mübalağa

kalimera
...koştum, eve vardım.
"baban doğdu." dediler.
kucağıma bir yumurta verdiler.
yumurta elimden düştü, içinden kocaman bir horoz çıktı, sokağa kaçtı. kovalamaya başladım. taş attım değmedi. ceviz attım... cevizden bir kocaman ağaç bitti. üstündeki cevizleri düşüreyim diye bir taş attım, değmedi. toprak attım, ağacın başı tarla oldu.
kimi dedi:
-buğday ek!
kimi dedi:
-karpuz ek.
karpuz ektim. öyle karpuz verdi ki tarla; develer taşıyamadı. karşıma bir adam çıktı. "karpuzdan versene!" dedi.
bie karpuz verdim; bir ordu yedi, yarısı arttı...
ben de karpuz keseyim dedim. keserken çakım içine kaçıverdi. elimi soktum, alamadım. gözümü soktum, göremedim. kendim girdim; yedi sene aradım, bulamadım. yedi sene gezdim, dolaştım; nihayet karpuzun kapısına ulaştım.
vay anam karpuz! evin köyün yıkılası karpuz!
bir yanı sazlık samanlık; bir yanı tozluk dumanlık...
bir yanında demirciler demir döver denk ile; bir yanında boyacılar boya boyar binbir çeşit renk ile... bir yanında âl-i osman devleti cenk eder top ile tüfenk ile...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol