öncelikle "sarı odalar" manisadaki akıl hastanesinden geliyormuş. oranın duvarları sarıymış. sezen aksunun da izmirli olduğu düşünülürse gayet makul bir açıklama. demek ki söz konusu erkeğin bir akıl hastalığı var. eğer akıl hastası birini seviyorsanız, mümkün olduğunca destek olmaya çalışıyorsanız ona rağmen veya doğal olarak değeriniz bilinmiyorsa, size gitmekten başka çare bırakılmıyorsa, hastalığına rağmen kendinizle bütünleştirmiş, yudum yudum içmişsiniz o kişiyi, ayrılırken tam duygularınıza tercüme olacak şarkıdır. eğer yeteri olgunluğua eriştiyseniz içinizde fesatlık da olmaz, olamaz. azıcık kızgınlık olsa bile hoşgörmekten ve iyiliğini istemekten başka bir şey yapamazsınız. istenmediğinizi bir şekilde anladığınız için efeler gibi, gururlu ama fesatsızca gidersiniz, efeler gibi. geriye başka aşklar yaşamak için ne gücünüz kalmıştır, ne hevesiniz. onun aşkıyla ve hastalığının yıpratıcılığıyla içinizde bu tarz şeyler sönmüştür. uzaktır aşk ve öyle bir hale gelmişsinizdir ki zaten yaşamamanız gerekir aşkı, ne sarı odalardaki insanla ne de başkasıyla. adeta yasaklanmıştır.
evet, böyle bir duruma düşmüşseniz bu şarkı tam sizliktir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?