efendim, şimdi bu konu sanıldıgı kadar basit degildir. başlamadan önce gerinmek, rahatlamak, derin nefesler almak lazımdır. bunlar yapılmazsa, össci kişi gider, ösym, yök, dershane ne var ne yoksa toptan ateşe verir gelir.
evet, başlayabiliriz. össci bir insanın aklı sürekli öss ile meşgul oldugundan durum şöyledir ki; bilgisayar başıda geçirilen her dakika bir yandan zevk verirken, bir yandan vicdan azabı verir. ulan sözlük mü girecek össye düşüncelerini beyinden kovalamaya çalışmaktan bitap düşer kişi. sinirlenir sonra, hıncını berbat butonundan bile çıkarabilir ki bu bilgiç kişinin agır öss sendromuna yakalandıgına delalettir. hafif öss sendromlarında görülen belirtiler ise; ders konularını sözlüge birbir yazmak, görülen "sarf etmek" "yak" gibi başlıklara dilbilgisi bilgileri içeren entryler girmek vb.dir. her deyim ve atasözü başlıgı birbir okunur. yeni atasözü ögrendim diye sevinilir. ancak sözlükte bulunan çogu atasözü ve deyimler "paran varsa yancıkta sikin oynar amcikta" benzeri oldugundan, böyle soru çıkmaz ki diye üzülür kişi. karmaşık duygular içindedir, streslidir, fazla bulaşmayın derim ben. öss bitip de sonuçlar gelince, mutlu haberi sözlükle, bilgiçlerle paylaşacagı anı ise iple çekmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?