romanda 24 yaşındaki veronika
yaşamın anlamsız olduğunun farkına varıyor ve intihara kalkışıyor. aşırı dozda
ilaç aldığından akıl hastanesine kaldırılıyor. doktor ona aldığı ilaçlardan dolayı kalbinin hasar gördüğünü ve birkaç günlük ömrü kaldığını söyledikten sonra, veronika birden ölmenin ölümü beklemekten daha iyi olduğunun farkına varıyor. hatta yaşamak istediğini anlıyor. yaşamadığı, yapamadığı herşeyi o birkaç gününe sığdırmak ister. bu duygularını doktora şöyle aktarır:
"bana öyle bir ilaç verinki uykum gelmesin ve yaşamımın geri kalanının her anını yaşayabileyim. çok yorgunum ama uyumak istemiyorum. yapacağım çok şey var, hayatın sonsuza dek süreceğini sandığım günlerde hep ertelediğim şeyler
bunlar, sonra, hayatın yaşanmaya değmeyeceğine başlayınca da unuttuğum."
veronika yıllar önce ailesi istemediği için bıraktığı piyanosuna geri döner,geç te olsa gerçek aşkı bulur hastanede...eduardla birlikte onun son günlerini dışarıda yaşaması için hastaneden kaçarlar.
hastanedeki diğer insanlarda veronikadan etkilenir. gencecik bir kızın ölecek olması onlara kendi yaşamlarının anlamını gösterir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?