artık sen yoksun ya..
her gece ağlayacak bu şehir.
yağmurlar yağacak üzerimize.
hiçliğimize, bitmişliğimize..
yani bize,
sana, bana, aşka, yalnızlığa, hepimize...
biz hep iki dize kadar yakındık birbirimize.
uzayıp gittik ama bir şiir olamadık..
bir şiir kadar dengede kalamadık.
belki yalnızlık hiç yoktu, biz anlamadık.
belki de hep yalnızdık,
ondan yalnız kalamadık.
yalnızlık beni yalnız bırakmıyor,
yalnız değilim artık..
yine de bütün cümlelerim sana kaçıyor rüyalarımda.
inadına seni bekliyor gözyaşlarımla ıslanmış dipsiz gecelerim..
seni bekliyor en güzel kelimelerim,
en saklı hecelerim..
bizi bekliyor o yol, o ağaç.
gözbebeklerim hala bakışlarına muhtaç..
yokluğunda anlamsız şiirler yazar oldum.
yokluğunda arkandan şehirler gezer oldum.
yokluğunda kendimi buldum.
yokluğumda kayboldum.
şarap diye seni içtim her gece, yudum yudum..
bakışlarındı beni sarhoş eden,
ve yokluğundu yine terkeden..
gitmek isteyip de gidemeyen, yokluğumdu..
beni tutan tek şey ise;
umudumdu...
artık sen yoksun ya..
yaşlanıyor bu şehir..
yere değecek gibiler,
gök bulutları tutmaz olmuş.
her gece omzuma daha çok yaslanıyor bu şehir.
arayış dolu bakışlarım çoktan kaybolmuş..
seni bulmuş uzaklarda bir yerde..
bir yıldızın ışığında,
bir ağacın gölgesinde,
sevgim can bulmuş bir çiçeğin yorgun gövdesinde..
sonra dökülmüş yaprakları,
basıp geçmişler..
ama her gece gözünü kırpmadan o seni izler..
adını hülya koymuş o uzak yıldızın,
hayran kalmış ışığına,
göz kırpınca ona her gece,
sevinirmiş içten içe...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?