kendi döneminin dar göruşlu insanları tarafından anlaşılamamış buyuk bir deha olan buyuk turk bilgini nureddin bin muhammed bin orçun bin barkın el-vebî (1568?-1601?) hakkındaki bilgilerimiz, dönemin ulemasından ve önde gelen tarihçilerinden biri olan kadı gıyaseddin hayalînin "târihi ilmul-âlât vel-esrâru hikmetul-edevât (alet yapma biliminin [teknoloji] tarihi ve araç-gereçlerin hikmetinin sırları)" adlı eserindeki satırlarla sınırlıdır.
gıyaseddin hayalînin verdiği bilgiye göre, vebînin hocası rukneddin bin tekneddin lûcî, ilm-i reml (fal) ve ilm-i nucûm (astroloji) ile hemhâl olan bir okultist idi. şiirlerinde gelecekten haber veren şair vebî, padişahın çevresindeki bazı vezirlerin ve ulema sınıfından bazı kıskanç kimselerin yanlış yönlendirmeleri neticesinde, bir sihirbaz olduğu gerekçesiyle idam edilerek katlolunmuştur.
kadı gıyaseddin, eserinde vebîyi bir teknoloji şairi olarak niteledikten sonra, onun katlinin şöyle gerçekleştiğini nakleder: "vebîye hâkânımuz sordı: ölmezden evvel bir arzun var mıdur, söyle kim yerune gelsun! vebî, hançerlu cellâdlaru görince pes cânuna ateş salundı da, şöyle didi: eyâ sultânımuz, haşmetmeâb efendimuz! şol fakîri mâdem katlideceksun, bâri cereyânlu [elektrikli] oturağa oturt da, kellesunden titredup öldursin ânı. ahâli vebînin ayıtduklarundan zinhâr bir şey anlamadu. hâkânımuz, havâssa bakup eyâ hâs kimesneler, diyun hele kim nola bu vebînin didukleri? ol zemân havâsdan bir zât, sırrı fâş itmemekçun bir şey fehmitdiysem, arab olayım didi, pes ol demde hemân arab oldı, lâkin gine de sır virmeyince vebî ser [kelleyi] virdi."
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?