mutsuz olmak için yapılması gereken dokuz şey
bir: sevmediğin işi yap. diyelim ki günde sekiz saat çalışıyorsun, bu haftada 40 saat mutsuzluk demek. tabii sevmeyerek yaptığın bu işin öfkesini, evine ve gittiğin her yere de bulaştıracağın için, aslında etkisi çok daha büyük olacak. eğer biri, “niye sevmediğin bir yere her gün gidiyorsun?” filan diye sorarsa da, sen kendine sorma. o sana sorsun. ona verdiğin cevaba kendini inandır. değiştirmeyeceğin bir şey olarak gör işini, işine bakışını, patronunu.
iki: sürekli parayı dert et dur. daha fazla paranın, mutluluğu artırmadığı ispatlandı. demek bu senin için doğru hedef. parayı her şeyden öne koy. evinin kirasını, faturalarını, çocuklarının masraflarını ödeyebiliyor da olsan, daha fazlası yok diye kaygılan. ayağını yorganına göre de uzatma. yorganın ayağına geleceği günü bekle.
üç: sevdiğin bir alışkanlığın olmasın. mutluluk hareket sever. hareket edenler, mutlu oluyor. sen etme. ne bileyim yürüme, etme, ayağına gelen topa bile vurma, bisikletin olmasın. sevdiğin bir sporu özellikle yapma. unutma, hep sevmediğin şeyler yapacaksın. hatta hiçbir şey yapmayacaksın.
dört: boş boş düşün dur. uzaklara dal git. günün yarısını, başka şeyler düşünerek geçir. araştırmalar göstermiş ki, başka şeyler düşünüp duranlar duygusal olarak düşüşe geçiyor. ihtiyacın olan o düşüş. hayali olana odaklan, olan olana odaklanmak yerine. meditasyon falan yapayım deme, öyle şeyler seni şu ana taşıyıverir.
beş: al, al, hep bir şey al! içinde bulunduğun boşluğu, ürünlerle tamamla. bir şeyin daha sahibi olursan daha iyi olur diye düşün. içeriden değil, dışarıdan bekle her şeyi. alarak çoğalmaya çalış. tükettiğin her şey eve gelince boş çıkarak, içini biraz daha boşaltacak.
altı: yalnız ol. yalnız kalmayı, insanlarla olmaya her zaman tercih et. insanlarla ilişki kurmanın sağlığa ve mutluluğa katkısı çok. bundan kaçın. kendini eksilt. bir arkadaş istersen laptop’una git. ailenle kopuk olman da mühim. onlar da mutluluk kaynağı. yeni arkadaştan kaçın. kimse sana layık değil.
yedi: ülkeni, şehrini sevme. hep şikayet et. başka yerlerle karşılaştırıp, eksiklerini gör. her gün gazetelere bakınca biraz daha bunal ve şikayetinin dozunu artır. katkıda bulunmayı ya da taşınmayı düşünme bile. madde bir’de dediği gibi, değiştiren bir eleman olma. kurban ol. yaşadığın yere bir tasmayla bağlı olduğunu düşün. hayatın boyunca şikayet edip durduğun bu yere mahkûm olduğunu unutma.
sekiz: evde hayvan besleme. onlar sıcaklık verir, hayat verir. uzak dur onlardan. karşılıksız sevgi veren, bu mahluklar sende yersiz sevinç yapar. hele hele ihtiyacı olan bir tanesine yardım edersen, kendini durduk yere iyi hissedersin.
dokuz: kendini sevme. bak bu çok önemli. ne olursa olsun, hiçbir şeyi sevememek için önce kendinden başlamalısın. kendinden memnun olmamak, sürekli rahatsız bir sandalyede oturmaya benzer. ne kendini, ne etrafını rahat ettirirsin. kendin tarafından sevilmeyi hak etmediğini düşün. hep eksik, çirkin, aptal ve şanssız olduğunu hatırlat kendine aynada.
“bunlarla uğraşamam, en iyisi mutlu olayım” diyorsanız, artık ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz.
lütfen önden buyrun...
nil karaibrahimgilin hürriyette yazdığı köşe yazısı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?