hiç soner arıca sevmeyen birinin bile en az bir kere dinleyip uzaklara dalmasını dalıp da çıkamamasını hatta uzaklarda vurgun yemesini daha sonra mfö den vurgun yedim şarkısını dinlemesine neden olan şarkı.
alışmıştım sana sen gitmeden.
bir gitaristin gitarını her defasında yeniden keşfetmesi gibi.
her dokunuşumda biraz daha benleştirmistim tenini.
şimdi tek bir şarkı çalamıyorum.
yalnızlığımı senleştiriyorum.
bir gitaristin gitarını her defasında yeniden keşfetmesi gibi.
her dokunuşumda biraz daha benleştirmistim tenini.
şimdi tek bir şarkı çalamıyorum.
yalnızlığımı senleştiriyorum.
sözlükte geçen zamanın getirdiği alışkanlıkla belki birileri gelmiş veya gitmiştir diye yapılan dalgınlık.
bir içkidir kendileri.halisülasyonlar gördürür.aynen yaşanan bir olaydan örnek verilerek:
gençlerimiz absent içmişler iyice dağıtmışlar bunun üzerine gecenin bi yarısı sokağa çıkıp denize koşmak istemişler fakat denizi bulamayıp geri dönmüşlerdir.ertesi gün ise bir tanesi gerçekten dışarı çıktıklarını iddia ederken diğeri ise film izlemeye başladıklarını ileri sürmüştür.fakat odada ne dışarı çıkıldığına dair bir iz bulunmuş ne de film izlemeye yarayacak bir film veya bilgisayar.
gençlerimiz absent içmişler iyice dağıtmışlar bunun üzerine gecenin bi yarısı sokağa çıkıp denize koşmak istemişler fakat denizi bulamayıp geri dönmüşlerdir.ertesi gün ise bir tanesi gerçekten dışarı çıktıklarını iddia ederken diğeri ise film izlemeye başladıklarını ileri sürmüştür.fakat odada ne dışarı çıkıldığına dair bir iz bulunmuş ne de film izlemeye yarayacak bir film veya bilgisayar.
kesildiğinde canının yandığını dile getiren domatestir.bağıramayacağı için içinde yazıyor heralde.
5 beyaz kapak biriktirip sahip olabileceğiniz sevimli oyuncak.bir karış boyundadır kendisi. (bkz: kime göre neye göre)
paketinin üzerindeki tanıma göre: kakaolu kremalı bisküvi.
haklıdır kendisi.eh işte butonu üstünde pek sallanmayan entryler yazmaktadır zira.o da sallamadığı entrylere oy vermemektedir işte.
uzun yolculukları hep sevdim.. istanbul izmir arası yolda ne anılarım, ne düşlerim,ne yaşanmışlıklarım,ne oyunlarım geçti.. babam arabayı kullanırken hep bütün beyaz arabaları geçelim biz en önde olalım derdim.. yediğimiz tostlarda içtiğimiz ayranlarda susurluk tadı vardı hep.. bir otobüs şirketinin mola yerinden aldığım oyuncaklar hep en sevdiğim oyuncaklar oldu. ilk defa o yolda okumayı söktüm. bir gazetenin arkasındaki karikatürü ilk defa o yolda anladım babamın yardımıyla.. ilk defa o yolda ayrıldım ailemden.. ablamı izmirde bırakıp gittim ilk defa ondan uzaklara.. annemle babamı ardımda bırakıp ilk defa kendi başıma bir yere gittim o yol üzerinde o çok sevdiğim sahil kasabasının sıcaklığına..
artık korkuyorum uzun yolculuklardan.. en son oturup sabaha kadar ağladım o güzel sahil kasabasının sıcaklığından tek başıma dönerken.. giderken de ağlamıştım bütün yol boyunca.. anılar rahat bırakmadı, ben oturup ağladım bursadan geçerken.. oturup ağladım oyuncak aldığımız yerden geçerken, tost yediğimiz, dolaştığımız çiftlik evinin önünden geçerken. oturup ağladım yalnızlığımıza.. ben annemle bu sefer başka bir arabada, babam başka bir arabada, ablam başka bir arabada giderken.. beyaz minibüs tarzı bir araba; içinde babam beyazlara sarılmış.. ablam çok uzaklardan geliyor.. amcama dedim bu defa. .bütün beyaz arabaları geçelim biz en önde olalım.....
sabaha kadar oturup ağladım geride kalanlara.. anılara ağladım, babama ağladım, kendime ağladım, anneme, ablama ağladım. .o kadar kısa olmasına rağmen ne kadar çok şey sığdırabildiğimize ağladım şu 17 seneye.. onla geçen 17 senede hep ondan kaçtım ama şimdi onsuz geçecek bir 17 seneye tahammülüm yok.. gücüm kalmadı artık, o ardına saklandığım mutluluk maskesi en sonunda düştü yüzümden ve ben bir elimde hatıralar diğer elimde yaşanacak olanlar dilimde de bir şarkı sabaha kadar babamin mezarinin basinda oturup ağladım.........
bana bir masal anlat baba
içinde tüm oyunlarım
kurtla kuzu olsun
şekerle bal..
baba bir masal anlat bana
içinde denizle balıklar
yağmurla kar olsun
güneşle ay...
anlatırken tut elimi
uykuya dalıp gitsem bile
bırakıp gitme sakın beni..
bana bir masal anlat baba
içinde tüm sevdiklerim
içinde istanbul olsun...
artık korkuyorum uzun yolculuklardan.. en son oturup sabaha kadar ağladım o güzel sahil kasabasının sıcaklığından tek başıma dönerken.. giderken de ağlamıştım bütün yol boyunca.. anılar rahat bırakmadı, ben oturup ağladım bursadan geçerken.. oturup ağladım oyuncak aldığımız yerden geçerken, tost yediğimiz, dolaştığımız çiftlik evinin önünden geçerken. oturup ağladım yalnızlığımıza.. ben annemle bu sefer başka bir arabada, babam başka bir arabada, ablam başka bir arabada giderken.. beyaz minibüs tarzı bir araba; içinde babam beyazlara sarılmış.. ablam çok uzaklardan geliyor.. amcama dedim bu defa. .bütün beyaz arabaları geçelim biz en önde olalım.....
sabaha kadar oturup ağladım geride kalanlara.. anılara ağladım, babama ağladım, kendime ağladım, anneme, ablama ağladım. .o kadar kısa olmasına rağmen ne kadar çok şey sığdırabildiğimize ağladım şu 17 seneye.. onla geçen 17 senede hep ondan kaçtım ama şimdi onsuz geçecek bir 17 seneye tahammülüm yok.. gücüm kalmadı artık, o ardına saklandığım mutluluk maskesi en sonunda düştü yüzümden ve ben bir elimde hatıralar diğer elimde yaşanacak olanlar dilimde de bir şarkı sabaha kadar babamin mezarinin basinda oturup ağladım.........
bana bir masal anlat baba
içinde tüm oyunlarım
kurtla kuzu olsun
şekerle bal..
baba bir masal anlat bana
içinde denizle balıklar
yağmurla kar olsun
güneşle ay...
anlatırken tut elimi
uykuya dalıp gitsem bile
bırakıp gitme sakın beni..
bana bir masal anlat baba
içinde tüm sevdiklerim
içinde istanbul olsun...
evet kahverengi gördüğüm şeyleri yeşil gözlüler yeşil mavi gözlüler mavi görüyor zannederdim.
birden ozleyiveriyorsunuz...
coktan unuttuğunuzu sandiginiz
ya da yalnizca bir kere karsilastiginiz
ve ozlemek icin yeteri kadar tanimadıginiz birini
bir sabah cilginca ozleyerek uyaniyorsunuz.
ruyalariniz, icinizdeki o gizli, esrarini ele vermez buyucu,
siz carşaflarinizin arasinda,
butun tehlikelerden uzak,
guvenle yattiginizi sandiginiz bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yigilmis cephanelikleri
birer birer atesleyiveriyor.
infilaklarla sarsilarak uyanıyorsunuz.
hayatinizda olmayan birini hayatiniza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak icin kivranirken buluveriyorsunuz kendinizi...
ozlemek, o yakici istek,
bilinen herseyi ve onem sirasini degistiriveriyor.
ozlediğiniz ise cok uzaklarda...
yaninda olmasini istediğiniz halde
yaninizda olmayan bir tek kisi,
yaniniza bile yaklasmadan,
hatta onu ozlediginizden
ve onu istediginizden haberdar bile olmadan,
butun hayati,
butun goruntuleri eritip
baska kiliklara sokuyor...
coktan unuttuğunuzu sandiginiz
ya da yalnizca bir kere karsilastiginiz
ve ozlemek icin yeteri kadar tanimadıginiz birini
bir sabah cilginca ozleyerek uyaniyorsunuz.
ruyalariniz, icinizdeki o gizli, esrarini ele vermez buyucu,
siz carşaflarinizin arasinda,
butun tehlikelerden uzak,
guvenle yattiginizi sandiginiz bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yigilmis cephanelikleri
birer birer atesleyiveriyor.
infilaklarla sarsilarak uyanıyorsunuz.
hayatinizda olmayan birini hayatiniza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak icin kivranirken buluveriyorsunuz kendinizi...
ozlemek, o yakici istek,
bilinen herseyi ve onem sirasini degistiriveriyor.
ozlediğiniz ise cok uzaklarda...
yaninda olmasini istediğiniz halde
yaninizda olmayan bir tek kisi,
yaniniza bile yaklasmadan,
hatta onu ozlediginizden
ve onu istediginizden haberdar bile olmadan,
butun hayati,
butun goruntuleri eritip
baska kiliklara sokuyor...
sonucunda iyi ki laptop var diyebileceğiniz fakat modemin de elektrikle çalıştığını hatırlayıp lanet edeceğiniz olay.
+sen kimsin?
-esas sen kimsin?
+ben benim işte.
-esas ben senim..
-esas sen kimsin?
+ben benim işte.
-esas ben senim..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?