aslında deniz bu ülkede insanların yaşayamayacağının, yaşamalarına izin verilmeyeceğinin bir ispatıdır. insan çevresinde olanlara duyarlı olmalı, yanlış gördüğüyle savaşmalı ve pes etmemeli, yılmamalı, kendini geliştirmeli, hiç durmamalı kendi içinde ve dışında devrim yapmalıdır. kendini yenilemelidir bir anlamda. ancak gerçek bir devrimci, belki de ideal ve kusursuz bir insandır. denizin ömrünün idam sehpasında bitmesiyse daha önce de dediğim gibi bunun küçük bir ispatıdır.
idam sehpasında etmiş olduğu son sözleri ne kadar inançlı olduğunu göstermektedir inandığı şeye, her şeyden önce insandır deniz. insanlığın gereklerinin hepsi deniz gezmişte mevcuttur. deniz gezmiş özgürlük, eşitlik, devrim için savaşmış ve bu yolda kendisi gibi insan olan yoldaşları ile birlikte henüz 24 yaşındayken kendisini davasında izleyecek olanlara, geleceğe ve kendi sözleriyle türkiye bağımsızlığına armağan etmiştir. devletse, bu ülkenin bağımsızlığı için savaştığını ölmeden önce bile dile getiren gerçek bir insanını asmıştır. denizleri asanlar, onu ölümsüz yaptıklarının farkında olsalar her şey farklı olur muydu?.. bilinmez, ama deniz ölümsüzdür. bir devrim ateşidir. sonsuzdur, adı gibi engin ve sınırsız; güçlü ve kuvvetlidir. içimizdedir.
"...ve ben 24 yaşındayken kendimi türkiyenin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum."
(bkz: gaza gelmek)
(bkz: ağlamak)
(bkz: sinirlenmek)
(bkz: özgürlük)
(bkz: barış)
(bkz: eşitlik)
(bkz: devrim)
(bkz: devlet)
(bkz: emperyalizm)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?