son yazısını okurken gözüme ilişen bir kaç satır:
benim anlayışımla, bir insanın birlikte yaşadığı insanları etnik ya da dinsel herhangi bir farklılığı nedeniyle aşağılaması ırkçılıktı ve bunun bağışlanır bir yanı olamazdı.
avukatlarıma danışacağım. yargıtay’da temyize başvuracağım ve gerekirse avrupa insan hakları mahkemesine de gideceğim. bu süreçlerden herhangi birinden aklanamazsam ülkemi terk edeceğim. çünkü böylesi bir suçla mahkum olmuş birinin benim kanaatimce aşağıladığı diğer yurttaşlarla birlikte yaşama hakkı yoktur.
itiraf etmeliyim ki türkiye’deki adalet sistemine ve hukuk kavramına olan güvenimi fazlasıyla yitirmiş durumdaydım.
(bu mektuplardan birinin bursa’dan ostalandığını ve yakın tehlike arzetmesi açısından da hayli kaygı verici bulduğumu ve tehdit mektubunu şişli savcılığı’na teslim etmeme rağmen bugüne değin herhangi bir sonuç alamadığımı yeri gelmişken not düşeyim.)
avrupa ülkelerine gidip yaşamak ise hiç harcım değildi. şunun şurasında üç gün batı’ya gitsem, dördüncü gün artık bitse de dönsem diye sıkıntıdan kıvranan ve ülkesini özleyen biriyim, oralarda ne yapardım?
rahat bana batardı!
kaynayan cehennemleri bırakıp, hazır cennetlere kaçmak herşeyden önce benim yapıma uygun değildi. biz yaşadığı cehennemi cennete çevirmeye talip insanlardandık. türkiye’de kalıp yaşamak, hem bizim gerçek arzumuz, hem de türkiye’de demokrasi mücadelesi veren, bize destek çıkan, binlerce tanıdık tanımadık
dostumuza olan saygımızın gereğiydi.
kalacaktık ve direnecektik.
bir gün gitmek mecburiyetinde kalırsak ama... tıpkı 1915’teki gibi çıkacaktık yola... atalarımız gibi... nereye gideceğimizi bilmeden... yürüyerek yürüdükleri yollardan... duyarak çileyi, yaşayarak ızdırabı... öylesi bir serzenişle işte, terk edecektik yurdumuzu. ve gidecektik yüreğimizin değil, ama ayaklarımızın götürdüğü yere... her neresiyse.
ne diyordu dışişleri bakanı abdullah gül? ne diyordu adalet bakanı cemil çiçek?
canım, 301’in bu kadar da abartılacak bir yanı yok. mahkum olmuş hapse girmiş biri var mı?
sanki bedel ödemek sadece hapse girmekmiş gibi...
işte size bedel... işte size bedel...
yazar notu: biliyordu... yakında olduğunu biliyordu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?