fatih altaylı

0 /
seyhmerat
hayati yalakalik yapmakla gecen,hic bir gazetecilik bilgisi olmayan,sagdan soldan duydugu kulaktan dolma laflarla yazilar yazan ve daha sonra bu yazdiklarini hep duzeltmek zorunda kalan,ertugrul ozkok’un bir baska versiyonu.eskiden ampul dedigine simdi kurtarici diyen yikama yaglama makinelerinden sadece biri,gereksiz sahsiyet.
pixie
bir vakitler sivri dili ile pek ilgi çeken, yazdıklarında bildiklerini düşündüklerini hiç esirgemeyen, sırf bu yüzden korumalarla gezmek zorunda kalan bir eski köşe yazarı, gazeteci. eskidir bu tanım, çünkü günümüz hükümeti kendisini açıkça satın almıştır. hediyeler, övgüler almış başını gitmiştir. köşe yazıları aniden etliye sütlüye dokunmayan, devamlı bir şekilde hükümeti kayıran yazılara dönmüştür.

tayyip erdoğan, kendisine hediye edilen van kedisini fatih altaylı’ya hediye olarak göndererek "bakın biz bu adamı satın aldık" şeklinde gözümüze sokmaktadır. bu vakitten sonra fatih altaylı kimdir, necidir, sallanmaz.
atacamadesert
"siz o karanlık ve iğrenç ruhlarınız, kokuşmuş bedenlerinizin gereğini yapmaya devam edin. o bacaksızlara diyorum ki bu sefer sert kayaya tostladınız. o bilgisayar başında oturup hiç bir şey yapmadığı için kokuşmuş bedenlerinizle yazmaya devam edin. it diyeceğim ama köpekleri severim buna da layık değilsiniz. aşşağılık yaratıklar sizden mi korkacağız? bakın burada iki adam siz bekliyoruz. paçanız sıkıyorsa hadi gelin, buradayız."

karanlık..

iğrenç..

kokuşmuş..

bacaksız..

it..

aşağılık..

vampir filmi seyrediyormuş galiba..
independence
ruhsal anlamda bir cokuntu icerisinde oldugunu du$unuyorum kendisinin. "tamam mi a$agilik yaratiklar" ne demek ya? milyonlarca insanin gozu onunde yayin yapan bir insanin bu $ekilde konu$abilme hakki var mi, varsa kimden veriliyor bu hak, o yetkili merciiyi merak ediyorum ben. ayni siniri evinde de ya$iyorsa allah ailesine yardim etsin.
benduruyorumsebagitti
gazetesine, birbiri ardına yaptığı bomba transferlere ve büyük denebilecek promosyonlara rağmen istediği tiraj rakamlarına ula$amadığını dü$ünüyorum. habertürk gazetesinin hakettiği tirajın da bu olmadığına inanıyorum, çok çok daha yüksek olmalıydı. okuru suçlu görme kolaycılığına gerek yok. gazetenin hala eksiklikleri, yanlı$lıkları var.

fatih altaylı da öyle ya da böyle, kendisini türk medyasının vazgeçilmezleri arasında tutmayı ba$armı$tır.

independence
ek$i sözlük ile bir hayli ugra$an gazeteci. mahkeme karari ile hakkinda yazilan pek cok entryi sildirdigi gibi, ek$i sozluk tarihinde de ilk defa sol frame’in tepesine sabitlenen bir ba$lik koydurdu. ba$lik ve icerikleri $u $ekilde;

ba$lik: cevap ve düzeltme(bu ba$lik direk olarak fatih altayli ba$ligindaki #19857478 id no’lu entrye gidiyor)

entry: fatih altaylı başlığında yer alan yazılardan 97 adedi "5651 sayılı yasa gereğince beyoğlu 4. sulh ceza mahkemesi’nin 09/07/2010 tarih ve 2010/64müt. kararı ile yayından sürekli olarak çıkartılmıştır."

muhtemelen bu karar can yakmi$tir.

independence
teke tek adlı siyaset programı ve aynı adı taşıyan gazete köşesinde siyaset ağırlıklı olmak üzere gündemi yorumlayan köşe yazarı, gazeteci. best fm’in kurucuları arasında yer alan, çeşitli gazetelerde genel yayın yönetmeni olarak çalışmış olan altaylı, 2009 yılından bu yana habertürk gazetesinde genel yayın yönetmeni olarak çalışmakta ve kişisel web sitesinden yazılarını yayınlamaktadır.




fatih altaylı, 1963 yılında, van’da dünyaya geldi. lise eğitimini istanbul kanatlarımın altında’da bulunan galatasaray lisesi’nde tamamlamasının ardından cumhuriyet gazetesi’nde spor muhabiri olarak gazetecilik mesleğine adım attı. ileriki yıllarda siyaset üzerine yazdığı yazılarla tanınacak olsa da, spor yazılarını da zaman zaman köşesine taşımayı ihmal etmedi.
türkiye’nin en popüler özel radyolarından birisi olan best fm’in kurucuları arasında yer alan altaylı, 1995 yılında show t.v. bünyesine geçerek bu şirkette radyo yayınları ve haber programlarını hayata geçirdi. kendisiyle özdeşleşecek olan teke tek programını ilk olarak 1995 yılında kanal d’de hayata geçirdi. gündemi seçkin konukları ile beraber yorumladığı teke tek kısa süre içerisinde en fazla takip edilen siyaset programlarından birisi haline geldi ve de yayın hayatını kanal d, atv ve kanal 1’de devam ettirdi. teke tek halen salı günleri habertürk kanalında yayınlanmaya devam ederken, murat bardakçı ile fatih altaylı’nın beraber sunduğu teke tek özel ise, perşembe günleri gene aynı kanalda yayınlanmayı sürdürmekte.

1996 yılında show t.v.’den ayrılarak doğan medya grubu’nun bünyesinde olan hürriyet’e geçiş yapan altaylı, uzun bir süre boyunca bu gazetede köşe yazarlığı yaptı. köşe yazarlığının yanı sıra radyo d’nin genel kordinatörü olarak da görev alan başarılı gazeteci, 2002 yılında kanal d’nin haber genel yayın yönetmeni olarak çalışmaya başladı.

galatasaray s.k.’de asbaşkan ve sabah gazetesi’nde genel yayın yönetmenliği görevlerinde bulunmasının ardından t.s.m.f.’nin sabah’a el koyması nedeniyle 2007 yılında gazeteden istifa etti. bir süre şahsi web sitesinden yazılarını sürdürdükten sonra, 2009 yılında yeni kurulan habertürk gazetesine genel yayın yönetmeni olarak atandı. halen bu gazetedeki görevini sürdükmekte olan altaylı, ayrıca habertürk t.v. kanalında teke tek ve teke tek özel programlarını sunmaya devam etmektedir.

evli olan altaylı, bir kız çocuğu sahibidir.
mehmet volkan balbay
21 mart 2011 tarihinde "ne şiş yansın, ne kebab" tarzı bir yazı kaleme almıştır.

yazısında, kendisini "muhafazakar demokrat" olarak tanımlayan akp hükümetine ciddi bir jest yaparken, aynı yazı içinde ağır "kemalizm" soslu atatürkçülük’ün reklamını yapmaktadır.

gariptir, hangi proğramını izlesem, hangi yazısını okusam "bu adam nasıl oldu da bu kadar meşhur olabildi?" diye düşünmüşümdür... bulunduğu konuma ve edindiği şöhrete yakışmayan bir yüzeyselliği bir türlü anlam veremediğim garip bir sığlığı var... böyle bir insanın söylemlerinde, az da olsa biraz derinlik olmaz mı? yok işte... maalesef yok...

pekî ne diyor yazısında?

"osmanlı nereleri korumak için kan akıttıysa bugün oralarda aynı sorunlar devam ediyor ve batı’ya boyun eğmeyen, kukla olmayan yönetimler devriliyor, modern yöntemlerle o günkü işgaller sürüyor. adına farklı şeyler dense de."

şimdi siz, şu yukarıya alıntıladığım sözden ne anlıyorsunuz? lütfen şu cümleye dikkat ediniz: "batı’ya boyun eğmeyen, kukla olmayan yönetimler devriliyor..." yani, zeynel abidin bin ali, hüsnü mübarek, kaddafî ve diğerleri "batıya boyun eğmeyen, kukla olmayan" liderler ve yönetimlermiş...

yazının devamını analiz etmeyi sizlere bırakıyorum... zirâ, bu denlû bir basiret harikasına (!) benim yüreğim dayanmaz!

(http://www.fatihaltayli.com.tr/content.cfm?content_id=7209)
independence
tam $u dakikalarda haber turk ekranlarinda $unu soylemektedir.

+ turkiye bu ermeni soykirim iddialarini kendi meclisinde halletmeli. belli ki bir zamanlar olan bir $eyler var. turkiye bu olaylardan oturu ozur dilesin dunyadan ve ermenilerden.

ozetle diyor ki, tarihi falan siktir edin, haklisiniz yahut haksizsiniz o kisma fazla takilmayin. kabul edin tum soykirim iddialarini, ozur dileyin bitsin gitsin.

bunca senelik bir gazetecinin bir ozur dilemekle ve bir kabulle her $eyin sonlanacagini du$unebilmesi garip. daha da garip olan belki de hic de bahsedildigi gibi olmayan olaylarin turkiye hukumeti tarafindan kabul edilmesi gerekliligi.

trouble
bahsi geçen şahsın herhangi bir fikri olduğunu düşünmüyorum. siyasal literatürün yönü hangi aralıkları boş bırakıyorsa duruma göre hareket ediyor.
yazım gücü kuvvetli ancak fikirleri gnel olarak dikkate değer değil.
independence
garip bir ikilemdeyim kendisine kar$i. gun geliyor seviyorum gun geliyor nefret ediyorum. hani bir orta noktasi da yok kendisine kar$i olan hislerimin. ya sevgi ya nefret, net.

1 $ubat 2013 tarihli teke tek programinin konugu ba$bakandi, programi izledim, fatih altayli’dan yine nefret ettim. bakalim yeniden ne zaman severim, neyse.

ba$bakan programa konuk, cok dogal olaral kendisini, partisini ve icraatlarini allayip pullayacak o $ekilde anlatacak. siyasetin dogasi bu zaten, muhakkak bir $eyleri ballandiracaksin, muhakkak bir $eyleri allayip pullayip o $ekilde anlatacaksin, tamam ama bu ba$bakanin i$i, sen gazetecisin, soru sorarsin alirsin sorunun cevabini sonra bir ba$ka soru sorarsin falan.

yok arkada$.

ba$bakan kendi icraatlarini bir alladiysa altayli ba$bakanin uzerine be$ alliyor ayni icraatlari.

"cok dogru sayin ba$bakanim, cok haklisiniz sayin ba$bakanim, evet aynen oyle oldu sayin ba$bakanim, aman da ba$bakanim canim ba$bakanim yar bana bir eglence ba$bakanim."

lan noluyor? dur sen bir, ba$bakan gozunu boyayacak insanlarin, sen ne diye ba$bakanin oldugu yerde ba$bakan lehine insanlarin gozunu boyamaya kalkiyorsun? menfaatin ne beklentin ne? yok efendim saglik alaninda akp doneminde muhte$em i$ler yapilmi$, cok ilerlenmi$, vay efendim ulkede universitesiz il kalmami$ vs. bir de sordugu soruya bak;

"peki sayin ba$bakanim, bu kadar hizli ilerleme tehlikeli degil mi?"

ba$bakan bile kendi agzi ile "cok hizli ilerledik" demeden daha, altayli zipladi bu kadar hizli ilerleme riskli degil mi dedi, tey allahim.

peki, universitesiz il kalmadi diyelim ulkede. o universitelerde verilen egitimin kalitesinden de bahsetsene biraz, sorsana bunlari. o universitelerde millet hangi $artlarda egitim aliyor, o egitimin o ki$iye maliyeti nedir bunlari da sorsana?

ulke senin tabirinle cok muhte$em gidiyor ama en basit demokratik hakkini kullanip bir $eyleri protesto eden insanlarin coplanmalarini sorsana ba$bakana? odtü’ye polisin girmesini, ogrencileri coplamasini, biber gazlarini sorsan ya?

ba$bakana dani$manini sor mesela, kimmi$ o dani$man? kac para maa$ aliyormu$ onu da sor bir? teroristle goru$en namussuzdur $erefsizdir diyen ba$bakan bugun devletin resmi kanallari ile her gun imrali’ya ta$iniyor, onu da sor?

yok ama, illa ulke cok iyi gidiyor, turkiye cok super bir ulke oldu olacak bla bla. yazik, cok yazik.
independence
bir iki gun once taksim gezi parkı olaylar sebebi ile ba$bakan ile ozel bir program yapti teketek ozel adi altinda. $uradan izleyebilirsin bu programi;

http://tinyurl.com/jwjveev

eger programi izlediysen iktidari ve ba$bakani ne kadar canhira$ bir $ekilde savundugunu da gormu$sundur.

gazetecilik bu mu? gucu savunmak, guclunun yaninda olmak ki, yoksa gazeteci dedigin ki$i objektif olmak mi zorunda? tum dogrulari ve yanli$lari en az hepimiz kadar biliyor kendisi ancak i$ bunlari soylemeye gelince dili tutuluyor, ecel terleri dokuyor. yapma bunu yapma, guclunun yaninda yer alicam diye paralam kendini. gun gelir o guc el deg$tirir, kalirsin orta yerde apacik.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol