lise yıllarında yazdığım ilk yazılardan biri:
"beklemek", ömür denilen en uzun yolda iki durak arası acı bir yolculuğumuzdur. nasıl "bir çocuk doğmayı bekler, ağır bir hasta ölmeyi",biz de hep bekleriz bizden uzak olanı. birisini, birilerini, bir şeyleri... çocukken büyümeyi, sokakta arkadaşımızı, derste teneffüsü, evde misafiri, sıcakta rüzgârı, soğukta güneşi... buluruz her zaman bekleyecek bir şeyler nefes alabiliyorsak eğer. nefes alabiliyorsak eğer bekleriz en kutsalıyla bekleyişlerin, beklenenlerin en kutsalını; âşık olmayı, aşkı.
beklemek; kimi zaman yağmurlu, soğuk bir istanbul gecesinde, camile yüzümüz arasından süzülüp buğulanan, buğulandıkça tekrar tekrar dolan gözyaşı olmuştur. çaresizlikte kaybolan umutlar, saatlerce keder, kederden saatler olmuştur ay yoksulu gecede en uzun bekleyişler. nereye, niçin baktığımızdan bihaber, gözlerimizde bir bir sönerken şehrin ışıkları, örtülür üstümüze yorgan gibi lacivert gece. neden sonra irkilerek uyandığımızda anlarız sevgimizin yüceliği. çünkü biraz sonra günaydın zemberekleri çalacak olsa da boşalana kadar bekleriz. çünkü beklenenin bilsek de o gece gelmeyeceğini bekleriz. bekleriz beklenen hiç bir zaman beklemeyecek olsa da bizi.
beklemek; kimi zaman şehrin bütün gözlerine çekilen amansız bir aralık sisidir. ha geldi ha gelecektir beklenen, ya da şimdilik gelemeyecek. kalbin göğüs kafesini zorlaması, avuç içlerinin terlemesi, bitmez bir arayış içinde olma gerekliliği, bitmez bir tedirginlik... nereden ne zaman gelecek diye düşünüp düşünüp, hep "acaba?" diye duraksadığımız en acımasız bekleyiş.
beklemek; kimi zaman parıltılı bir ilkbahar sabahıdır. güneş doğmuştur ve az sonra, ayçiçekleri güneşe boynunu büker bükmez gelecektir sonunda beklenen. gelecektir ve getirecektir en neşeli duyguları gönlünce. beklemek, bahar sabahında güneşi ve sıcak bir yürekte sevgiyi, en tatlısıdır bekleyişlerin. özlemin özgür bir kuş gibi uçup gitmesidir bir nisan sabahında sevgiliye papatya toplamak.
"beklemek güzel şey, gelecekse beklenen
özlemek güzel şey, özlüyorsa özlenen."
inanıyorsan aşka, aşkına ve tabi ki kendine, sen bir bahar sabahı yalnız toplasan da papatyaları elbet seviyor çıkacaktır her birinin falında, sakın unutma.
umutlu bekleyişler…
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?