeye alışık olduğumuz, alışamayacaklara "burda ne işin var o zaman kardeşim?" diyebileceğimiz başlıklardan sadece biri...
tc kimlik numarası kaldırılsın fikri ortaya atıldığında, havada kalacak olan bir fikirdir..
edebi bir benzetme sanatının yobazca kullanılmış hali... arkadaşlara süleyman çobanoğlunun "yobazlığa övgü" kitabını şiddetle tavsiye ederim...(okumaları için elbette)
içimdeki uyuyan çocuk uyan! ve döndür beni en saf halime, çocukluğuma! haykırışının ifade edilmesi... "ey gençliğim eğer bir gün geri dönersen, sana ihtiyarlığımdan şikayet edeceğim" sözünün hissettirdiklerinin bir üst aşaması olan bir duygu....
ablam dedi ki, mannak bi site var.. tam sana (yani bana) göre..
bi gir bak, ama üye olabilmen için 10 tane entry yazman gerek.. "o ne lan!" demişim farkında olmadan.. neyse sonuçta burdayım..
bi gir bak, ama üye olabilmen için 10 tane entry yazman gerek.. "o ne lan!" demişim farkında olmadan.. neyse sonuçta burdayım..
adam olmayan birinin, gidemediği bir yerdeki, adam olmadığını zannettiği birine söylediği söz...
her gün sallanan dünya ve her gün daha bir kendimize güvenen bizler; ama sallayan kim? aslında bazen bir vazonun kırılışı sarsar müzeciyi, aslında bazen bir bebek ağlaması yıkar bir anneyi, ve aslında bazen ayrılınca sevgililer sallanırlar ve ykılırlar şiddetle... ama aslında bazen insan yalnızca sallandığında anlar, bazı şeylerin kıymetini..ve aslında bu yüzden sallar bazen o...
islama göre dünyadaki olaylar, sebepler dairesinde vuku bulurlar..biz bu sebeplerin hepsine birden "allahın yeryüzündeki sünneti(tabiri caizse kanunları)" diyoruz..hal böyleyken insan yaptığı herhangi bir şeyin akabinde, her hangi bir tepki ile karşılaşacaktır...yaptığı her eylem, yaptığı her seçim onu bir yerlere sürükleyecektir..hal böyleyken hem allahın sopaya ihtiyacı (haşa) yoktur ve hem de insanın allahın sopasını beklemesine hacet yoktur...(allahın sopası olsa da olmasa da cezanı çekeceksin, kaçışın yok manasına gelen enteresan bir söz...)
meclise turban sokmak gibi bir şeydir...şiddetle kınıyorum (!)
olmadığına inandığım bir duygunun tekrar canlanması..muhal ötesi...
islam’da evlilik; namahremliğin üst sınırlarında olan iki insanın, mahremiyetin en üst sınırına çıkarıldığı harikulade bir hadisedir. (bu sözümün patentini henüz almadım, ya da arkadaşların anlayacağı şekilde söylemek gerekirse, henüz kıtabımı yayımlamadım, lütfen müslüman arkadaşlar kendilerine mal etmesinler..önemlidir...rica olunur...)
"az ve çok" matematiksel kavramlar kabul edilmek şartıyla, "az" sayıların alt basamaklarını, ve "çok" da sayıların -haliyle- üst basamaklarını ifade etsin. elbette 100 ve aşağısını bilmeyen, 1000 ve yukarısını hesap edemeyecektir... (saçma bence! bence bu söz daha çok, bu dünyada elimize geçirebildiğimiz kadarıyla mutlu olmayı telkin eden ve eğer mutlu olmayı bilebilirsek, ötede daha çoğunu verecek bir yaratıcı olduğunu söyleyen dini kaynaklı bir söz olmalıdır...)
"ben kurallara değil, kuralların değişemeyeceği fikrine karşıyım" der bir düşünür.. bence his ve duygu yoğunluğu gerektiren bir hadisede bile bir ülkede katı kurallarla çıkarsanız insanların karşısına, o ülkede hisler dudak kıpırdatmasından öteye geçemeyecektir....
tiz kelle si vur ula, padişahların müziğe olan ilgi ve alakalarına rağmen, bu işte ne kadar başarısız olduklarını gösteren bir tabirdir.. zamanla padişahların müzik sektöründeki başarısızlıklarını ört bas etmek için farklı manalar yüklenmiş ve bu olayın üstüne düşen binlerce insan, sırf bu tabir sebebiyle telef olmuşlardır...
şimdi efendim pek de derin olmayan ingilizce bilgilerime başvurarak söyleyebilirim ki, summer:yaz, rock:fena bir müzik ve festival:bildiğimiz festival olduğuna göre; bu summer rock festival bana sıradan bir festivalden öte olmak üzere, yaz rock festivallerini hatırlatmaktadır...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?