özellikle avrupa’da kısıtlıdır değişmezdir, tekrar edendir. avrupa, kültürünü saptırmamak ve ona zarar vermemek adına yeniliklere önem vermez, değişikliklerden çekinir. haklılar bir yerde. ama sonuç olarak avrupa sanat alanında yenilik ve yaratıcılık konusunda tutucudur. üstelik avrupa’da ırkçılık vardır, kendi gibi olmasını bekler gelen kişinin.
öte yandan amerika’da 72 milletten insanın birden yaşaması sebebiyle bu tutuculuk ortadan kalkar. yenilikçi yaklaşımlara uygundur burası. ama bu farklı milletlerin çarpışmasıyla birlikte ortaya çıkan bir zenginlik var, bu da sanata başka boyutlar katabilmekte.
(yenilik, değişim, bu sözler güzeldir, anlamları sevilir ama bu tanımların arında amerikayı falan savunduğum zannedilmemeli. anlatmakta olduğum şey amerikan popüler kültürü de değil. kapitalizminin gereksinimi olan dinamizmden de bahsetmiyorum değişimden, ilerlemeden konuşurken.)
böyle işte. avrupa sanatına sıkı sıkıya bağlıyken ve onu yenilemekten çekinirken doğru düzgün tarihi bile olmayan amerika onu gün geçtikçe ilerletmektedir. değişik bir durumdur bu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?