baskın oran için hazırlanmış bildiri yazılarından biri. şöyledir;
karanlıkta oturuyor ve duyduğun her çıtırtıya bir anlam yüklemeye mi çalışıyorsun? bilinmeyenden korkuyor, bilmekten ürküyor musun?
üniversiteye bir türbanlı kız girdiği anda şeriatın geleceğinden mi endişeleniyorsun? türkiye’de yaşayan her kürt’ün tek amacının bu ülkeyi bölmek olduğunu mu düşünüyorsun? sence ab sadece türkiye’yi parçalamak için oluşturulmuş bir proje mi? bu ülkede yazıp çizen bir sürü insanın birilerinin uşağı olduğuna mı ikna oldun? biri gündeme geldiğinde yaptığın ilk iş ibranice kaynaklardan isminin anlamına bakmak mı oluyor? gece gündüz internette vatan haini listelerini mi okuyorsun? datça’dan ev alan ingilizlerin bir araya gelerek ülkeyi ele geçireceğini mi düşünüyorsun? son iki yıl içinde din değiştirip hıristiyan olan yaklaşık 200 kişinin yeni bir haçlı savaşı çıkaracak güçte olduğuna mı eminsin? hrant dink’in kendi kendini öldürttüğünü mü düşünüyorsun? tüm dünya sana düşman ve ülkenle bozmuş durumda mı? kendi gölgen bile seni şüpheye mi düşürüyor? özgür düşünce sana kâbus gibi mi geliyor? her şey bir komplo ve herkes ajan mı? bu düşmanlardan kurtulmak için ülkede büyük bir “temizlik” gerektiğine mi kanisin? demokrasinin bize bol geldiğine, acilen daraltılması gerektiğine mi hükmettin? ülke sınırlarına bir duvar örüp dışarıyla tüm ilişkiyi kesmek sana çözüm gibi mi geliyor? linçe, adam öldürmeye, savaşa kendini daha yakın mı hissediyorsun? sen de kendini işkencecin ile barışmaya hazır mı görüyorsun? büyük abin höt derse tüm bunların biteceğine mi inandın?
saçmaladığının farkında mısın?
acilen kalkıp ışığı yakmalısın! çıtırtının gerçek sahibi ile tanışmalısın.
onun adı susurluk’tur, şemdinli’dir, hrant dink cinayetidir. onun adı faili meçhuldür, işkencedir, çetelerdir. onun adı hala hesaplaşmayı beceremediğin 12 eylül’dür. tehlike sandığın içinde değil, sandıktan korkan beyinde. tehlike kendi iktidarını kaybetmekten korkarak üzerine öcüler salan o zihniyette.
sen kalkıp o ışığı yakmazsan inan bana bir gün sen de bir nedenle düşman ilan edileceksin. e muhtıralar bitecek, kişiye özel muhtıralar ile baş edeceksin. sen buna dur demezsen bir gün gelecek hepimiz muhbir olacağız, hepimiz düşman. sokakta gördüğümüz her surattan korku duyacağız. bu yöntemle ilerleyebilen bir topluma tarih henüz rastlamadı... toplumları bir arada tutan çimento karşılıklı güvendir, korku değil. o yüzden ayağa kalk ve o ışığı yak. lütfen!
inan bak, cesaret bulaşıcıdır. sen bir cesaret et, arkandan gelenlerin çokluğuna şaşıracaksın.
http://baskinoran.blogcu.com/
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?