kuzey kıbrıs türk cumhuriyeti

hittheroad2timesjack
askerlik hizmeti nedeniyle 9 ayımı geçirdiğim adanın kuzey kesimidir.

çok isabetli bir kura olmuş ki askerlik sayesinde görmüş, tanımış oldum ben bu yeri. yoksa ileri bir dönemde cebimden para harcayıp tatile falan gitme gafletinde bulunabilirdim maazallah.

efendim askerliği yedek subay olarak yaptığımdan hafta içi saat altıdan itibaren ve tüm hafta sonu sivildik malum. dolayısıyla bol bol gezme fırsatımız oldu yavru vatanı. ha bol bol gezme fırsatı derken zaten biraz gevşek davranırsanız ancak 2 gün sürüyor tüm gidilecek yerler.

öncelikle inanılmaz sahilleri var kabul etmek lazım. en çok da özlediğim yok lan tek özlediğim güzelliği buydu aslında. masmavi denizi ve kumsalları.

bunun haricinde ada zaten bildiğiniz çöl. susuzluk en büyük problemlerden biri. elektrik keza öyle. elektrik inanılmaz pahalı. türkiye de harcadığın gibi elektrik harcarsan bildiğin tüm maaşı bırakırsın oraya uyarayım.

elektriğin, suyun problem olduğu yerde alt yapıya gerek olmaması doğaldır zaten. o yüzden yaz aylarında burnunuza gelecek iğrenç kokular da hiç canınızı sıkmasın.

halkı inanılmaz tembel, esnaf keza öyle. yaz aylarında esnaf ve devlet dairelerinin çalıştıkları saat dilimlerine bir türlü denk gelemedim ben mesela.

bir de kıbrıs türkçesi zormuş. böyle sanki kelimeler türkçe gibi tam anlayacakmışsınız gibi oluyor ama hepsini anlayamıyorsunuz. ilginç cümle yapıları var vesellem.

halkı asker tayfasını sevmiyor. aslında şöyle diyelim. eski jenerasyon seviyor, yeni jenerasyon sevmiyor. tabi yeni jenerasyonun aklı rum kesiminde avrupa birliğinde çılgın partilerde falan bildiğin beyin hoşaf olmuş.

her yer lüks araba kaynıyor. son model demeyelim ama her yer mercedes, bmw. taksilerin çoğu mercedes mesela. en düşük araç markaları, oradan ikinci el alan bizim gibi arkadaşlar veya türkiye den aracını getirmiş olan türk vatandaşları.

çoğu insanın evinin oto parkında minimum iki araç bulunduğundan toplu taşıma denen bir şey yok. gidenlere ya da gideceklere duyrulur. orada araç kiralamanız gerek ya da diğer seçeneğiniz taksi. taksimete yalan tabi. dil dökmeniz şart.

söylediğim gibi orada bahar ve yaz aylarını gördüğüm için ancak sıcaktan bahsedebilirim. sıcak. hem de çok sıcak abi. kafamın üstüne bildiğin seyyar su deposu koydum da hayatta kaldım ben. duyduğum kadarıyla kışın da çok yağışlı geçiyormuş. görmedim bilmiyorum.

3 büyük şehri var. kktc’ye göre büyük tabi. lefkoşa, girne, gazimagosa. araya da bir kaç bir şey serpiştirilmiş işte, güzelyurt, lapta vs.

lefkoşa bildiğin random bir şehir. denize kıyısı olmayan, bir iki işlek caddesi olan, tüm cafe, mağazaların, barların da bu caddelere dizilmesiyle oluşan bir şehir. anladın sen onu.

girne deniz kıyısında bulunan, lefkoşa ya göre daha küçük ama daha güzel bir şehir. harbour denen bir yeri var başka da pek bir numarası yok aslında ama deniz kenarı olması ilginçlik katıyor işte. yine canlı müzik mekanları, pub lar, barlar, cafe ler bu harbour dediğimiz alanda toplanmış durumda.

gazimagosa benim için en iyi şehriydi. bir nevi öğrenci şehri burası. doğu akdeniz üniversitesi burada. öğrenci olunca atraksiyon bol oluyor haliyle. magosa nın sahilleridir aslında beni benden alan. daü nün bir sahili vardı mesela hem ortam hem de sahil olarak çok canavar bir yerdi. hemen onun yanında da glapsides plajı vardı ki cidden bugüne kadar girdiğim denizler deniz değil, yürüdüğüm sahiller sahil değildir buranın yanında.

her ne kadar genelde kötülemiş olsak da en nihayetinde bir sürü insan tatile gidiyor buraya. neden peki. efendim adı üstünde tatil zaten. kktc’de inanılmaz güzel ve lüks oteller mevcut. dolayısyla bunlardan birine kapak attığınızda yukarıda saydığım zorlukların hiç biriyle karşılaşmıyorsunuz zaten.

gelelim çoğu kişinin merak ettiği noktalara. evet alkol çok ucuz. bak markette bile çok ucuz bir de biz tsk mensubu olduğumuzdan ayrıca istikhakımız vardı ki bu yaklaşık market fiyatının da yarısına falan geliyordu bazı ürünlerde. ondandır benim alkolü bırakmalarım falan. bildiğin bünye doldu amk.

sigaraya hiç kerkinmeyin yaklaşık aynı fiyat ve türkiye sigarasından farklı. dolayısıyla tatile falan giderseniz yanınızda götürün derim. keza biz öyle yapıyorduk, türkiye den gelecek arkadaşlara aldırıyorduk.

casino olayı. her şehirde, adım başı, büyüklü küçüklü bir çok casino mevcut. bazıları giyim kuşama göre adam alır bazıları tuttuğunu alır. şahsen pek bana göre bir ortam değilmiş onu anladım ben. binbir türlü insan var içerde sürekli tuşlara basan. annem yaşında teyzeler var mesela misafirlik yerine casino ya gelmişler. bir ellerinde içki diğer elleri buton üzerinde bas babam bas. çok bomba ablalar da var tabi ama göz bebekleri dolar işaretine büründüğünden gözleri pek dışarıda değildir.

night clublar. malum. anlatılan katalog hikayeleri falan hepsi doğru. ben gitmedim ama giden arkadaşlar anlattı. asadsadadasdad. doğru yani. her yerde kampüs halinde bir de bunlar. öbek öbek. gönyeli kavşağı desem mesela gidenin yüzünde tatlı bir gülümseme oluşturmuş olurum.

işin özeti kumar oynamak istiyorsan git, gece hayatını yaşamak istiyorsan git, güzel sahillerde vakit geçirmek istiyorsan git (bak mesela olay burada şu cümleyi yazarken sanki las vegas gibi betimleniyor ama alakası yok) ama ben olsam gitmezdim. aynı parayla türkiye de ya da farklı bir ülkede daha iyilerini yaşayabilirsin bebeğim.

ha bir de gitmezsen türkiye den ve türk lükten nefret eden halkının (hepsi değil sadece belli bir kesimi) hali hazırda stratosfere kadar yükselmiş götünü bir nebze indirmekte yardımcı olabilirsin.



bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol