nabokovun yetişkin bir adamın kendi deyişiyle superciği olan daha ergenliğine girmemiş bir kıza duyduğu aşkın anlatıldığı ünlü romanı. bu romanı okuduktan sonra sübyancılara hala kızıyorum, hala onların sapık olduğunu düşünüyorum lakin kafalarından geçenleri biraz daha iyi anlayabiliyorum. kafalarında ne fantezi kurarlarsa kursunlar da kızlara bulaşmasalar diyorum. ama nabokov öyle cümleler kurmuş ki bir yandan sinirlendiği sapığa bir yandan hayran olmaktan kendimi alıkoyamadım. o nasıl bir insan tasviridir, ne ince ayrıntılara dikkat eden bir beyindir öyle. hele bir ara kızın çıplak göğsüne konan sineğin hareketlerini, kızın buna verdiği tepkileri öylesine anlatıyor ki sanarsınız kıza aşık olmamak mümkün değil.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?