bin jip

caty blake
’sözlerle tiyatro yapılır, film sessiz de olabilir’in en güzel örneği. aç kalkılan bir ziyafet sofrası gibi. her izleyene başka mesajlar vermiş olması ilginç. bana göre şizofren bir koca var mesela filmde. bir karısı olduğunu sanıyor, onunla aynı evde yaşadığını düşünüyor. filmin afişlerinde hep 3 kişi var. hangisini fotoşopla çıkarsanız resimden kalanların hayatı bir psikiyatrik inceleme konusu. her sabah kalkıp işine giden, öğle tatilinde ark.larla yemek yiyen, üç kuruşunu online sayan tiplere göre kadın deli mesela. ’normal’ dünyadan umudunu kesmiş, kendine kara saçlı yarı saydam karanlık bir prens bulmuş. ondan başka kimseye görünmüyor, aynaya yansısı düştüğüne göre vampir değil ama.

’gerçek ve gerçeklik’ meselesine uzakdoğudan kısık sesli bir üç nokta...

hollywood yetiştirmeleri için küçük bir not koymuş sonuna kim-ki duk: it’s hard to tell that the world we live in is either a reality or a dream. wily de diyor ki; there is no such thing in life as normal.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol