bildiğimiz mercimek çorbasıdır. tabii ufak farklılıklarla.
herkes bilmez , hele ki sözlükte arabasından inmeyen jedi falan he heeey hiç bilmez.
sabahın cininde kalkar gidersin tezgahının başına, köşede duran çorbacının kapısını tıklatır "hayırlı işler usta " diye seslenirsin.
işte bütün serüven bundan sonra başlar.
girdiğin mekan pistir . çorbayı yapan usta , mekandan çok daha pistir.
ama gittiğin en iyi restoran da bulamazsın bu karşılamayı.
zaten çorbanın sırrı da eli pis suratı güleç amcadan gelir.
ne anne eli ne başka bir şey , bir kere içtim hayatım boyunca da unutamam o çorbanın tadını.
işin tuhaf yanı hiç bir pazarcı öğlen falan içmez o çorbayı , o çorba kaynar pişer sabahın köründe biter. saatin beşi diye mi o çorba lezzetli gelir , pazarın rehavetinden midir bilinmez.
ama o önlüğünde lekeler olan , hem garson hem ahçı hem mekanın sahibi amca yok mu ? işte her şeyin sırrı onda gizlidir.
(bkz: bir pazarcının gizli defteri)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?