live free or die hard

sosyete kizi suzan
bir ara "yuh artık mc clane f35 de mi kullanacaksın?" diye haykırdığım deli film. neyse ki kullanmadı sadece düşürdü. otobanda f35 kullanmak da ne deli aksiyondur ey tanrım.

farketmedim de değil johnumuz herzamanki gibi atletle dolaşmadı kirli uzun kollu bir tshirtle dolandı, çünkü komşum bir katil serilerindeki üstsüz sahnelerinden beri daha iyi farkettiğimiz gibi o eski kaslı kolları gitmiş. ha şimdiki bruce kolu, ha benim kolum fark kalmamış.

ben bir die hard serisi hayranı olarak tarafsız olamıycam kusura bakmayın. bir de kötü bir devam filmi bekliyordum kapak oldu bana.

harikaydı diycem az kalıcak. filme girmeden yaptığımız analizleri çıkışta yapamadık. çünkü ağzımız kulaklarımıza varıyordu. hatta bir ara kalkıp alkış tutacaktım filmin ortasında onu heyecan kahkahalarıma bıraktım. kanımca iki kere izlemeli serinin severleri, detayları daha iyi fark etmek için.

"işte benim john mc clane’im işte budur abi" deyip durdum çünkü hiç bişi kaybetmemiş ne espritüeliğinden ne karizmasından yine aynı. kan, kir, pis .ok götürüyo suratını. yine taş gibi oynuyo herif, hayranıyım. ama die hard serilerindeki aspirin kutusunu atmış hiç aspirin kullanmıyor artık sigara da içmiyor gözümüzden kaçmış değil ama aradık o aspirinleri, sigaraları.

hacker çocuk (justin long) matt de filmin başından beri acıktım diyordu hiç bişi yemedi onu da kaçırmadık hatta bir ara "bu hala bişi yemedi di mi" felan dememize sebep oldu

ayrıca filmin başında biryerlerde pearl jam, the cure felan dinlediğini anlattı johna iyice gözüme girdi. tipik anthony kiedis izliyormuş gibi bir his bıraktı bende pek tatlı bir velet resmen göz doldurdu ama samuel l jackson’ı yine de aradı gözlerimiz.

filmin hiçbirşeyini eleştirmemek sadece izlemek lazım çünkü die hard budur, aksiyonun dibine vurmaktır.

film başlarken çalan parçanın da su katılmamış bir muse parçası olduğuna iddiaya girebilirim zira matthew bellamy’nin fırk fırk nefes alışlarından tanıdık bir kere ve bir aferin de ordan ki güzel parça olmuş yakışmış.

omuzdan vurma sahnesi kanımca en iyi sahnelerindendi.

yeni "simon diyor ki" abimiz jeremy irons’ın karizmasına yaklaşamıyor olsa da karşılaştırma yapmak gereksiz. john’u da "sen digital dünyadan ne anlarsın" tiplemesine oturtarak oldukca güncel die hard serisine yakışır cuk bir film olmuş simon tonla adamıyla soyarken kasaları, bizim yeni simonımız klavyede bir tuşa basıyor güvenlik sistemlerini çökertiyor.

bruce willis hala iş var ben de demiş hem de süper demiş. güneşin gözyaşları, yok komşum bir katiller felan olmuyordu, sin city’de bile muğlakta kalan karizmasını hepten kurtarmış.

hülasa;
simon diyor ki: yaşasın die hard

beşincisi ne zaman geliyor bruce abi? ölmeden bir beşlesen şu seriyi diyorum. "seviyorum seni bayılıyorum die hard 4 posterin de çok yakındır duvarımdaki yeri. hemen arama tarama işlemlerine başlıyorum" diye seslenmek istiyorum
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol