islâmın gelişinin 15inci, hicretin ikinci, miladın 624üncü yılında medineye 80 millik mesafedeki bedir köyünde meydana geldi. kâfirlere karşı korunmak ve allahü teâlânın dinini yaymak için verilen savaş izninden sonra yapılan ilk gazâ olan bedirin; tarihteki yeri çok büyük ve mühimdir.
müslümanları medinede de rahat bırakmayan, tehdit mektublarıyla şehirde huzuru bozan, yakın yerlere kadar gelerek yağmacılıkla mal emniyetini sarsan kureyş müşrikleri harbe hazırlanıyorlardı. bunun için ebû süfyan idaresinde büyük bir ticaret kervanını şama göndermişlerdi. elde edilecek gelir ile silahlarını ve kuvvetlerini iyice arttırmak istiyorlardı.
peygamberimiz aleyhisselâm ramazan ayı içerisinde, kureyş kervanının halini anlamak ve hazırlık olmak için sahabileriyle beraber medineden çıktı. islâm ordusunda ilk defa medineli ensâr da yer almıştı. müslümanların bu hareketini haber alan ebû süfyan, kervanının korunması için mekkeye haber saldı. mekkede koparılan yaygara üzerine büyük bir kâfir ordusu yola çıkarıldı. müminlerden önce gelerek bedirde su başını tuttular.
peygamberimiz aleyhisselâm bir savaş maksadıyla çıkmamıştı. ancak kureyşlilerin bu kötü niyetleri karşısında sahabileriyle görüştü. onların fikirlerini, düşüncelerini öğrendi. buraya kadar sokulmuş bulunan düşmana karşı konulmasında birleşildi. sahabiler fahri kâinat efendimize sonuna kadar bağlılıklarını bildirdiler.
ebû süfyan ticaret kaafilesini sahilin kestirme yollarından geçirerek tehlikeli bölgeden uzaklaştırmıştı. kervanı kurtardığını kureyşlilere de bildirmişti. ancak müslümanlarla savaşmak, onların birliğini dağıtmak için çoktan beri fırsat arayan müşrikler geri dönmediler. sayı ve silah üstünlüklerine güvenerek müslümanları ortadan kaldırabileceklerini sandılar.
tarafların kuvvetleri kureyşliler saldırarak, müminler ise kendilerini koruyarak savaşa başlayacakları sırada kuvvet dengesi birbirinden hayli farklıydı. ebû cehilin kumandası altındaki kâfirler, 100 atlı, 700 develi, geri kalanı yaya olmak üzere 950 kişiydi. çoğu zırhlı ve ağır silahlarla donatılmıştı.
müminler ise 3 atlı, 70 develi 313 yiğitti. hayvanlara nöbetleşe biniyorlardı. ancak peygamberimiz aleyhisselâmın kızı olan, zevcesi hazreti rukayyenin ağır hastalığı sebebiyle hazreti osman gibi bir kaç sahabîye izin verilmişti.
bedirde, şimdiye kadar kan ve başka anlaşmazlıklar için çarpışan arap kavmi, ilk defa din uğruna savaşıyordu. bunun içindir ki, iki tarafın askerlerinden çoğu birbirlerinin en yakınıydı. müslümanların sancağını hazreti musab, kâfirlerin bayrağını kardeşi ebû aziz taşıyordu. peygamberimiz aleyhisselâmın amcalarından hazreti hamza kendi yanında, diğer amcası abbas düşman safındaydı. yine damadlarından hazreti ali yanında iken; diğeri, hazreti zeynebin kocası ebû âs kâfirler arasındaydı. hazreti ebû bekirin oğullarından hazreti abdullah yanında, abdurrahman ise karşısında bulunuyordu. diğerlerinin yakınları da bunlar gibiydi.
savaş başlıyor (m. 13 mart 623 - h. 17 ramazan 2) hazırlıklardan sonra, iki ordu 17 ramazana rastlayan mîlâdî 13 mart 624 cuma günü sabahı karşı karşıya geldi. peygamberimiz aleyhisselâm müminlerin orucunu bozdurdu. gece yağan yağmurla su ihtiyaçlarını da karşılamışlardı. çünkü su kuyusu kâfirlerin elinde bulunuyordu. peygamberimiz aleyhisselâm allahü teâlâya dualarda bulunuyor, yalvarıyor, müminlere müjdeler veriyordu. müslümanların da kendilerinden üç misli fazla düşman karşısında, maneviyatı artıyor, gayretleri çoğalıyordu.
hazreti abdullah b. cahş seriyyesinde öldürülen amrın kardeşi âmir, bir ok atarak hazreti ömerin âzadlı kölesi hazreti mihcayı şehîd etti. islâm yolunda savaşta, ilk düşen şehîd o oldu ve çarpışma da böylece başladı. ilk hücumu ve öldürmeyi kâfirler yapmış, müminler de karşılık vermek zorunda kalmış oluyorlardı. o zamanın âdetine göre, kureyşliler ortaya üç kişi çıkardı. müminlerden de hazreti hamza, hazreti ali ve hazreti ubeyde karşılık verdiler ve düşman kâfirleri yere serdiler. artık savaş, iyice kızışmış, kureyşliler korkunç bir saldırıya geçmişti. müminler iman kuvvetiyle karşı koydular ve büyük bir azimle dayandılar. sonunda allahü teâlânın yardımına kavuştular.
zafer müslümanların savaşın sonunda kâfirler bozguna uğramış, galib gelenler allah ve rasûlüne inananların olmuştu. aralarında ebû cehil gibi büyük kâfirlerin de olduğu 70 kureyşli öldü, 70 kişi de esir düştü. canını kurtarapilenler de ölülerine, mallarına bakmadan kaçtı. müminler jse 14 şehîd verdi, bol ganimet aldı. peygamberimiz aleyhisselâm esirlere hoş davranılmasını emretti. kâfirlerin ölüsünü ise bir çukura doldurttu. haber mekkeye ulaşınca kimse inanamadı. şehir halkı mateme büründü. savaşa gelmeyen ve yerine paralı asker gönderen ebû leheb, bir hafta sonra kahrından öldü.
müslümanlar büyük ve mühim bir zafere kavuştu. ancak peygamberimiz aleyhisselâmın kızı hazreti rukayyenin ölüm haberi gelmekle, sevinmeleri uzun sürmedi. savaşta alınan ganimetler eşit şekilde sahabîlere dağıtıldı. izinli olanların hakkı da verildi. esirler ise kurtulup paraları ödettirilerek serbest bırakıldı. kurtulma parasını bulamayan kâfirlere ise mühim bir hak tanındı. ensâr çocuklarından onar kişiye okuma-yazma öğreterek kurtuldular. bazıları ise hallerine göre karşılıksız salıverildi. esirler hakkındaki bu güzel davranış, çoklarının îman etmesine yol açtı.
zekât ve oruç farz kılınıyor (m. 623- h.2) hicretin ikinci senesinde mühim dinî hükümlerden bir kısmı daha emrolundu. bunlar, oruç, fıtır sadakası, zekât, kurban, ramazan ve kurban bayramları namazlarıdır. ramazan orucu, bedir gazasından önce şaban ayında farz kılındı. ayrıca fıtır sadakası da emrolundu. ramazan ve kurban bayramları namazları ve bu bayram günlerindeki beş vakit namazdan sonra tekbir getirmek vâcib oldu. zilhicce ayında kurban kesmek vacip zekât da, farz kılındı.
kaynuka yahudileriyle savaş (m. 623- h.2) müslümanların bedir zaferini kazanarak kuvvetlenmesi, yahudilerin hoşuna gitmedi. kıskançlıkları iyice artarak huzursuzluk çıkardılar. daha önce müminlerle yaptıkları andlaşmayı da bozdular. kendilerine güvendikleri ve kureyşlilerden üstün gördükleri için savaşa hazırlandılar. bir yahudi kuyumcunun dükkanına gelen bir mümine kadının hakarete uğraması ile iş alevlendi. hakaret eden yahudi ile mümine kadını korumaya gelen müslümanın öldürül mesiyle savaşa girilmiş oldu.
hemen kalelerine çekilen ve savaşa başlayan yahudiler, peygamberimiz aleyhisselâmın sulh tekliflerini reddettiler. bunun üzerine kale kuşatıldı. 15 gün kuşatma altında kalan yahudilere, umdukları yardım gelmedi. sonunda teslim olduklarını açıkladılar. o zamanın savaş kanunlarına göre, teslim olanlar öldürülebilirdi. ancak münafıklardan araya girenler oldu. peygamberimiz aleyhisselâm fitnenin büyümemesi için ricaları kabul etti. 700 kişilik kaynuka oğulları yahudileri canlarını kurtarıp suriyeye sürgüne gittiler. ele geçen ganimet askerlere dağıtıldı. topraklar da ihtiyaç sahibi müminlere verildi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?