bir zamanlar anadolu da

tayfa75
savcı, odadan otopsi için önden çıkıyor ama bir şey var gırtlağına takılan, göğsüne dalmış bir el, içerde ne var ne yok sıkan, bir şey; tam kelimelere dökmek için geri dönüp kapıda beliriyor; daldığı rüyadan uyandırılınca, düşünden istemsiz koparılmasının yüzüne yansıyan olanca acısıyla bir çift söz ediyor. ama biliyorsun ki salt bir gerçek değil o dört kelimelik tespit. hiçbir şey öyle bir anda, kendiliğinden olmuyor.

olayları bütünlüğünden koparıyoruz; bir an’ı bağlamından koparıp, o ana göre yargılar üretiyoruz. iyi ya da kötü yapıyoruz diyemiyorum ama bunu yapıyoruz.

görsellik nefisti filmde; başrollerin performansları keza öyle. kime göre? tabii ki bana göre.

bitmez sanılan bir geceyi bitirdi. sağolsun nuri bilge ceylan başta olmak üzere, tüm emeği geçenler.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol