savrulan kulleri omrumuzun

odysseus
bir kizin kocaman gozlerinde gordum
bulutlarin daglara sessizce cokusunu
cocuksu sususlari gordum, kirilan sevinci
ve kalbimi puslu yamaclardaki pusulara saldim
cobanlar coktan inmislerdi ovaya
bense yapayalniz bir agactim doruklarda
harelenen sularda bir yanik kokusu
ve uzun boyunlu bir kizin gulumseyisi
isik zamana bagli zamansa onun
kocaman gozleridir artik
anladim tarih de yazilmaz
bir askin sayfalarina dusmuyorsa gun
yalnizdim, yapraklarim dokulmustu bir bir
deryalara savrulup collere dusmustu
bir duman tutuyor yine hangi kent yandi
hangi sokakta vuruldu sevgilim
bir demet menekse bir avuc toprak
burkulan bir yurek miyim hep
sesimde bir yanma bir kekrelik
uzayip giden bir col yalnizligi
gazeteleri okumuyorum basim donuyor
sulanmamis cicekler gibi kuruyor her sey
her sey bir yolculugun huznunu tasiyor
gidip de gelmemek uzere butun yuzler
puslu yamaclarda bir cakal golgesi
bir dag suskunlugu yuruyor kentlere
yenilen biz miyiz yoksa asklar mi
bir kizin kocaman gozlerinde goruyorum
savrulan kullerini omrumuzun
bu kenti ayriliklar yikacak birgun biliyorum
olumden sikâyeti yok olup gidenlerin
ama bir kizin kocaman gozlerinde yanginlar cikiyor
acilar dehsetli kinlendiriyor beni
kabarip duruyor icimde, kabarip duran bir okyanus
yurdumu ariyorum batik bir tekne degilim
yurdumu ariyorum kizgin kuller ortasinda


ahmet telli
bu başlıktaki tüm girileri gör