insanın kanını donduran bir maçtı.
hem soğuktan, hem de taa en dibinden heyecanın. evet çok heyecanlandık, belki final değildi hedef ama o dönemin en büyüklerinden birisine karşı, avrupa tecrubesi yetersiz olan bir takımın bu derece sonuna kadar getirip de, ilk maçta kendi kalesine attığı bir golün, ikinci maçın bilmem kaç dakika erken bitmesine ve takımın elenmesine sebep olduğunu düşündükçe daha bir üzdü derinden. ha fark mı olurdu, kişisel görşümdür fark yeriz muhtemelen demiştim. ama yine de hani ha gayret la belki olur dersiniz ya, işte o ruh haliyle seyrettim, ve ne yalan söyliyeyim üzüldüm de bu şekilde bitince. neyse umarım bu heyecanları her türk takımı defalarca yaşar üst üste.
ayrıca öyle bir noktaya getirildi ki türkiye’de futbol, şu eylemde bulunduğum halde söylerken utanayım mı ? gurur mu duyayım karar veremiyorum.
o uefa kupası kazanıldıktan sonra yalnız değildiniz, bizler de sarı lacivertli formalarımızla konvoylarda sabahlayıp da, ertesi gün işe sesi kısık bir şekilde gitmiştik.
ne hale geldi mına koyim türkiye’de futbol. ayakta alkışlanacak tek şey buna sebep olanlar.
aha bak alkışlıyorum. bi tarafınız soğusun da bir işe yarasın bari. sen üstüne alınma, sebep olanlara dedim ben.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?