tanakh’ın 20. kitabıdır.
hz süleyman’ın özdeyişleri.(tanakh’tan alıntıdır.)
özdeyişler kitabı deyimler ve özdeyişler biçiminde anlatılan ahlaksal ve dinsel öğretişlerin toplamıdır. büyük bölümü günlük yaşamla ilgili konuları içerir.
özd.1: 1 davut oğlu israil kralı süleyman’ın özdeyişleri:
özd.1: 2 bu özdeyişler, bilgeliğe ve terbiyeye ulaşmak, akıllıca sözleri anlamak,
özd.1: 3 başarıya götüren terbiyeyi edinip doğru, haklı ve adil olanı yapmak,
özd.1: 4 saf kişiyi ihtiyatlı, genç adamı bilgili ve sağgörülü kılmak içindir.
özd.1: 5-6 özdeyişlerle benzetmeleri, bilgelerin sözleriyle bilmecelerini anlamak için bilge kişi dinlesin ve kavrayışını artırsın, akıllı kişi yaşam hüneri kazansın.
ayartmalardan kaç
özd.1: 7 rab korkusudur bilginin temeli. ahmaklarsa bilgeliği ve terbiyeyi küçümser.
özd.1: 8 oğlum, babanın uyarılarına kulak ver, annenin öğrettiklerinden ayrılma.
özd.1: 9 çünkü bunlar başın için sevimli bir çelenk, boynun için gerdanlık olacaktır.
özd.1: 10 oğlum, seni ayartmaya çalışan günahkârlara teslim olma.
özd.1: 11 şöyle diyebilirler: "bizimle gel, adam öldürmek için pusuya yatalım, zevk uğruna masum kişileri tuzağa düşürelim.
özd.1: 12 onları ölüler diyarı gibi diri diri, ölüm çukuruna inenler gibi bütünüyle yutalım.
özd.1: 13 bir sürü değerli mal ele geçirir, evlerimizi ganimetle doldururuz.
özd.1: 14 gel, sen de bize katıl, tek bir kesemiz olacak."
özd.1: 15 oğlum, böyleleriyle gitme, onların tuttuğu yoldan uzak dur.
özd.1: 16 çünkü ayakları kötülüğe koşar, çekinmeden kan dökerler.
özd.1: 17 kuşların gözü önünde ağ sermek boşunadır.
özd.1: 18 başkasına pusu kuran kendi kurduğu pusuya düşer. yalnız kendi canıdır tuzağa düşürdüğü.
özd.1: 19 haksız kazanca düşkün olanların sonu böyledir. bu düşkünlük onları canlarından eder.
bilgeliğin sesini dinle
özd.1: 20 bilgelik dışarıda yüksek sesle haykırıyor, meydanlarda sesleniyor.
özd.1: 21 kalabalık sokak başlarında bağırıyor, kentin giriş kapılarında sözlerini duyuruyor:
özd.1: 22 "ey budalalar, budalalığı ne zamana dek seveceksiniz? alaycılar ne zamana dek alay etmekten zevk alacak? akılsızlar ne zamana dek bilgiden nefret edecek?
özd.1: 23 uyardığımda yola gelin, o zaman size yüreğimi açar, sözlerimi anlamanıza yardım ederim.
özd.1: 24 ama sizi çağırdığım zaman beni reddettiniz. elimi uzattım, umursayan olmadı.
özd.1: 25 duymazlıktan geldiniz bütün öğütlerimi, uyarılarımı duymak istemediniz.
özd.1: 26-27 bu yüzden ben de felaketinize sevineceğim. belaya uğradığınızda, bela üzerinize bir fırtına gibi geldiğinde, bir kasırga gibi geldiğinde felaketiniz, sıkıntıya, kaygıya düştüğünüzde, sizinle alay edeceğim.
özd.1: 28 o zaman beni çağıracaksınız, ama yanıtlamayacağım. var gücünüzle arayacaksınız beni, ama bulamayacaksınız.
özd.1: 29 çünkü bilgiden nefret ettiniz. rab’den korkmayı reddettiniz.
özd.1: 30 öğütlerimi istemediniz, uyarılarımın tümünü küçümsediniz.
özd.1: 31 bu nedenle tuttuğunuz yolun meyvesini yiyeceksiniz, kendi düzenbazlığınıza doyacaksınız.
özd.1: 32 bön adamlar dönekliklerinin kurbanı olacak. akılsızlar kaygısızlıklarının içinde yok olup gidecek.
özd.1: 33 ama beni dinleyen güvenlik içinde yaşayacak, kötülükten korkmayacak, huzur bulacak."
bilgeliğin yararları
bölüm 2
özd.2: 1-2 oğlum, bilgeliğe kulak verip yürekten akla yönelerek sözlerimi kabul eder, buyruklarımı aklında tutarsan,
özd.2: 3 evet, aklı çağırır, ona gönülden seslenirsen,
özd.2: 4 gümüş ararcasına onu ararsan, onu ararsan define arar gibi,
özd.2: 5 rab korkusunu anlar ve tanrı’yı yakından tanırsın.
özd.2: 6 çünkü bilgeliğin kaynağı rab’dir. o’nun ağzından bilgi ve anlayış çıkar.
özd.2: 7 doğru kişileri başarıya ulaştırır, kalkanıdır dürüst yaşayanların.
özd.2: 8 adil olanların adımlarını korur, sadık kullarının yolunu gözetir.
özd.2: 9 o zaman anlarsın her iyi yolu, neyin doğru, haklı ve adil olduğunu.
özd.2: 10 çünkü yüreğin bilgelikle dolacak, zevk alacaksın bilgiden.
özd.2: 11 sağgörü sana bekçilik edecek ve akıl seni koruyacak.
özd.2: 12 bunlar seni kötü yoldan, ahlaksızın sözlerinden kurtaracak.
özd.2: 13 onlar ki karanlık yollarda yürümek için doğru yoldan ayrılırlar.
özd.2: 14 kötülük yapmaktan hoşlanır, zevk alırlar kötülüğün aşırısından.
özd.2: 15 yolları dolambaçlı, yaşayışları çarpıktır.
özd.2: 16-17 bilgelik, gençken evlendiği eşini terk eden, tanrı’nın önünde içtiği andı unutan ahlaksız kadından, sözleriyle yaltaklanan vefasız kadından seni kurtaracak.
özd.2: 18 o kadının evi insanı ölüme, yolları ölülere götürür.
özd.2: 19 ona gidenlerden hiçbiri geri dönmez, yaşam yollarına erişmez.
özd.2: 20 bu nedenle sen iyilerin yolunda yürü, doğruların izinden git.
özd.2: 21 çünkü ülkede yaşayacak olan doğrulardır, dürüst kişilerdir orada kalacak olan.
özd.2: 22 kötüler ülkeden sürülecek, hainler sökülüp atılacak.
bilgenin yolu
bölüm 3
özd.3: 1 oğlum, unutma öğrettiklerimi, aklında tut buyruklarımı.
özd.3: 2 çünkü bunlar ömrünü uzatacak, yaşam yıllarını, esenliğini artıracaktır.
özd.3: 3 sevgiyi, sadakati hiç yanından ayırma, bağla onları boynuna, yaz yüreğinin levhasına.
özd.3: 4 böylece tanrı’nın ve insanların gözünde beğeni ve saygınlık kazanacaksın.
özd.3: 5 rab’be güven bütün yüreğinle, kendi aklına bel bağlama.
özd.3: 6 yaptığın her işte rab’bi an, o senin yolunu düze çıkarır.
özd.3: 7 kendini bilge biri olarak görme, rab’den kork, kötülükten uzak dur.
özd.3: 8 böylece bedenin sağlık ve ferahlık bulur.
özd.3: 9 servetinle ve ürününün turfandasıyla rab’bi onurlandır.
özd.3: 10 o zaman ambarların tıka basa*fa* dolar, teknelerin yeni şarapla dolup taşar.
özd.3: 11 oğlum, rab’bin terbiye edişini hafife alma, o’nun azarlamasından usanma.
özd.3: 12 çünkü rab, oğlundan hoşnut bir baba gibi, sevdiğini azarlar.
özd.3: 13 bilgeliğe erişene, aklı bulana ne mutlu!
özd.3: 14 gümüş kazanmaktansa onu kazanmak daha iyidir. onun yararı altından daha çoktur.
özd.3: 15 daha değerlidir mücevherden, dileyeceğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz.
özd.3: 16 sağ elinde uzun ömür, sol elinde zenginlik ve onur vardır.
özd.3: 17 yolları sevinç yollarıdır, evet, bütün yolları esenliğe çıkarır.
özd.3: 18 bilgelik yaşam ağacıdır ona sarılanlara, ne mutlu ona sımsıkı tutunanlara!
özd.3: 19 rab dünyanın temelini bilgelikle attı, gökleri akıllıca yerleştirdi.
özd.3: 20 bilgisiyle enginler yarıldı, bulutlar suyunu verdi.
özd.3: 21 oğlum, sağlam öğüde, sağgörüye tutun. sakın gözünü ayırma onlardan.
özd.3: 22 onlar sana yaşam verecek ve boynuna güzel bir süs olacak.
özd.3: 23 o zaman güvenlik içinde yol alırsın, sendelemeden.
özd.3: 24 korkusuzca yatar, tatlı tatlı uyursun.
özd.3: 25 beklenmedik felaketten, ya da kötülerin uğradığı yıkımdan korkma.
özd.3: 26 çünkü senin güvencen rab’dir, tuzağa düşmekten seni o koruyacaktır.
özd.3: 27 elinden geldikçe, iyiliğe hakkı olanlardan iyiliği esirgeme.
özd.3: 28 elinde varken komşuna, "bugün git, yarın gel, o zaman veririm" deme.
özd.3: 29 sana güvenerek yanında yaşayan komşuna kötülük tasarlama.
özd.3: 30 sana kötülük etmemiş biriyle yok yere çekişme.
özd.3: 31 zorba kişiye imrenme, onun yollarından hiçbirini seçme.
özd.3: 32 çünkü rab sapkınlardan tiksinir, ama doğruların candan dostudur.
özd.3: 33 rab kötülerin evini lanetler, doğruların oturduğu yeriyse kutsar.
özd.3: 34 rab alaycılarla alay eder, ama alçakgönüllülere lütfeder.
özd.3: 35 bilge kişiler onuru miras alacak, akılsızlara yalnız utanç kalacak.
bilgeliğin üstünlüğü
bölüm 4
özd.4: 1 çocuklarım, babanızın uyarılarına kulak verin. dikkat edin ki anlayışlı olasınız.
özd.4: 2 çünkü size iyi ders veriyorum, ayrılmayın öğrettiğimden.
özd.4: 3 ben bir çocukken babamın evinde, annemin körpecik tek yavrusuyken,
özd.4: 4 babam bana şunu öğretti: "söylediklerime yürekten sarıl, buyruklarımı yerine getir ki yaşayasın.
özd.4: 5 bilgeliği ve aklı sahiplen, söylediklerimi unutma, onlardan sapma.
özd.4: 6 bilgelikten ayrılma, o seni korur. sev onu, seni gözetir.
özd.4: 7 bilgeliğe ilk adım onu sahiplenmektir. bütün servetine mal olsa da akla sahip çık.
özd.4: 8 onu el üstünde tut, o da seni yüceltecek, ona sarılırsan seni onurlandıracak.
özd.4: 9 başına zarif bir çelenk, görkemli bir taç giydirecektir."
özd.4: 10 dinle oğlum, sözlerimi benimse ki, uzasın ömrün.
özd.4: 11 seni bilgelik yolunda eğitir, doğru yollara yöneltirim.
özd.4: 12 ayakların takılmadan yürür, sürçmeden koşarsın.
özd.4: 13 aldığın terbiyeye sarıl, bırakma, onu uygula, çünkü odur yaşamın.
özd.4: 14 kötülerin yoluna ayak basma, yürüme alçakların yolunda,
özd.4: 15 o yoldan sakın, yakınından bile geçme, yönünü değiştirip geç.
özd.4: 16 çünkü kötülük etmedikçe uyuyamaz onlar, uykuları kaçar saptırmadıkça birilerini.
özd.4: 17 yedikleri ekmek kötülük, içtikleri şarap zorbalık ürünüdür.
özd.4: 18 oysa doğruların yolu şafak ışığı gibidir, giderek öğle güneşinin parlaklığına erişir.
özd.4: 19 kötülerin yoluysa zifiri karanlık gibidir, neden tökezlediklerini bilmezler.
özd.4: 20 oğlum, sözlerime dikkat et, dediklerime kulak ver.
özd.4: 21 aklından çıkmasın bunlar, onları yüreğinde sakla.
özd.4: 22 çünkü onları bulan için yaşam, bedeni için şifadır bunlar.
özd.4: 23 her şeyden önce de yüreğini koru, çünkü yaşam ondan kaynaklanır.
özd.4: 24 yalan çıkmasın ağzından, uzak tut dudaklarını sapık sözlerden.
özd.4: 25 gözlerin hep ileriye baksın, dosdoğru önüne!
özd.4: 26 gideceğin yolu düzle, o zaman bütün işlerin sağlam olur.
özd.4: 27 sapma sağa sola, ayağını kötülükten uzak tut.
zinaya karşı uyarı
bölüm 5
özd.5: 1 oğlum, bilgeliğime dikkat et, akıllıca sözlerime kulak ver.
özd.5: 2 böylelikle her zaman sağgörülü olur, dudaklarınla bilgiyi korursun.
özd.5: 3 zina eden kadının bal damlar dudaklarından, ağzı daha yumuşaktır zeytinyağından.
özd.5: 4 ama sonu pelinotu kadar acı, iki ağızlı kılıç kadar keskindir.
özd.5: 5 ayakları ölüme gider, adımları ölüler diyarına ulaşır.
özd.5: 6 yaşama giden yolu hiç düşünmez, yolları dolaşıktır, ama farkında değil.
özd.5: 7 oğlum, şimdi beni dinle, ağzımdan çıkan sözlerden ayrılma.
özd.5: 8 öyle kadınlardan uzak dur, yaklaşma evinin kapısına.
özd.5: 9 yoksa onurunu başkalarına, yıllarını bir gaddara kaptırırsın.
özd.5: 10 varını yoğunu yer bitirir yabancılar, emeğin başka birinin evini bayındır kılar.
özd.5: 11 ah çekip inlersin ömrünün son günlerinde, etinle bedenin tükendiğinde.
özd.5: 12 "eğitilmekten neden bu kadar nefret ettim, yüreğim uyarıları neden önemsemedi?" dersin.
özd.5: 13 "öğretmenlerimin sözünü dinlemedim, beni eğitenlere kulak vermedim.
özd.5: 14 halkın ve topluluğun arasında tam bir yıkımın eşiğine gelmişim."
özd.5: 15 suyu kendi sarnıcından, kendi kuyunun kaynağından iç.
özd.5: 16 pınarların sokakları, akarsuların meydanları mı sulamalı?
özd.5: 17 yalnız senin olsun onlar, paylaşma yabancılarla.
özd.5: 18 çeşmen bereketli olsun ve gençken evlendiğin karınla mutlu ol.
özd.5: 19 sevimli bir geyik, zarif bir ceylan gibi, hep seni doyursun memeleri. aşkıyla sürekli coş.
özd.5: 20 oğlum, neden ahlaksız bir kadınla coşasın, neden başka birinin karısını koynuna alasın?
özd.5: 21 rab insanın tuttuğu yolu gözler, attığı her adımı denetler.
özd.5: 22 kötü kişiyi kendi suçları ele verecek, günahının kemendi kıskıvrak bağlayacak onu.
özd.5: 23 aşırı ahmaklığı onu yoldan çıkaracak, terbiyeyi umursamadığı için ölecek.
tuzaklara dikkat et!
bölüm 6
özd.6: 1 oğlum, eğer birine kefil oldunsa, onun borcunu yüklendinse,
özd.6: 2 düştünse tuzağa kendi sözlerinle, ağzının sözleriyle yakalandınsa,
özd.6: 3 o kişinin eline düştün demektir. oğlum, şunu yap ve kendini kurtar: git, yere kapan onun önünde, ona yalvar yakar.
özd.6: 4 gözlerine uyku girmesin, ağırlaşmasın göz kapakların.
özd.6: 5 avcının elinden ceylan gibi, kuşbazın elinden kuş gibi kurtar kendini.
özd.6: 6 ey tembel kişi, git, karıncalara bak, onların yaşamından bilgelik öğren.
özd.6: 7 başkanları, önderleri ya da yöneticileri olmadığı halde,
özd.6: 8 yazın erzaklarını biriktirirler, yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.
özd.6: 9 ne zamana dek yatacaksın, ey tembel kişi? ne zaman kalkacaksın uykundan?
özd.6: 10 "biraz kestireyim, biraz uyuklayayım, ellerimi kavuşturup şöyle bir uyuyayım" demeye kalmadan,
özd.6: 11 yokluk bir haydut gibi, yoksulluk bir akıncı gibi gelir üzerine.
özd.6: 12 ağzında yalanla dolaşan kişi, soysuz ve fesatçıdır.
özd.6: 13 göz kırpar, bir sürü ayak oyunu, el kol hareketleri yapar,
özd.6: 14 ahlaksız yüreğinde kötülük tasarlar, çekişmeler yaratır durmadan.
özd.6: 15 bu yüzden ansızın yıkıma uğrayacak, birdenbire çaresizce yok olacak.
özd.6: 16 rab’bin nefret ettiği altı şey, iğrendiği yedi şey vardır:
özd.6: 17 gururlu gözler, yalancı dil, suçsuz kanı döken eller,
özd.6: 18 düzenbaz yürek, kötülüğe seğirten ayaklar,
özd.6: 19 yalan soluyan yalancı tanık ve kardeşler arasında çekişme yaratan kişi.
zinaya karşı bir uyarı daha
özd.6: 20 oğlum, babanın buyruklarına uy, annenin öğrettiklerinden ayrılma.
özd.6: 21 bunlar sürekli yüreğinin bağı olsun, tak onları boynuna.
özd.6: 22 yolunda sana rehber olacak, seni koruyacaklar yattığın zaman; söyleşecekler seninle uyandığında.
özd.6: 23 bu buyruklar sana çıra, öğretilenler ışıktır. eğitici uyarılar yaşam yolunu gösterir.
özd.6: 24 seni kötü kadından, başka birinin karısının yaltaklanan dilinden koruyacak olan bunlardır.
özd.6: 25 böyle kadınların güzelliği seni ayartmasın, bakışları seni tutsak etmesin.
özd.6: 26 çünkü fahişe yüzünden insan bir lokma ekmeğe muhtaçkalır*fb*, başkasının karısıyla yatmak da kişinin canına mal olur.d not 6:26 "çünkü fahişe yüzünden insan bir lokma ekmeğe muhtaçkalır" ya da "çünkü fahişenin ücreti ancak bir somun ekmektir".
özd.6: 27 insan koynuna ateş alır da, giysisi yanmaz mı?
özd.6: 28 korlar üzerinde yürür de, ayakları kavrulmaz mı?
özd.6: 29 başkasının karısıyla yatan adamın durumu budur. böyle bir ilişkiye giren cezasız kalmaz.
özd.6: 30 aç hırsız karnını doyurmak için çalıyorsa, kimse onu hor görmez.
özd.6: 31 ama yakalanırsa, çaldığının yedi katını ödemek zorunda; varını yoğunu vermek anlamına gelse bile.
özd.6: 32 zina eden adam sağduyudan yoksundur. yaptıklarıyla kendini yok eder.
özd.6: 33 payına düşen dayak ve onursuzluktur, asla kurtulamaz utançtan.
özd.6: 34 çünkü kıskançlık kocanın öfkesini azdırır, öç alırken acımasız olur.
özd.6: 35 hiçbir fidye kabul etmez, gönlünü alamazsın armağanların çokluğuyla.
bölüm 7
özd.7: 1 oğlum, sözlerimi yerine getir, aklında tut buyruklarımı.
özd.7: 2 buyruklarımı yerine getir ki, yaşayasın. öğrettiklerimi gözünün bebeği gibi koru.
özd.7: 3 onları yüzük gibi parmaklarına geçir, yüreğinin levhasına yaz.
özd.7: 4 bilgeliğe, "sen kızkardeşimsin", akla, "akrabamsın" de.
özd.7: 5 zina eden kadından, yaltaklanan ahlaksız kadından seni koruyacak olan bunlardır.
özd.7: 6 evimin penceresinden, kafesin ardından dışarıyı seyrederken,
özd.7: 7 bir sürü toy gencin arasında, sağduyudan yoksun bir delikanlı çarptı gözüme.
özd.7: 8-9 akşamüzeri, alaca karanlıkta, akşam karanlığı çökerken, o kadının oturduğu sokağa saptığını, onun evine yöneldiğini gördüm.
özd.7: 10 derken kadın onu karşıladı, fahişe kılığıyla sinsice.
özd.7: 11 yaygaracı, dik başlı biriydi kadın. bir an bile durmaz evde.
özd.7: 12 kâh sokakta, kâh meydanlardadır. sokak başlarında pusuya yatar.
özd.7: 13 delikanlıyı tutup öptü, yüzü kızarmadan ona şöyle dedi:
özd.7: 14 "esenlik kurbanlarımı kesmek zorundaydım, adak sözümü bugün yerine getirdim.
özd.7: 15 bunun için seni karşılamaya, seni aramaya çıktım, işte buldum seni!
özd.7: 16 döşeğime mısır ipliğinden dokunmuş renkli örtüler serdim.
özd.7: 17 yatağıma mür*, öd ve tarçın serptim.
özd.7: 18 haydi gel, sabaha dek doya doya sevişelim, aşktan zevk alalım.
özd.7: 19 kocam evde değil, uzun bir yolculuğa çıktı.
özd.7: 20 yanına para torbasını aldı, dolunaydan önce eve dönmeyecek."
özd.7: 21 onu bir sürü çekici sözlerle baştan çıkardı, tatlı diliyle peşinden sürükledi.
özd.7: 22 kesimevine götürülen öküz gibi hemen izledi onu delikanlı; tuzağa düşen geyik gibi,
özd.7: 23 ciğerini bir ok delene kadar; kapana koşan bir kuş gibi, bunun yaşamına mal olacağını bilmeden.
özd.7: 24 çocuklarım, şimdi dinleyin beni, kulak verin söylediklerime,
özd.7: 25 sakın o kadına gönül vermeyin, onun yolundan gitmeyin.
özd.7: 26 yere serdiği bir sürü kurbanı var, öldürdüğü kişilerin sayısı pek çok.
özd.7: 27 ölüler diyarına giden yoldur onun evi, ölüm odalarına götürür.
bilgeliğe kulak ver
bölüm 8
özd.8: 1 bilgelik çağırıyor, akıl sesini yükseltiyor.
özd.8: 2 yol kenarındaki tepelerin başında, yolların birleştiği yerde duruyor o.
özd.8: 3 kentin girişinde, kapıların yanında, sesini yükseltiyor:
özd.8: 4 "ey insanlar, size sesleniyorum, çağrım insan soyunadır!
özd.8: 5 ey bön kişiler, ihtiyatlı olmayı öğrenin; sağduyulu olmayı öğrenin, ey akılsızlar!
özd.8: 6 söylediğim yetkin sözleri dinleyin, ağzımı doğruları söylemek için açarım.
özd.8: 7 ağzım gerçeği duyurur, çünkü dudaklarım kötülükten iğrenir.
özd.8: 8 ağzımdan çıkan her söz doğrudur, yoktur eğri ya da sapık olanı.
özd.8: 9 apaçıktır hepsi anlayana, bilgiye erişen, doğruluğunu bilir onların.
özd.8: 10 gümüş yerine terbiyeyi, saf altın yerine bilgiyi edinin.
özd.8: 11 çünkü bilgelik mücevherden değerlidir, dilediğin hiçbir şey onunla kıyaslanamaz.
özd.8: 12 ben bilgelik olarak ihtiyatı kendime konut edindim. bilgi ve sağgörü bendedir.
özd.8: 13 rab’den korkmak kötülükten nefret etmek demektir. kibirden, küstahlıktan, kötü yoldan, sapık ağızdan nefret ederim.
özd.8: 14 öğüt ve sağlam karar bana özgüdür. akıl ve güç kaynağı benim.
özd.8: 15 krallar sayemde egemenlik sürer, hükümdarlar adil kurallar koyar.
özd.8: 16 önderler, adaletle yöneten soylular sayemde yönetirler.
özd.8: 17 beni sevenleri ben de severim, gayretle arayan beni bulur.
özd.8: 18 zenginlik ve onur, kalıcı değerler ve bolluk bendedir.
özd.8: 19 meyvem altından, saf altından, ürünüm seçme gümüşten daha iyidir.
özd.8: 20 doğruluk yolunda, adaletin izinden yürürüm.
özd.8: 21 böylelikle, beni sevenleri servet sahibi yapar, hazinelerini doldururum.
özd.8: 22 rab yaratma işine başladığında ilk beni yarattı,
özd.8: 23 dünya var olmadan önce, ta başlangıçta, öncesizlikte yerimi aldım.
özd.8: 24 enginler yokken, suları bol pınarlar yokken doğdum ben.
özd.8: 25-26 dağlar daha oluşmadan, tepeler belirmeden, rab dünyayı, kırları ve dünyadaki toprağın zerresini yaratmadan doğdum.
özd.8: 27 rab gökleri yerine koyduğunda oradaydım, engin denizleri ufukla çevirdiğinde,
özd.8: 28 bulutları oluşturduğunda, denizin kaynaklarını güçlendirdiğinde,
özd.8: 29 sular buyruğundan öte geçmesinler diye denize sınır çizdiğinde, dünyanın temellerini pekiştirdiğinde,
özd.8: 30 baş mimar olarak o’nun yanındaydım. gün be gün sevinçle dolup taştım, huzurunda hep coştum.
özd.8: 31 o’nun dünyası mutluluğum, insanları sevincimdi.
özd.8: 32 çocuklarım, şimdi beni dinleyin: yolumu izleyenlere ne mutlu!
özd.8: 33 uyarılarımı dinleyin ve bilge kişiler olun, görmezlikten gelmeyin onları.
özd.8: 34 beni dinleyen, her gün kapımı gözleyen, kapımın eşiğinden ayrılmayan kişiye ne mutlu!
özd.8: 35 çünkü beni bulan yaşam bulur ve rab’bin beğenisini kazanır.
özd.8: 36 beni gözardı edense kendine zarar verir, benden nefret eden, ölümü seviyor demektir."
bilgeliği mi, akılsızlığı mı seveceksin?
bölüm 9
özd.9: 1 bilgelik kendi evini yaptı, yedi direğini yonttu.
özd.9: 2 hayvanlarını kesti, şarabını hazırlayıp sofrasını kurdu.
özd.9: 3 kentin en yüksek noktalarına gönderdiği hizmetçileri aracılığıyla herkesi çağırıyor:
özd.9: 4-5 "kim safsa buraya gelsin" diyor. sağduyudan yoksun olanlara da, "gelin, yiyeceklerimi yiyin, hazırladığım şaraptan için" diyor.
özd.9: 6 "saflığı bırakın da yaşayın, aklın yolunu izleyin.
özd.9: 7 "alaycıyı paylayan aşağılanmayı hak eder, kötü kişiyi azarlayan hakarete uğrar.
özd.9: 8 alaycıyı azarlama, yoksa senden nefret eder. bilge kişiyi azarlarsan, seni sever.
özd.9: 9 bilge kişiyi eğitirsen daha bilge olur, doğru kişiye öğretirsen bilgisini artırır.
özd.9: 10 rab korkusudur bilgeliğin temeli. akıl kutsal olan’ı tanımaktır.
özd.9: 11 benim sayemde günlerin çoğalacak, ömrüne yıllar katılacak.
özd.9: 12 bilgeysen, bilgeliğinin yararı sanadır, alaycı olursan acısını yalnız sen çekersin."
özd.9: 13 akılsız kadın yaygaracı ve saftır, hiçbir şey bilmez.
özd.9: 14-15 evinin kapısında, kentin en yüksek yerinde bir iskemleye oturur; yoldan geçenleri, kendi yollarından gidenleri çağırmak için,
özd.9: 16 "kim safsa buraya gelsin" der. sağduyudan yoksun olanlara da,
özd.9: 17 "çalıntı su tatlı, gizlice yenen yemek lezzetlidir" der.
özd.9: 18 ne var ki, evine girenler ölüme gittiklerini, ona konuk olanlar ölüler diyarının dibine indiklerini bilmezler.
doğrulukla kötülüğün karşılaştırılması
bölüm 10
özd.10: 1 süleyman’ın özdeyişleri: bilge çocuk babasını sevindirir, akılsız çocuk annesini üzer.
özd.10: 2 haksızca kazanılan servetin yararı yoktur, ama doğruluk ölümden kurtarır.
özd.10: 3 rab doğru kişiyi aç komaz, ama kötülerin isteğini boşa çıkarır.
özd.10: 4 tembel eller insanı yoksullaştırır, çalışkan el zengin eder.
özd.10: 5 aklı başında evlat ürünü yazın toplar, hasatta uyuyansa ailesinin yüzkarasıdır.
özd.10: 6 bereket doğru kişinin başına yağar, kötülerse zorbalıklarını sözle gizler.
özd.10: 7 doğrular övgüyle, kötüler nefretle anılır.
özd.10: 8 bilge kişi buyrukları kabul eder, çenesi düşük ahmaksa yıkıma uğrar.
özd.10: 9 dürüst kişi güvenlik içinde yaşar, ama hileli yoldan giden açığa vurulacaktır.
özd.10: 10 sinsice göz kırpan, acılara neden olur. çenesi düşük ahmak da yıkıma uğrar*fc*.d not 10:10 masoretik metin "çenesi düşük ahmak da yıkıma uğrar"(bkz.10:8), septuaginta "cesaretle azarlayan esenlik sağlar".
özd.10: 11 doğru kişinin ağzı yaşam pınarıdır, kötülerse zorbalıklarını sözle gizlerler.
özd.10: 12 nefret çekişmeyi azdırır, sevgi her suçu bağışlar.
özd.10: 13 akıllı kişinin dudaklarından bilgelik akar, ama sağduyudan yoksun olan sırtına kötek yer.
özd.10: 14 bilge kişi bilgi biriktirir, ahmağın ağzıysa onu yıkıma yaklaştırır.
özd.10: 15 zenginin serveti onun kalesidir, fakirin yoksulluğu ise onu yıkıma götürür.
özd.10: 16 doğru kişinin ücreti yaşamdır, kötünün geliriyse kendisine cezadır.
özd.10: 17 terbiyeye kulak veren yaşam yolunu bulur. uyarıları reddedense başkalarını yoldan saptırır.
özd.10: 18 nefretini gizleyen kişinin dudakları yalancıdır. iftira yayan akılsızdır.
özd.10: 19 çok konuşanın günahı eksik olmaz, sağduyulu kişiyse dilini tutar.
özd.10: 20 doğru kişinin dili saf gümüş gibidir, kötünün niyetleriyse değersizdir.
özd.10: 21 doğru kişinin sözleri birçoklarını besler, ahmaklarsa sağduyu yoksunluğundan ölür.
özd.10: 22 rab’bin bereketidir kişiyi zengin eden, rab buna dert katmaz.
özd.10: 23 kötülük akılsızlar için eğlence gibidir. aklı başında olanlar içinse bilgelik aynı şeydir.
özd.10: 24 kötü kişinin korktuğu başına gelir, doğru kişiyse dileğine erişir.
özd.10: 25 kasırga gelince kötü kişiyi silip götürür; ama doğru kişi sonsuza dek ayakta kalır.
özd.10: 26 dişler için sirke, gözler için duman neyse, tembel ulak da kendisini gönderen için öyledir.
özd.10: 27 rab korkusu ömrü uzatır, kötülerin yıllarıysa kısadır.
özd.10: 28 doğrunun umudu onu sevindirir, kötünün beklentileriyse boşa çıkar.
özd.10: 29 rab’bin yolu dürüst için sığınak, fesatçı içinse yıkımdır.
özd.10: 30 doğru kişi hiçbir zaman sarsılmaz, ama kötüler ülkede kalamaz.
özd.10: 31 doğru kişinin ağzı bilgelik üretir, sapık dilse kesilir.
özd.10: 32 doğru kişinin dudakları söylenecek sözü bilir, kötünün ağzındansa sapık sözler çıkar.
bölüm 11
özd.11: 1 rab hileli teraziden iğrenir, hilesiz tartıdansa hoşnut kalır.
özd.11: 2 küstahlığın ardından utanç gelir, ama bilgelik alçakgönüllülerdedir.
özd.11: 3 erdemlinin dürüstlüğü ona yol gösterir, hainin yalancılığıysa yıkıma götürür.
özd.11: 4 gazap günü servet işe yaramaz, oysa doğruluk ölümden kurtarır.
özd.11: 5 dürüst insanın doğruluğu onun yolunu düzler, kötü kişiyse kötülüğü yüzünden yıkılıp düşer.
özd.11: 6 erdemlinin doğruluğu onu kurtarır, ama haini kendi hırsı ele verir.
özd.11: 7 kötü kişi öldüğünde umutları yok olur, güvendiği güç de biter.
özd.11: 8 doğru kişi sıkıntıdan kurtulur, onun yerine sıkıntıyı kötü kişi çeker.
özd.11: 9 tanrısız kişi başkalarını ağzıyla yıkıma götürür, oysa doğrular bilgi sayesinde kurtulur.
özd.11: 10 doğruların başarısına kent bayram eder, kötülerin ölümüne sevinç çığlıkları atılır.
özd.11: 11 dürüstlerin kutsamasıyla kent gelişir, ama kötülerin ağzı kenti yerle bir eder.
özd.11: 12 başkasını küçük gören sağduyudan yoksundur, akıllı kişiyse dilini tutar.
özd.11: 13 dedikoducu sır saklayamaz, oysa güvenilir insan sırdaş olur.
özd.11: 14 yol göstereni olmayan ulus düşer, danışmanı bol olan zafere gider.
özd.11: 15 yabancıya kefil olan mutlaka zarar görür, kefaletten kaçınan güvenlik içinde yaşar.
özd.11: 16 sevecen kadın onur*fç*, zorbalarsa yalnızca servet kazanır.d not 11:16 "onur" sözcüğünden sonra septuaginta’da şu tümcelergeçiyor: "ama doğruluktan nefret eden kadın onursuzluk tahtıdır.tembeller servetten yoksun olur."
özd.11: 17 iyilikseverin yararı kendinedir, gaddarsa kendi başına bela getirir.
özd.11: 18 kötü kişinin kazancı aldatıcıdır, doğruluk ekenin ödülüyse güvenlidir.
özd.11: 19 yürekten doğru olan yaşama kavuşur, kötülüğün ardından giden ölümünü hazırlar.
özd.11: 20 rab sapık yürekliden iğrenir, dürüst yaşayandan hoşnut kalır.
özd.11: 21 bilin ki, kötü kişi cezasız kalmaz, doğruların soyuysa kurtulur.
özd.11: 22 sağduyudan yoksun kadının güzelliği, domuzun burnundaki altın halkaya benzer.
özd.11: 23 doğruların isteği hep iyilikle sonuçlanır, kötülerin umutlarıysa gazapla.
özd.11: 24 eliaçık olan daha çok kazanır, hak yiyenin sonuysa yoksulluktur.
özd.11: 25 cömert olan bolluğa erecek, başkasına su verene su verilecek.
özd.11: 26 halk buğday istifleyeni lanetler, ama buğday satanı kutsar.
özd.11: 27 iyiliği amaç edinen beğeni kazanır, kötülüğü amaç edinense kötülüğe uğrar.
özd.11: 28 zenginliğine güvenen tepetaklak gidecek, oysa doğrular dalındaki yaprak gibi gelişecek.
özd.11: 29 ailesine sıkıntı çektirenin mirası yeldir, ahmaklar da bilgelerin kulu olur.
özd.11: 30 doğru kişinin işleri yaşam ağacının meyvesine benzer, bilge kişi insanları kazanır.
özd.11: 31 bu dünyada doğru kişi bile cezalandırılırsa, kötülerle günahlıların cezalandırılacağı kesindir.
bölüm 12
özd.12: 1 terbiye edilmeyi seven bilgiyi de sever, azarlanmaktan nefret eden budaladır.
özd.12: 2 iyi kişi rab’bin lütfuna erer, ama düzenbazı rab mahkûm eder.
özd.12: 3 kötülük kişiyi güvenliğe kavuşturmaz, ama doğruların kökü kazılamaz.
özd.12: 4 erdemli kadın kocasının tacıdır, edepsiz kadınsa kocasını yer bitirir.
özd.12: 5 doğruların tasarıları adil, kötülerin öğütleri aldatıcıdır.
özd.12: 6 kötülerin sözleri ölüm tuzağıdır, doğruların konuşmasıysa onları kurtarır.
özd.12: 7 kötüler yıkılıp yok olur, doğru kişinin evi ayakta kalır.
özd.12: 8 kişi sağduyusu oranında övülür, çarpık düşünceliyse küçümsenir.
özd.12: 9 köle sahibi olup aşağılanan büyüklük taslayıp ekmeğe muhtaç olandan yeğdir.
özd.12: 10 doğru kişi hayvanıyla ilgilenir, ama kötünün sevecenliği bile zalimcedir.
özd.12: 11 toprağını işleyenin ekmeği bol olur, hayal peşinde koşansa sağduyudan yoksundur.
özd.12: 12 kötü kişi kötülerin ganimetini ister, ama doğru kişilerin kökü ürün verir.
özd.12: 13 kötü kişinin günahlı sözleri kendisi için tuzaktır, ama doğru kişi sıkıntıyı atlatır.
özd.12: 14 insan ağzının ürünüyle iyiliğe doyar, elinin emeğine göre de karşılığını alır.
özd.12: 15 ahmağın yolu kendi gözünde doğrudur, bilge kişiyse öğüde kulak verir.
özd.12: 16 ahmak sinirlendiğini hemen belli eder, ama ihtiyatlı olan aşağılanmaya aldırmaz.
özd.12: 17 dürüst tanık doğruyu söyler, yalancı tanıksa hile solur.
özd.12: 18 düşünmeden söylenen sözler kılıç gibi keser, bilgelerin diliyse şifa verir.
özd.12: 19 gerçek sözler sonsuza dek kalıcıdır, oysa yalanın ömrü bir anlıktır.
özd.12: 20 kötülük tasarlayanın yüreği hileci, barışı öğütleyenin yüreğiyse sevinçlidir.
özd.12: 21 doğru kişiye hiç zarar gelmez, kötünün başıysa beladan kurtulmaz.
özd.12: 22 rab yalancı dudaklardan iğrenir, ama gerçeğe uyanlardan hoşnut kalır.
özd.12: 23 ihtiyatlı kişi bilgisini kendine saklar, oysa akılsızın yüreği ahmaklığını ilan eder.
özd.12: 24 çalışkanların eli egemenlik sürer, tembellikse köleliğe götürür.
özd.12: 25 kaygılı yürek insanı çökertir, ama güzel söz sevindirir.
özd.12: 26 doğru kişi arkadaşına da yol gösterir, kötünün tuttuğu yolsa kendini saptırır.
özd.12: 27 tembel kişi işini bitirmez*fd*, oysa çalışkan değerli bir servet kazanır.d not 12:27 "işini bitirmez": ibranice "avını pişirmez".
özd.12: 28 doğru yol yaşam kaynağıdır, bu yol ölümsüzlüğe götürür.
bölüm 13
özd.13: 1 bilge kişi terbiye edilmeyi sever, alaycı kişi azarlansa da aldırmaz.
özd.13: 2 iyi insan ağzından çıkan sözler için ödüllendirilir, ama hainlerin soluduğu zorbalıktır.
özd.13: 3 dilini tutan canını korur, ama boşboğazın sonu yıkımdır.
özd.13: 4 tembel canının çektiğini elde edemez, çalışkanın istekleriyse tümüyle yerine gelir.
özd.13: 5 doğru kişi yalandan nefret eder, kötünün sözleriyse iğrençtir, yüzkarasıdır.
özd.13: 6 doğruluk dürüst yaşayanı korur, kötülük günahkârı yıkar.
özd.13: 7 kimi hiçbir şeyi yokken kendini zengin gösterir, kimi serveti çokken kendini yoksul gösterir.
özd.13: 8 kişinin serveti gün gelir canına fidye olur, oysa yoksul kişi tehdide aldırmaz.
özd.13: 9 doğruların ışığı parlak yanar, kötülerin çırası söner.
özd.13: 10 kibirden ancak kavga çıkar, öğüt dinleyense bilgedir.
özd.13: 11 havadan kazanılan para yok olur, azar azar biriktirenin serveti çok olur.
özd.13: 12 ertelenen umut hayal kırıklığına uğratır, yerine gelen dilekse yaşam verir.
özd.13: 13 uyarılara kulak asmayan bedelini öder, buyruklara saygılı olansa ödülünü alır.
özd.13: 14 bilgelerin öğrettikleri yaşam kaynağıdır, insanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.
özd.13: 15 sağduyulu davranış saygınlık kazandırır, hainlerin yoluysa yıkıma götürür*fe*.d not 13:15 septuaginta, süryanice, vulgata "yıkıma götürür",masoretik metin "sürer" ya da "çetindir".
özd.13: 16 ihtiyatlı kişi işini bilerek yapar, akılsız kişiyse ahmaklığını sergiler.
özd.13: 17 kötü ulak belaya düşer, güvenilir elçiyse şifa getirir.
özd.13: 18 terbiye edilmeye yanaşmayanı yokluk ve utanç bekliyor, ama azara kulak veren onurlandırılır.
özd.13: 19 yerine getirilen dilek mutluluk verir. akılsız kötülükten uzak kalamaz.
özd.13: 20 bilgelerle oturup kalkan bilge olur, akılsızlarla dost olansa zarar görür.
özd.13: 21 günahkârın peşini felaket bırakmaz, doğruların ödülüyse gönençtir.
özd.13: 22 iyi kişi torunlarına miras bırakır, günahkârın servetiyse doğru kişiye kalır.
özd.13: 23 yoksulun tarlası bol ürün verebilir, ama haksızlık bunu alıp götürür.
özd.13: 24 oğlundan değneği esirgeyen, onu sevmiyor demektir. seven baba özenle*ff* terbiye eder.d not 13:24 "özenle" ya da "zamanında" veya "erkenden".
özd.13: 25 doğru kişinin yeterince yiyeceği vardır, kötünün karnıysa aç kalır.
bölüm 14
özd.14: 1 bilge kadın evini yapar, ahmak kadın evini kendi eliyle yıkar.
özd.14: 2 doğru yolda yürüyen, rab’den korkar, yoldan sapan, rab’bi hor görür.
özd.14: 3 ahmağın sözleri sırtına kötektir, ama bilgenin dudakları kendisini korur.
özd.14: 4 öküz yoksa yemlik boş kalır, çünkü bol ürünü sağlayan öküzün gücüdür.
özd.14: 5 güvenilir tanık yalan söylemez, yalancı tanıksa yalan solur.
özd.14: 6 alaycı bilgeliği arasa da bulamaz, akıllı içinse bilgi edinmek kolaydır.
özd.14: 7 akılsız kişiden uzak dur, çünkü sana öğretecek bir şeyi yok.
özd.14: 8 ihtiyatlı kişinin bilgeliği, ne yapacağını bilmektir, akılsızların ahmaklığıysa aldanmaktır.
özd.14: 9 ahmaklar suç sunusuyla*fg* alay eder, dürüstler ise iyi niyetlidir.d not 14:9 "suç sunusuyla" ya da "suçla".
özd.14: 10 yürek kendi acısını bilir, sevinciniyse kimse paylaşmaz.
özd.14: 11 kötü kişinin evi yerle bir edilecek, doğru kişinin konutuysa bayındır olacak.
özd.14: 12 öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, ama sonu ölümdür.
özd.14: 13 gülerken bile yürek sızlayabilir, sevinç bitince acı yine görünebilir.
özd.14: 14 yüreği dönek olan tuttuğu yolun, iyi kişi de yaptıklarının ödülünü alacaktır.
özd.14: 15 saf kişi her söze inanır, ihtiyatlı olansa attığı her adımı hesaplar.
özd.14: 16 bilge kişi korktuğu için kötülükten uzaklaşır, akılsızsa büyüklük taslayıp kendine güvenir.
özd.14: 17 çabuk öfkelenen ahmakça davranır, düzenbazdan herkes nefret eder.
özd.14: 18 saf kişilerin mirası akılsızlıktır, ihtiyatlı kişilerin tacı ise bilgidir.
özd.14: 19 alçaklar iyilerin önünde, kötüler doğruların kapısında eğilirler.
özd.14: 20 komşusu bile yoksulu sevmez, oysa zenginin dostu çoktur.
özd.14: 21 komşuyu hor görmek günahtır, ne mutlu mazluma lütfedene!
özd.14: 22 kötülük tasarlayan yolunu şaşırmaz mı? oysa iyilik tasarlayan sevgi ve sadakat kazanır.
özd.14: 23 her emek kazanç getirir, ama boş lakırdı yoksulluğa götürür.
özd.14: 24 bilgelerin tacı servetleridir, akılsızlarsa ahmaklıklarıyla tanınır*fh*.d not 14:24 "akılsızlarsa ahmaklıklarıyla tanınır" ya da"akılsızların çelengiyse ahmaklıktır".
özd.14: 25 dürüst tanık can kurtarır, yalancı tanık aldatıcıdır.
özd.14: 26 rab’den korkan tam güvenliktedir, rab onun çocuklarına da sığınak olacaktır.
özd.14: 27 rab korkusu yaşam kaynağıdır, insanı ölüm tuzaklarından uzaklaştırır.
özd.14: 28 kralın yüceliği halkının çokluğuna bağlıdır, halk yok olursa hükümdar da mahvolur.
özd.14: 29 geç öfkelenen akıllıdır, çabuk sinirlenen ahmaklığını gösterir.
özd.14: 30 huzurlu yürek bedenin yaşam kaynağıdır, hırs ise insanı için için yer bitirir.
özd.14: 31 muhtacı ezen, yaradanı’nı hor görüyor demektir. yoksula acıyansa yaradan’ı yüceltir.
özd.14: 32 kötü kişi uğradığı felaketle yıkılır, doğru insanın ölümde bile sığınacak yeri var. özd.14: 33 bilgelik akıllı kişinin yüreğinde barınır, akılsızlar arasında bile kendini belli eder.
özd.14: 34 doğruluk bir ulusu yüceltir, oysa günah herhangi bir halk için utançtır.
özd.14: 35 kral sağduyulu kulunu beğenir, utanç getirene öfkelenir.
bölüm 15
özd.15: 1 yumuşak yanıt gazabı yatıştırır, oysa yaralayıcı söz öfkeyi alevlendirir.
özd.15: 2 bilgenin dili bilgiyi iyi kullanır, akılsızın ağzındansa ahmaklık akar.
özd.15: 3 rab’bin gözü her yerde olanı görür, kötüleri de iyileri de gözler.
özd.15: 4 okşayıcı dil yaşam verir*fı*, çarpık dilse ruhu yaralar.d not 15:4 "yaşam verir": ibranice "yaşam ağacı".
özd.15: 5 ahmak babasının uyarılarını küçümser, ihtiyatlı kişi azara kulak verir.
özd.15: 6 doğru kişinin evi büyük hazine gibidir, kötünün geliriyse sıkıntı kaynağıdır.
özd.15: 7 bilgelerin dudakları bilgi yayar, ama akılsızların yüreği öyle değildir.
özd.15: 8 rab kötülerin kurbanından iğrenir, ama doğruların duası o’nu hoşnut eder.
özd.15: 9 rab kötü kişinin yolundan iğrenir, doğruluğun ardından gideni sever.
özd.15: 10 yoldan sapan şiddetle cezalandırılır ve azarlanmaktan nefret eden ölüme gider.
özd.15: 11 rab, ölüm ve yıkım diyarında olup biteni bilir, nerde kaldı ki insanın yüreği!
özd.15: 12 alaycı kişi azarlanmaktan hoşlanmaz, bilgelere gidip danışmaz.
özd.15: 13 mutlu yürek yüzü neşelendirir, acılı yürek ruhu ezer.
özd.15: 14 akıllı yürek bilgi arar, akılsızın ağzıysa ahmaklıkla beslenir.
özd.15: 15 mazlumun bütün günleri sıkıntı doludur, mutlu bir yürekse sahibine sürekli ziyafettir.
özd.15: 16 yoksul olup rab’den korkmak, zengin olup kaygı içinde yaşamaktan yeğdir.
özd.15: 17 sevgi dolu bir ortamdaki sebze yemeği, nefret dolu bir ortamdaki besili danadan yeğdir.
özd.15: 18 huysuz kişi çekişme yaratır, sabırlı kişi kavgayı yatıştırır.
özd.15: 19 tembelin yolu dikenli çit gibidir, doğrunun yoluysa ana caddeye benzer.
özd.15: 20 bilge çocuk babasını sevindirir, akılsız çocuksa annesini küçümser.
özd.15: 21 sağduyudan yoksun kişi ahmaklığıyla sevinir, ama akıllı insan dürüst bir yaşam sürer.
özd.15: 22 karşılıklı danışılmazsa tasarılar boşa çıkar, danışmanların çokluğuyla başarıya ulaşılır.
özd.15: 23 uygun yanıt sahibini mutlu eder, yerinde söylenen söz ne güzeldir!
özd.15: 24 sağduyulu kişi yukarıya, yaşama giden yoldadır, bu da ölüler diyarına inmesini önler.
özd.15: 25 rab kibirlinin evini yıkar, dul kadının sınırını korur.
özd.15: 26 rab kötünün tasarılarından iğrenir, temiz düşüncelerden hoşnut kalır*fi*.d not 15:26 "temiz düşüncelerden hoşnut kalır" ya da "tatlı sözlertemizdir".
özd.15: 27 kazanca düşkün kişi kendi evine sıkıntı verir, rüşvetten nefret edense rahat yaşar.
özd.15: 28 doğru kişinin aklı yanıtını iyi tartar, kötünün ağzı kötülük saçar.
özd.15: 29 rab kötülerden uzak durur, oysa doğruların duasını duyar.
özd.15: 30 gülen gözler yüreği sevindirir, iyi haber bedeni ferahlatır.
özd.15: 31 yaşam veren uyarıları dinleyen, bilgeler arasında konaklar.
özd.15: 32 terbiyeden kaçan kendine zarar verir, azara kulak verense sağduyu kazanır.
özd.15: 33 rab korkusu bilgelik öğretir, alçakgönüllülük de onurun önkoşuludur.
bölüm 16
özd.16: 1 insan aklıyla çok şey tasarlayabilir, ama dilin vereceği yanıt rab’dendir.
özd.16: 2 insan her yaptığını temiz sanır, ama niyetlerini tartan rab’dir.
özd.16: 3 yapacağın işleri rab’be emanet et, o zaman tasarıların gerçekleşir.
özd.16: 4 rab her şeyi amacına uygun yapar, kötü kişinin yıkım gününü de o hazırlar.
özd.16: 5 rab yüreği küstah olandan iğrenir, bilin ki, öyleleri cezasız kalmaz.
özd.16: 6 sevgi ve bağlılık suçları bağışlatır, rab korkusu insanı kötülükten uzaklaştırır.
özd.16: 7 rab kişinin yaşayışından hoşnutsa düşmanlarını bile onunla barıştırır.
özd.16: 8 doğrulukla kazanılan az şey haksızlıkla kazanılan büyük gelirden iyidir.
özd.16: 9 kişi yüreğinde gideceği yolu tasarlar, ama adımlarını rab yönlendirir.
özd.16: 10 tanrı buyruklarını kralın ağzıyla açıklar, bu nedenle kral adaleti çiğnememelidir.
özd.16: 11 doğru terazi ve baskül rab’bindir, bütün tartı ağırlıklarını o belirler.
özd.16: 12 krallar kötülükten iğrenir, çünkü tahtın güvencesi adalettir.
özd.16: 13 kral doğru söyleyenden hoşnut kalır, dürüst konuşanı sever.
özd.16: 14 kralın öfkesi ölüm habercisidir, ama bilge kişi onu yatıştırır.
özd.16: 15 kralın yüzü gülüyorsa, yaşam demektir. lütfu son yağmuru getiren bulut gibidir.
özd.16: 16 bilgelik kazanmak altından daha değerlidir, akla sahip olmak da gümüşe yeğlenir.
özd.16: 17 dürüstlerin tuttuğu yol kötülükten uzaklaştırır, yoluna dikkat eden, canını korur.
özd.16: 18 gururun ardından yıkım, kibirli ruhun ardından da düşüş gelir.
özd.16: 19 mazlumlar arasında alçakgönüllü biri olmak, kibirlilerle çapul malı paylaşmaktan iyidir.
özd.16: 20 öğüde kulak veren başarıya ulaşır, rab’be güvenen mutlu olur.
özd.16: 21 bilge yüreklilere akıllı denir, tatlı söz ikna gücünü artırır.
özd.16: 22 sağduyu, sahibine yaşam kaynağı, ahmaklıksa ahmaklara cezadır.
özd.16: 23 bilgenin aklı diline yön verir, dudaklarının ikna gücünü artırır.
özd.16: 24 hoş sözler petek balı gibidir, cana tatlı ve bedene şifadır.
özd.16: 25 öyle yol var ki, insana düz gibi görünür, ama sonu ölümdür.
özd.16: 26 emekçinin iştahıdır onu çalıştıran, çünkü açlığı onu kamçılar.
özd.16: 27 alçaklar başkalarına kötülük tasarlar, konuşmaları kavurucu ateş gibidir.
özd.16: 28 huysuz kişi çekişmeyi körükler, dedikoducu can dostları ayırır.
özd.16: 29 zorba kişi başkalarını ayartır ve onları olumsuz yola yöneltir.
özd.16: 30 göz kırpmak düzenbazlığa, sinsi gülücükler kötülüğe işarettir.
özd.16: 31 ağarmış saçlar onur tacıdır, doğru yaşayışla kazanılır.
özd.16: 32 sabırlı kişi yiğitten üstündür, kendini denetleyen de kentler fethedenden üstündür.
özd.16: 33 insan kura atar, ama her kararı rab verir.
bölüm 17
özd.17: 1 huzur içinde kuru bir lokma, kavga ve ziyafet dolu evden iyidir.
özd.17: 2 sağduyulu köle, ailesini utanca sokan oğula egemen olur ve kardeşlerle birlikte mirastan pay alır.
özd.17: 3 altın ocakta, gümüş potada arıtılır, yüreği arıtansa rab’dir.
özd.17: 4 kötü kişi fesat yüklü dudakları dinler, yalancı da yıkıcı dile kulak verir.
özd.17: 5 yoksulla alay eden, onu yaratanı hor görür. felakete sevinen cezasız kalmaz.
özd.17: 6 torunlar yaşlıların tacıdır, çocukların övüncü anne babalarıdır.
özd.17: 7 kurumlu sözler ahmağa nasıl yakışmazsa, soyluya da yalancı dudaklar hiç yakışmaz.
özd.17: 8 sahibinin gözünde rüşvet bir tılsımdır. ne yapsa başarılı olur.
özd.17: 9 sevgi isteyen kişi suçları bağışlar, olayı diline dolayansa can dostları ayırır.
özd.17: 10 akıllı kişiyi azarlamak, akılsıza yüz darbe vurmaktan etkilidir.
özd.17: 11 kötü kişi ancak başkaldırmaya eğilimlidir, ona gönderilecek ulak acımasız olacaktır.
özd.17: 12 azgınlığı üstünde bir akılsızla karşılaşmak, yavrularından edilmiş dişi ayıyla karşılaşmaktan beterdir.
özd.17: 13 iyiliğin karşılığını kötülükle ödeyenin evinden kötülük eksik olmaz.
özd.17: 14 kavganın başlangıcı su sızıntısına benzer, bir patlamaya yol açmadan çekişmeyi bırak.
özd.17: 15 kötüyü aklayan da, doğruyu mahkûm eden de rab’bi tiksindirir.
özd.17: 16 akılsız biri bilgelik satın almak için niye para harcasın? zaten sağduyudan yoksun!
özd.17: 17 dost her zaman sever, kardeş sıkıntılı günde belli olur.
özd.17: 18 sağduyudan yoksun kişi el sıkışıp başkasına kefil olur.
özd.17: 19 başkaldırıyı seven kavgayı sever, kapısını yüksek yapan yıkımına davetiye çıkarır.
özd.17: 20 sapık yürekli kişi iyilik beklememeli. diliyle aldatan da belaya düşer.
özd.17: 21 akılsız kendisini doğurana derttir, ahmağın babası sevinç nedir bilmez.
özd.17: 22 iç ferahlığı sağlık getirir, ezik ruh ise bedeni yıpratır.
özd.17: 23 kötü kişi adaleti saptırmak için gizlice rüşvet alır.
özd.17: 24 akıllı kişi gözünü bilgelikten ayırmaz, akılsızın gözüyse hep sağda soldadır.
özd.17: 25 akılsız çocuk babasına üzüntü, annesine acı verir.
özd.17: 26 ne suçsuza ceza kesmek iyidir, ne de görevliyi dürüst davrandığı için dövmek...
özd.17: 27 bilgili kişi az konuşur, akıllı kişi sakin ruhludur.
özd.17: 28 çenesini tutup susan ahmak bile bilge ve akıllı sayılır.
bölüm 18
özd.18: 1 geçimsiz kişi kendi çıkarı peşindedir, iyi öğüde hep karşı çıkar.
özd.18: 2 akılsız kişi bir şey anlamaktan çok kendi düşüncelerini açmaktan hoşlanır.
özd.18: 3 kötülüğü aşağılanma, ayıbı utanç izler.
özd.18: 4 bilge kişinin ağzından çıkan sözler derin sular gibidir, bilgelik pınarı da coşkun bir akarsu.
özd.18: 5 kötüyü kayırmak da, suçsuzdan adaleti esirgemek de iyi değildir.
özd.18: 6 akılsızın dudakları çekişmeye yol açar, ağzı da dayağı davet eder.
özd.18: 7 akılsızın ağzı kendisini mahveder, dudakları da canına tuzaktır.
özd.18: 8 dedikodu tatlı lokma gibidir, insanın ta içine işler.
özd.18: 9 işini savsaklayan kişi yıkıcıya kardeştir.
özd.18: 10 rab’bin adı güçlü kuledir, ona sığınan doğru kişi için korunaktır.
özd.18: 11 zengin servetini bir kale, aşılmaz bir sur sanır.
özd.18: 12 yürekteki gururu düşüş, alçakgönüllülüğü ise onur izler.
özd.18: 13 dinlemeden yanıt vermek ahmaklık ve utançtır.
özd.18: 14 insanın ruhu hastalıkta ona destektir. ama ezik ruh nasıl dayanabilir?
özd.18: 15 akıllı kişi bilgiyi satın alır, bilgenin kulağı da bilgi peşindedir.
özd.18: 16 armağan, verenin yolunu açar ve kendisini büyüklerin önüne çıkartır.
özd.18: 17 duruşmada ilk konuşan haklı görünür, başkası çıkıp onu sorgulayana dek.
özd.18: 18 kura çekişmeleri sona erdirir, güçlü rakipleri uzlaştırır.
özd.18: 19 gücenmiş kardeş surlu kentten daha zor elde edilir. çekişme sürgülü kale kapısı gibidir.
özd.18: 20 insanın karnı ağzının meyvesiyle, dudaklarının ürünüyle doyar.
özd.18: 21 dil ölüme de götürebilir, yaşama da; konuşmayı seven, dilin meyvesine katlanmak zorundadır.
özd.18: 22 iyi bir eş bulan iyilik bulur ve rab’bin lütfuna erer.
özd.18: 23 yoksul acınma dilenir, zenginin yanıtıysa serttir.
özd.18: 24 yıkıma götüren dostlar vardır*fj*, ama öyle dost var ki, kardeşten yakındır insana.d not 18:24 "yıkıma götüren dostlar vardır" ya da "çok dostu olanyıkıma gider".
bölüm 19
özd.19: 1 dürüst yaşayan bir yoksul olmak, yalancı bir akılsız olmaktan yeğdir.
özd.19: 2 bilgisiz heves işe yaramaz, acelecilik insanı yanılgıya düşürür.
özd.19: 3 insanın ahmaklığı yaşamını yıkar, yine de içinden rab’be öfkelenir.
özd.19: 4 zenginlik dost üstüne dost kazandırır. oysa yoksulun dostu onu yüzüstü bırakır.
özd.19: 5 yalancı tanık cezasız kalmaz, yalan soluyan kurtulamaz.
özd.19: 6 birçokları önemli kişinin gözüne girmek ve eli açık olanın dostu olmak ister.
özd.19: 7 yoksulun akrabaları bile onu sevmezse, dostlarının ondan uzak duracağı daha da kesindir. ne kadar yalvarsa ona yaklaşmazlar.
özd.19: 8 sağduyulu olan canını sever, aklı izleyen bolluğa kavuşur.
özd.19: 9 yalancı tanık cezasız kalmaz, yalan soluyan yok olur.
özd.19: 10 akılsızın gösterişli bir yaşam sürmesi uygun değilse, kölelerin önderlere egemen olması hiç uygun değildir.
özd.19: 11 sağduyulu kişi sabırlıdır, kusurları hoş görmesi ona onur kazandırır.
özd.19: 12 kralın öfkesi genç aslanın kükreyişine benzer, lütfuysa otların üzerine düşen çiy gibidir.
özd.19: 13 akılsız çocuk babasının başına beladır, dırdır eden kadın sürekli damlayan su gibidir.
özd.19: 14 ev ve servet babadan mirastır, ama sağduyulu kadın rab’bin armağanıdır.
özd.19: 15 tembellik insanı uyuşukluğa iter, haylaz kişi de aç kalır.
özd.19: 16 tanrı buyruğuna uyan canını korur, gitmesi gereken yolları umursamayan ölür.
özd.19: 17 yoksula acıyan kişi rab’be ödünç vermiş olur, yaptığı iyilik için rab onu ödüllendirir.
özd.19: 18 henüz umut varken çocuğunu eğit, onun yıkımına neden olma.
özd.19: 19 huysuz insan cezasını çekmelidir. onu bir kere kurtarsan da, hep aynı şeyi yapman gerekir.
özd.19: 20 öğüde kulak ver, terbiyeyi kabul et ki, ömrünün kalan kısmı boyunca bilge olasın.
özd.19: 21 insan yüreğinde çok şey tasarlar, ama gerçekleşen, rab’bin amacıdır.
özd.19: 22 insandan istenen vefadır, yoksul olmak yalancı olmaktan yeğdir.
özd.19: 23 rab korkusu doygun ve dertsiz bir yaşama kavuşturur.
özd.19: 24 tembel sahana daldırdığı elini ağzına geri götürmek bile istemez.
özd.19: 25 alaycıyı döversen bön kişi ibret alır, akıllı kişiyi azarlarsan bilgisine bilgi katar.
özd.19: 26 babasına saldıran, annesini kovan çocuk, ailesinin utancı ve yüzkarasıdır.
özd.19: 27 oğlum, uyarılara kulağını tıkarsan, bilgi kaynağı sözlerden saparsın.
özd.19: 28 niyeti bozuk tanık adaletle eğlenir, kötülerin ağzı fesatla beslenir.
özd.19: 29 alaycılar için ceza, akılsızların sırtı için kötek hazırdır.
bölüm 20
özd.20: 1 şarap insanı alaycı, içki gürültücü yapar, onun etkisiyle yoldan sapan bilge değildir.
özd.20: 2 kralın öfkesi genç aslanın kükreyişine benzer,onu kızdıran canından olur.
özd.20: 3 kavgadan kaçınmak insan için onurdur, oysa her ahmak tartışmaya hazırdır.
özd.20: 4 sonbaharda çift sürmeyen tembel, hasatta aradığını bulamaz.
özd.20: 5 insanın niyetleri derin bir kuyunun suları gibidir, akıllı kişi onları açığa çıkarır.
özd.20: 6 insanların çoğu, "vefalıyım" der. ama sadık birini kim bulabilir?
özd.20: 7 doğru ve dürüst bir babaya sahip olan çocuklara ne mutlu!
özd.20: 8 yargı kürsüsünde oturan kral, kötülüğü gözleriyle ayıklar.
özd.20: 9 kim, "yüreğimi pak kıldım, günahımdan arındım" diyebilir?
özd.20: 10 rab hileli tartıdan da, hileli ölçüden de tiksinir.
özd.20: 11 çocuk bile eylemleriyle kendini belli eder, yaptıkları pak ve doğru mu, değil mi, anlaşılır.
özd.20: 12 işiten kulağı da gören gözü de rab yaratmıştır.
özd.20: 13 uykuyu seversen yoksullaşırsın, uyanık durursan ekmeğin bol olur.
özd.20: 14 alıcı, "işe yaramaz, işe yaramaz" der, ama alıp gittikten sonra aldığıyla övünür.
özd.20: 15 bol bol altının, mücevherin olabilir, ama bilgi akıtan dudaklar daha değerlidir.
özd.20: 16 tanımadığı birine kefil olanın giysisini al; bir yabancı için yapıyorsa bunu, giysisini rehin tut.
özd.20: 17 hileyle kazanılan yiyecek insana tatlı gelir, ama sonra ağza dolan çakıl gibidir.
özd.20: 18 tasarılarını danışarak yap, yöntemlere uyarak savaş.
özd.20: 19 dedikoducu sır saklayamaz, bu nedenle ağzı gevşek olanla arkadaşlık etme.
özd.20: 20 annesine ya da babasına sövenin işığı zifiri karanlıkta sönecek.
özd.20: 21 tez elde edilen mirasın sonu bereketli olmaz.
özd.20: 22 "bu kötülüğü sana ödeteceğim" deme; rab’bi bekle, o seni kurtarır.
özd.20: 23 rab hileli tartıdan tiksinir, hileli teraziden hoşlanmaz.
özd.20: 24 insanın adımlarını rab yönlendirir; öyleyse insan tuttuğu yolu nasıl anlayabilir?
özd.20: 25 düşünmeden adakta bulunmak sakıncalıdır.
özd.20: 26 bilge kral kötüleri ayıklar, harman döver gibi cezalandırır.
özd.20: 27 insanın ruhu rab’bin ışığıdır, iç varlığın derinliklerine işler.
özd.20: 28 sevgi ve sadakat kralın güvencesidir. onun tahtını sağlamlaştıran sevgidir.
özd.20: 29 gençlerin görkemi güçleri, yaşlıların onuru ağarmış saçlardır.
özd.20: 30 yaralayan darbeler kötülüğü temizler, kötek iç varlığın derinliklerini paklar.
bölüm 21
özd.21: 1 kralın yüreği rab’bin elindedir, kanaldaki su gibi onu istediği yöne çevirir.
özd.21: 2 insan izlediği her yolun doğru olduğunu sanır, ama niyetlerini tartan rab’dir.
özd.21: 3 rab kendisine kurban sunulmasından çok, doğruluğun ve adaletin yerine getirilmesini ister.
özd.21: 4 küstah bakışlar ve kibirli yürek kötülerin çırası ve günahıdır.
özd.21: 5 çalışkanın tasarıları hep bollukla, her türlü acelecilik hep yoklukla sonuçlanır.
özd.21: 6 yalan dolanla yapılan servet, sis gibi geçicidir ve ölüm tuzağıdır.
özd.21: 7 kötülerin zorbalığı kendilerini süpürüp götürür, çünkü doğru olanı yapmaya yanaşmazlar.
özd.21: 8 suçlunun yolu dolambaçlı, pak kişinin yaptıklarıysa dosdoğrudur.
özd.21: 9 kavgacı kadınla aynı evde oturmaktansa, damın köşesinde oturmak yeğdir.
özd.21: 10 kötünün can attığı kötülüktür, hiç kimseye acımaz.
özd.21: 11 alaycı cezalandırılınca bön kişi akıllanır, bilge olan öğretilenden bilgi kazanır.
özd.21: 12 adil olan, kötünün evini dikkatle gözler ve kötüleri yıkıma uğratır.
özd.21: 13 yoksulun feryadına kulağını tıkayanın feryadına yanıt verilmeyecektir.
özd.21: 14 gizlice verilen armağan öfkeyi, koyna sokuşturulan rüşvet de kızgın gazabı yatıştırır.
özd.21: 15 hak yerine gelince doğru kişi sevinir, fesatçı dehşete düşer.
özd.21: 16 sağduyudan uzaklaşan, kendini ölüler arasında bulur.
özd.21: 17 zevkine düşkün olan yoksullaşır, şaraba ve zeytinyağına düşkün kişi de zengin olmaz.
özd.21: 18 kötü kişi doğru kişinin fidyesidir, hain de dürüstün.
özd.21: 19 çölde yaşamak, can sıkıcı ve kavgacı kadınla yaşamaktan yeğdir.
özd.21: 20 bilgenin evi değerli eşya ve zeytinyağıyla doludur, akılsızsa malını har vurup harman savurur.
özd.21: 21 doğruluğun ve sevginin ardından koşan, yaşam, gönenç ve onur bulur.
özd.21: 22 bilge kişi güçlülerin kentine saldırıp güvendikleri kaleyi yıkar.
özd.21: 23 ağzını ve dilini tutan başını beladan korur.
özd.21: 24 gururlu, küstah ve alaycı: bunlar kas kas kasılan insanın adlarıdır.
özd.21: 25 tembelin isteği onu ölüme götürür, çünkü elleri çalışmaktan kaçınır;
özd.21: 26 bütün gün isteklerini sıralar durur, oysa doğru kişi esirgemeden verir.
özd.21: 27 kötülerin sunduğu kurban iğrençtir, hele bunu kötü niyetle sunarlarsa.
özd.21: 28 yalancı tanık yok olur, dinlemeyi bilenin tanıklığıysa inandırıcıdır.
özd.21: 29 kötü kişi kendine güçlü bir görünüm verir, erdemli insansa tuttuğu yoldan emindir.
özd.21: 30 rab’be karşı başarılı olabilecek bilgelik, akıl ve tasarı yoktur.
özd.21: 31 at savaş günü için hazır tutulur, ama zafer sağlayan rab’dir.
bölüm 22
özd.22: 1 iyi ad büyük servetten, saygınlık gümüş ve altından yeğdir.
özd.22: 2 zenginle yoksulun ortak yönü şu: her ikisini de rab yarattı.
özd.22: 3 ihtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır, bönse öne atılır ve zarar görür.
özd.22: 4 alçakgönüllülüğün ve rab korkusunun ödülü, zenginlik, onur ve yaşamdır.
özd.22: 5 kötünün yolu diken ve tuzakla doludur. canını korumak isteyen bunlardan uzak durur.
özd.22: 6 çocuğu tutması gereken yola göre yetiştir, yaşlandığında o yoldan ayrılmaz.
özd.22: 7 zengin yoksullara egemen olur, borç alan borç verenin kulu olur.
özd.22: 8 fesat eken dert biçer, gazabının değneği yok olur.
özd.22: 9 cömert olan kutsanır, çünkü yemeğini yoksullarla paylaşır.
özd.22: 10 alaycıyı kov, kavga biter; çekişme ve aşağılamalar da sona erer.
özd.22: 11 yürek temizliğini ve güzel sözleri seven, kralın dostluğunu kazanır.
özd.22: 12 rab bilgiyi gözetip korur, hainin sözlerini ise altüst eder.
özd.22: 13 tembel der ki, "dışarda aslan var, sokağa çıksam beni parçalar."
özd.22: 14 sokak kadınının ağzı dipsiz çukur gibidir, rab’bin gazabına uğrayan oraya düşer.
özd.22: 15 akılsızlık çocuğun öz yapısındadır, değnekle terbiye edilirse akılsızlıktan uzaklaşır.
özd.22: 16 servetini büyütmek için yoksulu ezenle zengine armağan verenin sonu yoksulluktur.
bilgeden otuz öğüt
özd.22: 17 kulak ver, bilgelerin sözlerini dinle, öğrettiğimi zihnine işle.
özd.22: 18 sözlerimi yüreğinde saklarsan mutlu olursun, onlar hep hazır olsun dudaklarında.
özd.22: 19 rab’be güvenmen için bugün bunları sana, evet sana da bildiriyorum.
özd.22: 20 senin için otuz söz*fk* yazdım, bilgi ve öğüt sözleri...d not 22:20 "otuz söz" ya da "değerli sözler".
özd.22: 21 öyle ki, güvenilir, doğru sözleri bilesin, böylece seni gönderene güvenilir yanıt verebilesin.(1)*fl*d not - f l ayetleri 1’den 30’a kadar gruplara ayıran bu numaralarmasoretik metinde geçmemektedir.
özd.22: 22 yoksulu, yoksul olduğu için soymaya kalkma, düşkünü mahkemede ezme.
özd.22: 23 çünkü onların davasını rab yüklenecek ve onları soyanların canını alacak.
özd.22: 24 huysuz kişiyle arkadaşlık etme; tez öfkelenenle yola çıkma.
özd.22: 25 yoksa onun yollarına alışır, kendini tuzağa düşmüş bulursun.
özd.22: 26 el sıkışıp başkasının borcuna kefil olmaktan kaçın.
özd.22: 27 ödeyecek paran olmazsa, altındaki döşeğe bile el koyarlar.
özd.22: 28 atalarının belirlediği eski sınır taşlarının yerini değiştirme.
özd.22: 29 işinde usta birini görüyor musun? öylesi sıradan kişilere değil, krallara bile hizmet eder.
bölüm 23
özd.23: 1 bir önderle yemeğe oturduğunda önüne konulana dikkat et.
özd.23: 2 iştahına yenilecek olursan, daya bıçağı kendi boğazına.
özd.23: 3 onun lezzetli yemeklerini çekmesin canın, böyle yemeğin ardında hile olabilir.
özd.23: 4 zengin olmak için didinip durma, çıkar bunu aklından.
özd.23: 5 servet göz açıp kapayana dek yok olur, kanatlanıp kartal gibi göklere uçar.
özd.23: 6 cimrinin verdiği yemeği yeme, lezzetli yemeklerini çekmesin canın.
özd.23: 7 çünkü yediğin her şeyin hesabını tutar, "ye, iç" der sana, ama yüreği senden yana değildir.
özd.23: 8 yediğin azıcık yemeği kusarsın, söylediğin güzel sözler de boşa gider.
özd.23: 9 akılsıza öğüt vermeye kalkma, çünkü senin sözlerindeki sağduyuyu küçümser.
özd.23: 10 eski sınır taşlarının yerini değiştirme, öksüzlerin toprağına el sürme.
özd.23: 11 çünkü onların velisi*fm* güçlüdür ve onların davasını sana karşı o yürütür.d not 23:11 "velisi": ibranice sözcük "goel" hem yakınlık, hem de kurtarıcılığı vurguluyor.
özd.23: 12 uyarıları zihnine işle, bilgi dolu sözlere kulak ver.
özd.23: 13 çocuğunu terbiye etmekten geri kalma, onu değnekle dövsen de ölmez.
özd.23: 14 onu değnekle döversen, canını ölüler diyarından kurtarırsın.
özd.23: 15 oğlum, bilge yürekli olursan, benim yüreğim de sevinir.
özd.23: 16 dudakların doğru konuştuğunda gönlüm de coşar.
özd.23: 17 günahkârlara imrenmektense, sürekli rab korkusunda yaşa.
özd.23: 18 böylece bir geleceğin olur ve umudun boşa çıkmaz.
özd.23: 19 oğlum, dinle ve bilge ol, yüreğini doğru yolda tut.
özd.23: 20 aşırı şarap içenlerle, ete düşkün oburlarla arkadaşlık etme.
özd.23: 21 çünkü ayyaş ve obur kişi yoksullaşır, uyuşukluk da insana paçavra giydirir.
özd.23: 22 sana yaşam veren babanın sözlerine kulak ver, yaşlandığı zaman anneni hor görme.
özd.23: 23 gerçeği satın al ve satma; bilgeliği, terbiyeyi, aklı da.
özd.23: 24 doğru kişinin babası coştukça coşar, bilgece davranan oğulun babası sevinir.
özd.23: 25 annenle baban seninle coşsun, seni doğuran sevinsin.
özd.23: 26 oğlum, beni yürekten dinle, gözünü gittiğim yoldan ayırma.
özd.23: 27 çünkü fahişe derin bir çukur, ahlaksız kadın dar bir kuyudur.
özd.23: 28 evet, soyguncu gibi pusuda bekler ve birçok erkeği yoldan çıkarır.
özd.23: 29 ah çeken kim? vah çeken kim? kimdir çekişip duran? yakınan kim? boş yere yaralanan kim? gözleri kanlı olan kim?
özd.23: 30 içmeye oturup kalkamayanlar, karışık şarapları denemeye gidenlerdir.
özd.23: 31 şarabın kızıl rengine, kadehte ışımasına, boğazdan aşağı süzülüvermesine bakma.
özd.23: 32 sonunda yılan gibi ısırır, engerek gibi sokar.
özd.23: 33 gözlerin garip şeyler görür, aklından ahlaksızlıklar geçer.
özd.23: 34 kendini kâh denizin ortasında, kâh gemi direğinin tepesinde yatıyor sanırsın.
özd.23: 35 "dövdüler beni ama incinmedim, vurdular ama farketmedim" dersin, "yeniden içmek için ne zaman ayılacağım?"
bölüm 24
özd.24: 1 kötülere imrenme, onlarla birlikte olmayı isteme.
özd.24: 2 çünkü yürekleri zorbalık tasarlar, dudakları belalardan söz eder.
özd.24: 3 ev bilgelikle yapılır, akılla pekiştirilir.
özd.24: 4 bilgi sayesinde odaları her türlü değerli, güzel eşyayla dolar.
özd.24: 5 bilgelik güçten, bilgi kaba kuvvetten üstündür*fn*.d not 24:5 olası metin "bilgelik güçten, bilgi kaba kuvvettenüstündür" (bkz. septuaginta), masoretik metin "bilge güçlü olur,bilgi sahibi gücünü artırır."
özd.24: 6 savaşmak için yöntem, zafer kazanmak için birçok danışman gerekli.
özd.24: 7 ahmak için bilgelik ulaşılamayacak kadar yüksektir, kent kurulunda ağzını açamaz.
özd.24: 8 kötülük tasarlayan kişi düzenbaz olarak bilinecektir.
özd.24: 9 ahmakça tasarılar günahtır, alaycı kişiden herkes iğrenir.
özd.24: 10 sıkıntılı günde cesaretini yitirirsen, gücün kıt demektir.
özd.24: 11 ölüm tehlikesi içinde olanları kurtar, ölmek üzere olanları esirge.
özd.24: 12 "işte bunu bilmiyordum" desen de, insanın yüreğindekini bilen sezmez mi? senin canını koruyan anlamaz mı? ödetmez mi herkese yaptığını?
özd.24: 13 oğlum, bal ye, çünkü iyidir, süzme bal damağa tatlı gelir.
özd.24: 14 bilgelik de canın için öyledir, bilmiş ol. bilgeliği bulursan bir geleceğin olur ve umudun boşa çıkmaz.
özd.24: 15 ey kötü adam, doğru kişinin evine karşı pusuya yatma, konutunu yıkmaya kalkma.
özd.24: 16 çünkü doğru kişi yedi kez düşse yine kalkar, ama kötüler felakette yıkılır.
özd.24: 17 düşmanın düşüşüne keyiflenme, sendelemesine sevinme.
özd.24: 18 yoksa rab görür ve hoşnut kalmaz ve düşmanına duyduğu öfke yatışır.
özd.24: 19 kötülük edenlere kızıp üzülme, onlara özenme.
özd.24: 20 çünkü kötülerin geleceği yok, çırası sönecek onların.
özd.24: 21 oğlum, rab’be ve krala saygı göster, onlara başkaldıranlarla arkadaşlık etme.
özd.24: 22 çünkü onlar ansızın felakete uğrar, insanın başına ne belalar getireceklerini kim bilir? bilgelerin öbür özdeyişleri
özd.24: 23 şunlar da bilgelerin sözleridir: yargılarken yan tutmak iyi değildir.
özd.24: 24 kötüye, "suçsuzsun" diyen yargıcı halklar lanetler, uluslar kınar.
özd.24: 25 ne mutlu suçluyu mahkûm edene! herkes onu candan kutlar.
özd.24: 26 dürüst yanıt gerçek dostluğun işaretidir*fo*.d not 24:26 "dürüst yanıt gerçek dostluğun işaretidir": ibranice"dürüst yanıt veren dudakları öper."
özd.24: 27 ilkin dışardaki işini bitirip tarlanı hazırla, ondan sonra evini yap.
özd.24: 28 başkalarına karşı nedensiz tanıklık etme ve dudaklarınla aldatma.
özd.24: 29 "bana yaptığını ben de ona yapacağım, ödeteceğim bana yaptığını" deme.
özd.24: 30 tembelin tarlasından, sağduyudan yoksun kişinin bağından geçtiğimde
özd.24: 31 her yanı dikenlerin, otların kapladığını gördüm; taş duvar da yıkılmıştı.
özd.24: 32 gördüklerimi derin derin düşündüm, seyrettiklerimden ibret aldım.
özd.24: 33 "biraz kestireyim, biraz uyuklayayım, ellerimi kavuşturup şöyle bir uyuyayım" demeye kalmadan,
özd.24: 34 yokluk bir haydut gibi, yoksulluk bir akıncı gibi gelir üzerine.
süleyman’ın özdeyişlerinin ikinci bölümü
bölüm 25
özd.25: 1 bundan sonrakiler de süleyman’ın özdeyişleridir. bunları yahuda kralı hizkiya’nın adamları derledi.
özd.25: 2 tanrı’yı gizli tuttuğu şeyler için, krallarıysa açığa çıkardıkları için yüceltiriz.
özd.25: 3 göğün yüksekliği, yerin derinliği gibi, kralların aklından geçen de kestirilemez.
özd.25: 4 cürufu gümüşten ayırınca, kuyumcunun işleyeceği madde kalır.
özd.25: 5 kötüleri kralın huzurundan uzaklaştırırsan kralın tahtı adaletle pekişir.
özd.25: 6 kralın önünde kendini yüceltme, önemli kişiler arasında yer edinmeye çalışma.
özd.25: 7 çünkü kralın seni bir soylunun önünde alaşağı etmesindense, sana, "yukarıya gel" demesi yeğdir.
özd.25: 8 gördüklerinle hemencecik mahkemeye başvurma; çünkü başkası seni utandırabilir, sonra ne yapacağını bilemezsin.
özd.25: 9 davanı doğrudan komşunla gör; başkasının sırrını açıklama.
özd.25: 10 yoksa işiten seni utandırabilir ve bu kötü ün yakanı bırakmaz.
özd.25: 11 yerinde söylenen söz, gümüş oymalardaki altın elma*fö* gibidir.d not 25:11 "elma" ya da "kayısı".
özd.25: 12 altın küpe ya da altın bir süs neyse, dinleyen kulak için bilgenin azarlaması da öyledir.
özd.25: 13 hasatta kar serinliği nasılsa, güvenilir ulak da kendisini gönderenler için öyledir. böyle biri efendilerinin canına can katar.
özd.25: 14 yağmursuz bulut ve yel nasılsa, vermediği armağanla övünen kişi de öyledir.
özd.25: 15 sabırla bir hükümdar bile ikna edilir, tatlı dil en güçlü direnci*fp* kırar.d not 25:15 "en güçlü direnci": ibranice "kemiği".
özd.25: 16 bal buldun mu yeteri kadar ye, fazla doyarsan kusarsın.
özd.25: 17 başkalarının evine seyrek git, yoksa onları bezdirir, nefretini kazanırsın.
özd.25: 18 başkasına karşı yalancı tanıklık eden topuz, kılıç ya da sivri ok gibidir.
özd.25: 19 sıkıntılı günde haine güvenmek, çürük dişe ya da sakat ayağa güvenmek gibidir.
özd.25: 20 dertli kişiye ezgi söylemek, soğuk günde giysilerini üzerinden almaya, ya da sodaya sirke katmaya benzer.
özd.25: 21 düşmanın acıkmışsa doyur, susamışsa su ver.
özd.25: 22 bunu yapmakla onu utanca boğarsın*fr* ve rab seni ödüllendirir.d not 25:22 "onu utanca boğarsın": ibranice "başına kor yığarsın."
özd.25: 23 kuzeyden esen rüzgar nasıl yağmur getirirse, iftiracı dil de öfkeli bakışlara yol açar.
özd.25: 24 kavgacı kadınla aynı evde oturmaktansa, damın köşesinde oturmak yeğdir.
özd.25: 25 susamış kişi için soğuk su neyse, uzak ülkeden gelen iyi haber de öyledir.
özd.25: 26 kötünün önünde pes eden doğru kişi, suyu bulanmış pınar, kirlenmiş kuyu gibidir.
özd.25: 27 fazla bal yemek iyi değildir; hep yüceltilmeyi beklemek de...
özd.25: 28 kendini denetleyemeyen kişi yıkılmış sursuz kent gibidir.
bölüm 26
özd.26: 1 yaz ortasında kar, hasatta yağmur uygun olmadığı gibi, akılsıza da onur yakışmaz.
özd.26: 2 öteye beriye uçuşan serçe ve kırlangıç gibi, hak edilmemiş lanet de tutmaz.
özd.26: 3 ata kırbaç, eşeğe gem, akılsızın sırtına da değnek gerek.
özd.26: 4 akılsıza ahmaklığına göre karşılık verme, yoksa sen de onun düzeyine inersin.
özd.26: 5 akılsıza ahmaklığına uygun karşılık ver, yoksa kendini bilge sanır.
özd.26: 6 akılsızın eliyle haber gönderen, kendi ayaklarını kesen biri gibi, kendine zarar verir.
özd.26: 7 akılsızın ağzında özdeyiş, kötürümün sarkan bacakları gibidir.
özd.26: 8 akılsızı onurlandırmak, taşı sapana bağlamak gibidir.
özd.26: 9 sarhoşun elindeki dikenli dal ne ise, akılsızın ağzında özdeyiş de odur.
özd.26: 10 oklarını gelişigüzel fırlatan okçu neyse, yoldan geçen akılsızı ya da sarhoşu ücretle tutan da öyledir.
özd.26: 11 ahmaklığını tekrarlayan akılsız, kusmuğuna dönen köpek gibidir.
özd.26: 12 kendini bilge gören birini tanıyor musun? akılsız bile ondan daha umut vericidir.
özd.26: 13 tembel, "yolda aslan var, sokaklarda aslan dolaşıyor" der.
özd.26: 14 menteşeleri üzerinde dönen kapı gibi, tembel de yatağında döner durur.
özd.26: 15 tembel elini sahana daldırır, yeniden ağzına götürmeye üşenir.
özd.26: 16 tembel kendini, akıllıca yanıt veren yedi kişiden daha bilge sanır.
özd.26: 17 kendini ilgilendirmeyen bir kavgaya bulaşan kişi, yoldan geçen köpeği kulaklarından tutana benzer.
özd.26: 18-19 ateşli ve öldürücü oklar savuran bir deli neyse, komşusunu aldatıp, "şaka yapıyordum" diyen de öyledir.
özd.26: 20 odun bitince ateş söner, dedikoducu yok olunca kavga diner.
özd.26: 21 kor için kömür, ateş için odun neyse, çekişmeyi alevlendirmek için kavgacı da öyledir.
özd.26: 22 dedikodu tatlı lokma gibidir, insanın ta içine işler.
özd.26: 23 okşayıcı dudaklarla kötü yürek, sırlanmış toprak kaba benzer.
özd.26: 24 yüreği nefret dolu kişi sözleriyle niyetini gizlemeyeçalışır, ama içi hile doludur.
özd.26: 25 güzel sözlerine kanma, çünkü yüreğinde yedi iğrenç şey vardır.
özd.26: 26 nefretini hileyle örtse bile, kötülüğü toplumun önünde ortaya çıkar.
özd.26: 27 başkasının kuyusunu kazan içine kendi düşer, taşı yuvarlayan altında kalır.
özd.26: 28 yalancı dil incittiği kişilerden nefret eder, yaltaklanan ağızdan yıkım gelir.
bölüm 27
özd.27: 1 yarınla övünme, çünkü ne getireceğini bilemezsin.
özd.27: 2 seni kendi ağzın değil, başkaları övsün, kendi dudakların değil, yabancı övsün.
özd.27: 3 taş ağırdır, kum bir yüktür, ama ahmağın kışkırtması ikisinden de ağırdır.
özd.27: 4 öfke zalim, hiddet azgındır, ama kıskançlığa kim dayanabilir?
özd.27: 5 açık bir azar, gizli tutulan sevgiden iyidir.
özd.27: 6 düşmanın öpücükleri aldatıcıdır, ama dostun seni iyiliğin için yaralar.
özd.27: 7 tok insanın canı balı bile çekmez, aç kişiye en acı şey tatlı gelir.
özd.27: 8 yuvasından uzak kalan kuş nasılsa, yurdundan uzak kalan insan da öyledir.
özd.27: 9 güzel koku ve buhur canı ferahlatır, dostun verdiği öğüt insana tatlı gelir.
özd.27: 10 kendi dostunu da babanın dostunu da bırakma ve felakete uğradığın gün kardeşinin evine gitme; yakın komşun uzaktaki kardeşten yeğdir.
özd.27: 11 oğlum, bilgece davran ki yüreğim sevinsin, beni ayıplayana yanıt vereyim.
özd.27: 12 ihtiyatlı kişi tehlikeyi görünce saklanır, bönse öne atılır ve zarar görür.
özd.27: 13 tanımadığı birine kefil olanın giysisini al; bir yabancı için yapıyorsa bunu, giysisini rehin tut.
özd.27: 14 sabah sabah komşuya verilen gürültülü bir selam küfür sayılır.
özd.27: 15 kavgacı kadının dırdırı yağmurlu günde damlaların dinmeyen sesi gibidir.
özd.27: 16 böyle bir kadını dizginlemeye kalkmak, rüzgarı ya da yağı avuçta tutmaya çalışmak gibidir.
özd.27: 17 demir demiri biler, insan da insanı...
özd.27: 18 incir ağacını budayan meyvesini yer, efendisine hizmet eden onurlandırılır.
özd.27: 19 su görüntümüzü nasıl yansıtıyorsa, yürek de insanın içini yansıtır.
özd.27: 20 ölüm ve yıkım diyarı insana doymaz, insanın gözü de hiç doymaz.
özd.27: 21 altın ocakta, gümüş potada sınanır, insansa aldığı övgüyle sınanır.
özd.27: 22 ahmağı buğdayla birlikte dibekte tokmakla dövsen bile, ahmaklığından kurtulmaz.
özd.27: 23 davarına iyi bak, sığırlarına dikkat et.
özd.27: 24 çünkü zenginlik kalıcı değildir ve taç kuşaktan kuşağa geçmez.
özd.27: 25 çayır biçilince, yeni çimen çıkınca, dağlardaki otlar toplanınca,
özd.27: 26 kuzular seni giydirir, tekeler tarlanın bedeli olur.
özd.27: 27 keçilerin sütü yalnız seni değil, ev halkını, hizmetçilerini de doyurmaya yeter.
bölüm 28
özd.28: 1 kötü kişi kendisini kovalayan olmasa bile kaçar, doğrularsa genç aslan gibi yüreklidir.
özd.28: 2 ayaklanan ülke çok başlı olur, ama akıllı, bilgili kişi düzeni sağlar.
özd.28: 3 yoksulu ezen yoksul, ürünü harap eden sağanak yağmur gibidir.
özd.28: 4 yasayı terk eden kötüyü över, yerine getirense kötüye karşı çıkar.
özd.28: 5 kötüler adaletten anlamaz, rab’be yönelenlerse her yönüyle anlar.
özd.28: 6 dürüst bir yoksul olmak, yolsuzlukla zengin olmaktan yeğdir.
özd.28: 7 kutsal yasa’yı yerine getiren çocuk akıllıdır, oburlarla arkadaşlık edense babasını utandırır.
özd.28: 8 faiz ve tefecilikle malına mal katan kişi, bunu yoksullara acıyan için biriktirir.
özd.28: 9 yasaya kulağını tıkayanın duası da iğrençtir.
özd.28: 10 dürüst kişileri kötü yola saptıran kendi kazdığı çukura düşer. iyiliği, özü sözü bir olanlar miras alacak.
özd.28: 11 zengin kendini bilge sanır, ama akıllı yoksul onun içini okur.
özd.28: 12 doğruların zaferi coşkuyla kutlanır, ama kötüler egemen olunca insan kaçacak yer arar.
özd.28: 13 günahlarını gizleyen başarılı olmaz, itiraf edip bırakansa merhamet bulur.
özd.28: 14 günahtan çekinen ne mutludur! inatçılık edense belaya düşer.
özd.28: 15 yoksul halkı yöneten kötü kişi kükreyen aslan, saldırgan ayı gibidir.
özd.28: 16 gaddar önderin aklı kıttır; haksız kazançtan nefret edense uzun ömürlü olur.
özd.28: 17 adam öldürmekten vicdan azabı çeken, mezara dek kaçacaktır; kimse ona yardım etmesin.
özd.28: 18 alnı ak yaşayan kurtulur, yolsuzluk yapan ansızın yıkıma uğrar.
özd.28: 19 toprağını işleyenin ekmeği bol olur, hayal peşinde koşansa yoksulluğa doyar.
özd.28: 20 güvenilir kişi bolluğa erer, zengin olmaya can atansa beladan kurtulamaz.
özd.28: 21 hatır gözetmek iyi değildir, çünkü insan bir lokma ekmek için bile suç işler.
özd.28: 22 cimri servet peşinde koşar, yoksulluğa uğrayacağını düşünmez.
özd.28: 23 başkasını azarlayan sonunda pohpohlayandan daha çok beğeni kazanır.
özd.28: 24 annesini ya da babasını soymayı günah saymayan, haydutla birdir.
özd.28: 25 açgözlü kavga çıkarır, rab’be güvenense bolluk içinde yaşar.
özd.28: 26 kendine güvenen akılsızdır, bilgece davranan güvenlikte olur.
özd.28: 27 yoksula verenin eksiği olmaz, yoksulu görmezden gelense bir sürü lanete uğrar.
özd.28: 28 kötüler egemen olunca insan kaçacak yer arar, ama kötüler yok olunca doğrular çoğalır.
bölüm 29
özd.29: 1 defalarca azarlandığı halde dikbaşlılık eden, ansızın yıkıma uğrayacak, çare yok.
özd.29: 2 doğru kişiler çoğalınca halk sevinir, kötü kişi hükümdar olunca halk inler.
özd.29: 3 bilgeliği seven babasını sevindirir, fahişelerle dostluk eden malını yitirir.
özd.29: 4 adaletle yöneten kral ülkesini ayakta tutar, ağır vergiler koyansa çökertir.
özd.29: 5 başkasını pohpohlayan kişi, ona tuzak kurar.
özd.29: 6 kötünün başkaldırısı kendine tuzak olur, doğru kişiyse ezgi söyler ve sevinir.
özd.29: 7 doğru kişi yoksulların hakkını verir, kötü kişi hak hukuk nedir bilmez.
özd.29: 8 alaycı kişiler kentleri bile karıştırır, bilgelerse öfkeyi yatıştırır.
özd.29: 9 bilge kişiyle davası olan ahmak kızar, alay eder ve rahat vermez.
özd.29: 10 kana susamışlar dürüst kişiden nefret eder, doğrularsa onun canını korur.
özd.29: 11 akılsız hep patlamaya hazırdır, bilgeyse öfkesini dizginler.
özd.29: 12 hükümdar yalana kulak verirse, bütün görevlileri de kötü olur.
özd.29: 13 zorbayla yoksulun ortak bir noktası var: ikisinin de gözünü açan rab’dir.
özd.29: 14 yoksulları adaletle yöneten kralın tahtı hep güvenlikte olur.
özd.29: 15 değnekle terbiye bilgelik kazandırır, kendi haline bırakılan çocuksa annesini utandırır.
özd.29: 16 kötüler çoğalınca başkaldırı da çoğalır, ama doğrular onların düşüşünü görecektir.
özd.29: 17 oğlunu terbiye et, o da sana huzur verecek ve gönlünü hoşnut edecektir.
özd.29: 18 tanrısal esinden yoksun olan halk sınır tanımaz olur. ne mutlu kutsal yasa’yı yerine getirene!
özd.29: 19 köle salt sözle terbiye edilemez, çünkü anlasa da kulak asmaz.
özd.29: 20 sözünü tartmadan konuşan birini tanıyor musun? akılsızın durumu bile onunkinden daha umut vericidir.
özd.29: 21 çocukluğundan beri kölesini şımartan, sonunda cezasını çeker.
özd.29: 22 öfkeli kişi çekişme yaratır, huysuz kişinin başkaldırısı eksik olmaz.
özd.29: 23 kibir insanı küçük düşürür, alçakgönüllülükse onur kazandırır.
özd.29: 24 hırsızla ortak olanın düşmanı kendisidir, mahkemede yemin etse de bildiğini söylemez.
özd.29: 25 insandan korkmak tuzaktır, ama rab’be güvenen güvenlikte olur.
özd.29: 26 hükümdarın gözüne girmek isteyen çoktur, ama rab’dir insana adalet sağlayan.
özd.29: 27 doğrular haksızlardan iğrenir, kötüler de dürüst yaşayanlardan.
sonrasındaki kitap;
(bkz: vaiz)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?