bu adamı dinleyen kitle tipine, enteresans duruşuna, farklılık yaratmak istemesi üzerine dinlemiyor. bu adamı dinleyenler müziği için, müziğini tarzıyla bütünleştirerek on numara anlattığı için dinliyor.
kendimden örnek vereyim; birkaç sene öncesine kadar, bi rockçı varmış, adı hayko cepkinmiş, saçları uzun ve boyalıymış, bağırıyormuş, konserlerde korku temalı objeler kullanıyormuş, evet birkaç sene öncesine kadar hayko kakkında bildiklerim bu kadardı ve bana ismini söyleseler aklıma gelen tek şey konser sahnesinde uzaktan görülmüş bir fotoğrafı olurdu ki tüm bunlar da bi müzisyeni tanıyıp onun hakkında ahkam kesmemi gerektirmezdi.
nitekim önyargıyla yaklaşıp, uzunca bir süre dinlemedim, sorulduğunda sevmem dedim bu adam için. ama kendisini ilk adam gibi tanıyışım tv makinasına çıkışına tekabül eder. o programı da dikkatle dinleme sebebim başka konuklardı,hayko değildi, çünkü ben haykoyu sevmezdim ya!
ama adam orada öyle konuştu ki, öyle adam gibi cevaplar verdi, öyle iyi kendini anlattı ki adama sağlamından sempati beslemeye başladım o gece. öyle korkunç falan da değil, gayet sempatik ve esprili, eğlenceli biri olduğunu gördüm. hayata bakışını ve boş yaşamadığını, bir çok şeyin de en iyisinden farkında olduğunu ve müthiş cümlelerle de ifade ettiğini gördüm.
ee tabi bu adam konuşmacı olarak tanınmıyor; bu adam müzisyen, müziğini de dinlemek gerek diyerek dinledim. açıkçası o zamanlarımda ruh halimi en iyi onun müzikleri anlatabilirdi. boş yere eller havaya yaparak, aptal saptal müzik dinleyerek vakit geçirmeye gerek yoktu. çünkü adam şarkılarında da birşeyler anlatıyordu. (ki o zamanlarım dediğime bakmayın hala dinliyorum, bayılıyorum)
üstelik adamın müzisyenliğine ve müzik bilgisine zerre laf edemeyeceğimi -ki buna kalkışmamıştım- işi, iyi dediğimiz bir çok kişiden daha da iyi yaptığını anladım.
şimdi haykoyu gerçekten seven kitleden biriyim ama öyle siyahlara bürünüp, saçını acayip şekillere sokan, yüzünü kapkara boyayan bi tip değilim. o adamı dinlemek için öyle olmanız gerekmiyor. anlamanız yeterli. şekilciliğe gerek yok. adamı seviyorsun diye onun gibi olmaya çalışmak körü körüne bağlanmaktır ki bu da ona karşı objektif olmanı engeller. oysa objektif olmak çok önemlidir çünkü yaptığı iş profesyonelliktir. adamın annesi, babası, sevgilisi, arkadaşı ya da akrabası değilsin sonuçta.
velhasıl demem o ki; bi insanı gerçekten tanıyınca onu anlarsın ve o zaman onun hakkında fikir yürütebilecek duruma gelirsin. önyargı herkesin problemi ama açıyı daha geniş ve esnek tutmak lazım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?