zaman kırılır hızından; saat: hoşçakal.
sus… biliyorum… uçurum vakti…
iki meyvesi koparılmış ağaç sallanır boşlukta;
gözlerim: düş ayazı.
ölüm… sanrısı bellek sektiren
lanet…
filmin: öykünen gece; sar sarmala kendini ışık şırıltısına.
yaşam… görüntü geçer… fotoğraf
kanamaları…
(akşam yürüdük pencerelerden; yalancı ateş
yuvalarına çizilen ayrılık resimlerinin
gölgesinde, kırık bir sevgili yüzünü
toplamıştık seninle, acı deniz
her nedense…)
öyle değil mi reis? söyle
ey çocuk saklama sesini koynunda…
yağmur işgali, koynuna sakladığın. kurra. hile.
e l e n d i n .
yanlış telgraf çeken, kaldırım
ıslığı gözlerin, şimdi iki meyve:
d ü ş – ü z ü m.
her seferinde de aynı intihar tutar bizi.
sapkın bir gece böğürtleni yüreğin.
sus…
f
ı
s
ı
l
t
ı
gece …….. gündüz
iç dış
(bkz: kaan ince)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?