dostum bana bi tane yüzüklerin efendisinin çocuk versiyonundan verir misin ?
(yanımdaki adam korsan vcdciden harry potteri isterken )
"ssk gözlügü yazılır. tansiyona şekere bakılır. kurban kesilir...
(gebzede bir eczanenin camından...)
aksarayda bir lastikçinin vitrininden : (vindovslu aletle rot balansı yapıyoruz...)
"kartuş ve kolonya doldurulur." (eskisehirde bir dükkanın camından...)
"burada adam olana, edebiyle konuşana hizmet verilir..." (eminönünde bir bakkalın camından...)
izmirdeki enterasan bir kuaförün devasa afişindeki gaz verici cümle :
"bir fön neyi değiştirmez ki !..."
bir kırtasiyenin camından : "patlayan top geldi !..."
kocaeli herekede y.y.b.f. karsisinda kendi halinde bir bakkalın camından:
"penguen yemi bulunur !"
kadiköy çarsıda yanımdan geçen bir adam yanındaki diger adama :
"abi ! robinsondaki de eşeklik aslında, niye cuma ile samimi oluyor ki ?!..."
kadıköyde bir duvar :"reşat, lütfen buraya park yapma !..."
kaşta doğan görünümlü bir şahinin arka camından : "the anatolian child does not eat these feet !..."
"geçmiş olsun, buraya kadar frensiz geldik !..."
(işe gelmek için bindiğim dolmuşun söförü, son durağa geldigimizde sırıtarak...)
yaşlı teyze : evladım sağda mübarek bir yerde...
m. söförü : az ilerde camii var, seni orada bırakayım teyze...
adanada belediye otobüsünde ön ve arka kapıda görevli 2 muavin arasinda geçen diyalogdan :
muavin1 : durakta inecek var mi ?
( yolculardan ses çıkmaz )
muavin2 : olumsuz !...
eskişehirde bir belediye otobüsü :
biletçi : arrrrka tamammm, kapat arkayı !
( bir teyze arka kapiya sıkışır )
biletçi : kari sıkıştı, aççç kapa !...
(bkz: otobüs şöförü) : paso lütfen !...
( ben pasoyu almak için cüzdanıma davrandığımda... )
aynı şöför : varsa gösterme !...
izmirde bir kırtasiyenin camında: "yazmayan kalem geldi..."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?