dün gece senin küçücük elinle yalnız yattık
yalnız senin küçücük elinle yalnızlık..
kandilli ilkokulu kadar kalabalık
zilleri çaldığında dü$lerinin
sınıfların kapıları ardına kadar açık
gökyüzünün,denizin,toprağın,hayalle,emeğin
haklı sınıfları
belki de baskın korkusuyla vefasız,
akıntıya atılan
kitaplar varya onlardan
öğrenmiş marxı,gümü$ balıkları
ve belki de onun için o kadar,
o kadar aydınlık ortalık...
sen ki çiçekleri toplamayan güzelim
çiçekleri sulayan çocuk
ve ben ki buruk ve kavruk
bir ihtiyar adamım artık
öyle güzeldim ki senle,çiçeklerden çok
ve anladım,anladım ki bir daha
dü$ünde bile göremez i$ler
dü$lerin gördüğü i$leri..
(bkz: can yücel)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?