bu gün izlediğim erdal beşikçioğlu nun recep yazıcıoğlunun hareketlerini doğallığıyla yansıttığı film. filmde kurgusal sıkıntılar hayli fazla.. ilk kaza sahnesinde arabanın çok yakın mesafede olmasına rağmen frene basmaması, amerikalının denizde hayat süren izlenimi, mühendisin ölümünde kuyunun üstündeki demirlerin kendiliğinden kopmayacağını akıl etmeleri ve birilerinden şüphe etmeleri gerekir.. buna benzer durumlar.. film yine de herkesi düşündürecek kahvelerde konu olup bilinen ve kabul edilen uşak türkiyeyi bir kez tekrar etmekle yetinecek
                    
                    
                    
    neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
