sinamanın dahi adamı. kendisini anlatan bir belgeselde "tanrı beni dünyaya mükemmel bir film yapmam için yolladığına inanıyordum ve o filmi yapmadan beni öldürmeyeceğine o kadar emindim ki los anglesta depremler olduğunda apartmanından dışarı bile inmiyor, depremin tadını çıkarıyordum. evet, beni öldürmeyecekti. tabi pulp fictionu yapana kadar. artık yolda rahat yürüyemiyorum. her an öleceğini düşünmek korkutuyor insanı" diye orjinal bir dünyaya geliş amacını belirten adam.
filmlerindeki şiddet eleştirisi için şöyle der;
"kan sadece bir renktir.
sinemada şiddet? bir otomobili patlarken izlemek park ederken izlemekten daha ilgi çekicidir.
şiddet içeren filmler çocukları zorba yapmaz. belki onları zorba yapımcılara çevirir ama bu tamamen başka bir konu.
insanlar bana film okuluna gidip gitmediğimi sorduklarında onlara: "hayır, filmlere gittim" diyorum."
jim jarmuschun şu sözlerini çok iyi anlayan ve uygulayan sinemacı. belki bu sözleri hiç duymadı ama hayranı olduğu jean-luc godardın bir cümlesiyle tamamlanan bu sözleri uygulayan adam olarak canlı örnektir kendisi. belki bu sözleri söyleyen jim jarmuschun hayal bile edemeyeceği kadar müthiş uygulayan.
hiçbir şey orijinal değildir.
hayalgücünüzü gazlayan, sizi ilhamla titreştiren heryerden çalın.
eski filmlerden, yeni filmlerden, müzikten, kitaplardan, resimlerden, fotoğraflardan, şiirlerden, rüyalardan, rastgele sohbetlerden, mimariden, köprülerden, tabelalardan, ağaçlardan, bulutlardan, sulak havzalardan, ışık ve gölgelerden beslenin.
sadece ve sadece ruhunuza seslenen şeyleri malzeme alın.
bunu yaparsanız işiniz (ve hırsızlığınız) özgün olur.
özgünlük paha biçilmez, orijinallik safsatadır.
bunları yaptıktan sonra da hırsızlığınızı saklamakla uğraşmayın, tam tersine değerini bilin.
jean-luc godardın "nerden aldığınız değil nereye götürdüğünüz önemlidir." sözünü hep aklınızda tutun.
filmlerinde kısa da olsa kendine rol verir;
rezervuar köpekleri nde mr. brown,
ucuz roman da jimmie dimmick,
desperado da kamyonetteki adam,
dört oda da chester rush,
gün batımından şafağa da richard gecko,
jackie brown da telefon kayıt makinesindeki ses,
kill bill de ölü bir crazy 88 çete üyesi..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?