fatih altaylı

2 /
zekirbelli
yıllardır anlatır birşeyler,homojen yapısı dikkatten kaçmayan körler topallar birbirini ağırlar cemiyetinin abonesi sözüm ona gazeteci.
fastjunkie
ne zaman adam oluruz?

özgürlük istediğini söyleyenlerin gerçekte ne istediğini
anladığımız zaman.

gibi yüzdeyüz doğru birşey söylemiş yazısında. tebrik ediyorum.
nick nicki nickince
ne kadar büyük bir... neyse... ne olduğu şu yazısında yine ortaya çıkan adamcık:

#818418

madem o kadar merttin, o kadar namus, şeref, gurur peşindeydin, ne diye bu kadar yıl bu adamın bünyesinde yazdın diye sormazlar mı, bence sorarlar, sormalılar.
independence
bugun gazete haberturk’te bulunan ko$esinde kantarin topuzunu iyi ayarlayamami$ besbelli. artik hangi kafada yazmi$sa iyi bir kafa degil o, kotu etkiliyor kendisini.

yazisi $u $ekilde;


ekşimiş ruhların buluşma yeri

birinci sayfamızda bir bankacının ekşi sözlük yüzünden başına gelenleri anlatan bir haber var.
gerçekten de ekşi sözlük gibi ortamlar, internetin pis kokusu nesiller boyu sürecek bir çöplüğü.
en aşağılık dedikodular, en adi iftiralar, en seviyesiz hakaretler, en kompleksli yorumlar hep orada ve benzerlerinde.
üstelik de bunların "aşağılık dozu" giderek artıyor.
niye biliyor musunuz?
çünkü bunlar, bu pislikleri kaleme alanlar giderek yaşlanıyor da ondan.
başarıya, başarılı insanlara düşman bu haset depoları giderek yaşlanıp, umutsuzluk uçurumlarının dibine yuvarlandıkça, hayal ettikleri adam olma ihtimalleri giderek ortadan kalktıkça içlerinde biriken kin koyulaşıyor.
girin bir gün okuyun bu pislikleri. birkaçı hariç, büyük bölümü normal bir insanın hafsalasının almayacağı kompleksli yorumlarla hiç tanımadıkları, hiç bilmedikleri insanlara saldırıyor, karalıyorlar.
zaten normal ruh halindeki bir insan, işi gücü bırakıp, hayatına bırakın dokunmayı teğet dahi geçmeyen insanlar hakkında safyalar dolusu yazı yazıp, kin kusmaz.
ama bunlar yazarlar.
yazdıkça kendilerini önemli zannederler.
oysa pislik çukurunun dibinde debelendiklerinin farkında dahi değillerdir.
pislik çukurunu dolduran ise bunların kendi ruhlarının karanlığından akan irinden başka bir şey değildir.
ne şikâyetler, ne mahkemeler bu pisliğin üstesinden gelemez.
çünkü oralar ruhunu şeytana satmışların buluşma yeridir.
bu karanlık ruhlar pazarında olmayan tek şey haysiyettir.

http://www.haberturk.com/htyazi.aspx?id=7758
independence
4 mayis 2010 da yayinlanan teke tek’te mehmet metiner’in son dakikada studyoyu terk etmesine vesile olan ve sirf bu sebeple daha bir sevdigim gazeteci.

http://tinyurl.com/38hj4r2

studyoyu terk edecek adamin da son dakikaya kadar beklemesi ilginc tabi.
independence
ek$i sozluk ile arasinda $u donemde $iddetli bir kavga var ve i$ hizla cigrindan cikiyor. bir tarafin sakin olup ne yazdigini neler yaptigini du$unmesi gerekli, hangi taraf olursa. buyurun okuyun;

http://www.haberturk.com/yazarlar/521188-karanlik-maskelerin-arkasindan-cikacaksiniz
orqn
bu adama erişim yasağı getirmek lazım. üslup sorunu var.

http://www.gazeteciler.com/fatih-altayli-canli-yayinda-sinir-krizi-gecirdi-news18007.html
atacamadesert
"siz o karanlık ve iğrenç ruhlarınız, kokuşmuş bedenlerinizin gereğini yapmaya devam edin. o bacaksızlara diyorum ki bu sefer sert kayaya tostladınız. o bilgisayar başında oturup hiç bir şey yapmadığı için kokuşmuş bedenlerinizle yazmaya devam edin. it diyeceğim ama köpekleri severim buna da layık değilsiniz. aşşağılık yaratıklar sizden mi korkacağız? bakın burada iki adam siz bekliyoruz. paçanız sıkıyorsa hadi gelin, buradayız."

karanlık..

iğrenç..

kokuşmuş..

bacaksız..

it..

aşağılık..

vampir filmi seyrediyormuş galiba..
independence
ruhsal anlamda bir cokuntu icerisinde oldugunu du$unuyorum kendisinin. "tamam mi a$agilik yaratiklar" ne demek ya? milyonlarca insanin gozu onunde yayin yapan bir insanin bu $ekilde konu$abilme hakki var mi, varsa kimden veriliyor bu hak, o yetkili merciiyi merak ediyorum ben. ayni siniri evinde de ya$iyorsa allah ailesine yardim etsin.
benduruyorumsebagitti
gazetesine, birbiri ardına yaptığı bomba transferlere ve büyük denebilecek promosyonlara rağmen istediği tiraj rakamlarına ula$amadığını dü$ünüyorum. habertürk gazetesinin hakettiği tirajın da bu olmadığına inanıyorum, çok çok daha yüksek olmalıydı. okuru suçlu görme kolaycılığına gerek yok. gazetenin hala eksiklikleri, yanlı$lıkları var.

fatih altaylı da öyle ya da böyle, kendisini türk medyasının vazgeçilmezleri arasında tutmayı ba$armı$tır.

independence
ek$i sözlük ile bir hayli ugra$an gazeteci. mahkeme karari ile hakkinda yazilan pek cok entryi sildirdigi gibi, ek$i sozluk tarihinde de ilk defa sol frame’in tepesine sabitlenen bir ba$lik koydurdu. ba$lik ve icerikleri $u $ekilde;

ba$lik: cevap ve düzeltme(bu ba$lik direk olarak fatih altayli ba$ligindaki #19857478 id no’lu entrye gidiyor)

entry: fatih altaylı başlığında yer alan yazılardan 97 adedi "5651 sayılı yasa gereğince beyoğlu 4. sulh ceza mahkemesi’nin 09/07/2010 tarih ve 2010/64müt. kararı ile yayından sürekli olarak çıkartılmıştır."

muhtemelen bu karar can yakmi$tir.

independence
teke tek adlı siyaset programı ve aynı adı taşıyan gazete köşesinde siyaset ağırlıklı olmak üzere gündemi yorumlayan köşe yazarı, gazeteci. best fm’in kurucuları arasında yer alan, çeşitli gazetelerde genel yayın yönetmeni olarak çalışmış olan altaylı, 2009 yılından bu yana habertürk gazetesinde genel yayın yönetmeni olarak çalışmakta ve kişisel web sitesinden yazılarını yayınlamaktadır.




fatih altaylı, 1963 yılında, van’da dünyaya geldi. lise eğitimini istanbul kanatlarımın altında’da bulunan galatasaray lisesi’nde tamamlamasının ardından cumhuriyet gazetesi’nde spor muhabiri olarak gazetecilik mesleğine adım attı. ileriki yıllarda siyaset üzerine yazdığı yazılarla tanınacak olsa da, spor yazılarını da zaman zaman köşesine taşımayı ihmal etmedi.
türkiye’nin en popüler özel radyolarından birisi olan best fm’in kurucuları arasında yer alan altaylı, 1995 yılında show t.v. bünyesine geçerek bu şirkette radyo yayınları ve haber programlarını hayata geçirdi. kendisiyle özdeşleşecek olan teke tek programını ilk olarak 1995 yılında kanal d’de hayata geçirdi. gündemi seçkin konukları ile beraber yorumladığı teke tek kısa süre içerisinde en fazla takip edilen siyaset programlarından birisi haline geldi ve de yayın hayatını kanal d, atv ve kanal 1’de devam ettirdi. teke tek halen salı günleri habertürk kanalında yayınlanmaya devam ederken, murat bardakçı ile fatih altaylı’nın beraber sunduğu teke tek özel ise, perşembe günleri gene aynı kanalda yayınlanmayı sürdürmekte.

1996 yılında show t.v.’den ayrılarak doğan medya grubu’nun bünyesinde olan hürriyet’e geçiş yapan altaylı, uzun bir süre boyunca bu gazetede köşe yazarlığı yaptı. köşe yazarlığının yanı sıra radyo d’nin genel kordinatörü olarak da görev alan başarılı gazeteci, 2002 yılında kanal d’nin haber genel yayın yönetmeni olarak çalışmaya başladı.

galatasaray s.k.’de asbaşkan ve sabah gazetesi’nde genel yayın yönetmenliği görevlerinde bulunmasının ardından t.s.m.f.’nin sabah’a el koyması nedeniyle 2007 yılında gazeteden istifa etti. bir süre şahsi web sitesinden yazılarını sürdürdükten sonra, 2009 yılında yeni kurulan habertürk gazetesine genel yayın yönetmeni olarak atandı. halen bu gazetedeki görevini sürdükmekte olan altaylı, ayrıca habertürk t.v. kanalında teke tek ve teke tek özel programlarını sunmaya devam etmektedir.

evli olan altaylı, bir kız çocuğu sahibidir.
mehmet volkan balbay
21 mart 2011 tarihinde "ne şiş yansın, ne kebab" tarzı bir yazı kaleme almıştır.

yazısında, kendisini "muhafazakar demokrat" olarak tanımlayan akp hükümetine ciddi bir jest yaparken, aynı yazı içinde ağır "kemalizm" soslu atatürkçülük’ün reklamını yapmaktadır.

gariptir, hangi proğramını izlesem, hangi yazısını okusam "bu adam nasıl oldu da bu kadar meşhur olabildi?" diye düşünmüşümdür... bulunduğu konuma ve edindiği şöhrete yakışmayan bir yüzeyselliği bir türlü anlam veremediğim garip bir sığlığı var... böyle bir insanın söylemlerinde, az da olsa biraz derinlik olmaz mı? yok işte... maalesef yok...

pekî ne diyor yazısında?

"osmanlı nereleri korumak için kan akıttıysa bugün oralarda aynı sorunlar devam ediyor ve batı’ya boyun eğmeyen, kukla olmayan yönetimler devriliyor, modern yöntemlerle o günkü işgaller sürüyor. adına farklı şeyler dense de."

şimdi siz, şu yukarıya alıntıladığım sözden ne anlıyorsunuz? lütfen şu cümleye dikkat ediniz: "batı’ya boyun eğmeyen, kukla olmayan yönetimler devriliyor..." yani, zeynel abidin bin ali, hüsnü mübarek, kaddafî ve diğerleri "batıya boyun eğmeyen, kukla olmayan" liderler ve yönetimlermiş...

yazının devamını analiz etmeyi sizlere bırakıyorum... zirâ, bu denlû bir basiret harikasına (!) benim yüreğim dayanmaz!

(http://www.fatihaltayli.com.tr/content.cfm?content_id=7209)
independence
tam $u dakikalarda haber turk ekranlarinda $unu soylemektedir.

+ turkiye bu ermeni soykirim iddialarini kendi meclisinde halletmeli. belli ki bir zamanlar olan bir $eyler var. turkiye bu olaylardan oturu ozur dilesin dunyadan ve ermenilerden.

ozetle diyor ki, tarihi falan siktir edin, haklisiniz yahut haksizsiniz o kisma fazla takilmayin. kabul edin tum soykirim iddialarini, ozur dileyin bitsin gitsin.

bunca senelik bir gazetecinin bir ozur dilemekle ve bir kabulle her $eyin sonlanacagini du$unebilmesi garip. daha da garip olan belki de hic de bahsedildigi gibi olmayan olaylarin turkiye hukumeti tarafindan kabul edilmesi gerekliligi.

2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol