sevgili sözlük;
şehir efsanesi olmayan, ordan burdan duyup da başından geçmiş gibi anlatılanlara benzemeyen, gerçekten yaşadığım bir diyaloğu paylaşacağım şimdi seninle;
yer : altunizade erkek öğrenci yurdu
kişiler :
-azeri1 (istanbul’a yeni gelen bir azeri öğrenci. türkçesi kötü)
-azeri2 (burada 2. senesi olan bir azeri öğrenci. türkçesi iyi)
-ben
-bir arkadaş
konu: azeri öğrencilerin türkiye’de okuma fırsatı bulma şansı.
azeri2: çoğu öğrenci bu kadar şanslı olamıyor. mesela benim babamın ekonomik durumu gayet iyi ve bana para gönderebiliyor. orada bankacılar çok kazanıyor, babam bankacı. ve bir memur maaşı 50 dolar civarında düşünsenize.
azeri1: evet. maalesef öyle. benim babamın keranesi var mesela. ben de lisedeyken çalışıyordum. nahcivanın en büyük keranesi...
azeri2: pişşşt. öhö öhö.. gel biraz dışarı çıkalım eşyalarını aldın mı bakim sen?
ve entryi bağlayan not: azericede kerane; ticarethane, işyeri anlamında kullanılıyormuş.
(çocuk onları söylerken hissettiğim hayatımda hissettiğim en karışık duygulardan biriydi. gülemedim bile)
itiraf com’a mı yazsaydım aslında?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?