duygular ile mantığın çeliştiği durumlarda içine düşülen kararsızlık durumu.duygular bazen öyle güçlüdür ki mantığı yener ancak kişi kendi kontrolü kaybetme ve gelecek endişesiyle mantığı da elden bırakmak istemez ve ikilemde kalır.en sonunda ikisinden biri seçilir.
duygu ve mantık arasında kalmak
mantık ve duygu
kimi zaman hepimiz aynı duygu karmaşasına girmez miyiz? mantık mı ön planda olmalı yoksa duygularımız mı? hayatımızın belli dönemlerinde bu soruyla hep karşı karşıya kalırız. bazen bu iki kelimenin arasında kendimizi sıkışıp kalmış hissederiz. bir çıkış yolu ararız ama bulamayız.
mantıklı olmanın getirmiş olduğu gerçekçilik bize güç verir, ayakta durmamızı sağlar belki de ama zaman geçtikçe duygular ön plana geçmeye başlar ve duygularla davranmanın yanlışlığını bile bile çelişir durur düşüncelerimiz.
bizler hayatımıza dair vereceğimiz kararlarımızı yani hayati kararlarımızı hep mantığımızla almayı yeğlerken bir tarafta yitip giden duygularımız adına yapılacak hiçbir şey kalmamıştır. onlar yitip gitmiştir. göz göre göre kaybetmişizdir belki de. sizce sevgide, aşkta mantık var mıdır? bir sevgi doyasıya hiçbir şey düşünmeden yaşanmalı ve gittiği yere kadar gitmeli midir yoksa mantık ve duygular çerçevesinde mi ilerlemelidir? ama olmuyor ki. ikisi aynı anda olmuyor. duygularının korkusuzca hiç düşünmeden göstermiş olduğu reaksiyonlara mantığın tamamen karşı çıkıyor. bu şekilde davranırsan yanlış yaparsın diyor ama diğer yandan yaşamak doyasıya yaşamak istediğin his ve duygular oluyor.
bazen tüm bu duyguların içine birde öfke karışıveriyor. ama mantık öfkeyi her zaman yeniyor. çünkü öfke haklı bir nedene bağlı olsa da çok çabuk mantık sınırlarını aşabiliyor. bu yüzden galiba öfkelendiğimizi hissettiğimiz zaman mantığımıza sığınmamız en doğrusu. işte bu durumda aslında mantık öfkeyi de duygularımızı da yeniyor her zaman. nasıl öfkemizin dinmesi için mantığımıza sığınıyorsak hayati kararlar alırken de galiba mantığımıza sığınmamız gerekiyor. yaşam her zaman için engellerle, acılarla, kayıplarla ve diğer insanların onlardan beklemediğiniz davranışlarıyla dolu olacaktır. galiba bunlardan sıyrılmanın en güzel yolu mantıklı düşünmek ve hareket etmek.
tabi sadece mantıklı davranmak ne kadar mutlu eder bizi bu tartışılır. daha öncede söylediğim gibi örneğin sevgide. sevgide mantık var diye düşünüyorsak ozaman galiba çıkarlarımız ön planda diye düşünüyorum. sevgi çıkarcı değildir. eğer çıkarınız varsa o zaman mantıklısınız demektir. ama sevgi duygudur. belki sevgiyi kazanmak zor olacaktır, şartlar koşullar bunu maksimum zorlayacaktır ama emin olun ki her zaman sevgi kazanacaktır. sevginizin, duygularınızın peşinden mantığınızı da tamamen bir kenara atmadan gidin.
08.02.2006-ebru gürman
akşam gazetesi
kimi zaman hepimiz aynı duygu karmaşasına girmez miyiz? mantık mı ön planda olmalı yoksa duygularımız mı? hayatımızın belli dönemlerinde bu soruyla hep karşı karşıya kalırız. bazen bu iki kelimenin arasında kendimizi sıkışıp kalmış hissederiz. bir çıkış yolu ararız ama bulamayız.
mantıklı olmanın getirmiş olduğu gerçekçilik bize güç verir, ayakta durmamızı sağlar belki de ama zaman geçtikçe duygular ön plana geçmeye başlar ve duygularla davranmanın yanlışlığını bile bile çelişir durur düşüncelerimiz.
bizler hayatımıza dair vereceğimiz kararlarımızı yani hayati kararlarımızı hep mantığımızla almayı yeğlerken bir tarafta yitip giden duygularımız adına yapılacak hiçbir şey kalmamıştır. onlar yitip gitmiştir. göz göre göre kaybetmişizdir belki de. sizce sevgide, aşkta mantık var mıdır? bir sevgi doyasıya hiçbir şey düşünmeden yaşanmalı ve gittiği yere kadar gitmeli midir yoksa mantık ve duygular çerçevesinde mi ilerlemelidir? ama olmuyor ki. ikisi aynı anda olmuyor. duygularının korkusuzca hiç düşünmeden göstermiş olduğu reaksiyonlara mantığın tamamen karşı çıkıyor. bu şekilde davranırsan yanlış yaparsın diyor ama diğer yandan yaşamak doyasıya yaşamak istediğin his ve duygular oluyor.
bazen tüm bu duyguların içine birde öfke karışıveriyor. ama mantık öfkeyi her zaman yeniyor. çünkü öfke haklı bir nedene bağlı olsa da çok çabuk mantık sınırlarını aşabiliyor. bu yüzden galiba öfkelendiğimizi hissettiğimiz zaman mantığımıza sığınmamız en doğrusu. işte bu durumda aslında mantık öfkeyi de duygularımızı da yeniyor her zaman. nasıl öfkemizin dinmesi için mantığımıza sığınıyorsak hayati kararlar alırken de galiba mantığımıza sığınmamız gerekiyor. yaşam her zaman için engellerle, acılarla, kayıplarla ve diğer insanların onlardan beklemediğiniz davranışlarıyla dolu olacaktır. galiba bunlardan sıyrılmanın en güzel yolu mantıklı düşünmek ve hareket etmek.
tabi sadece mantıklı davranmak ne kadar mutlu eder bizi bu tartışılır. daha öncede söylediğim gibi örneğin sevgide. sevgide mantık var diye düşünüyorsak ozaman galiba çıkarlarımız ön planda diye düşünüyorum. sevgi çıkarcı değildir. eğer çıkarınız varsa o zaman mantıklısınız demektir. ama sevgi duygudur. belki sevgiyi kazanmak zor olacaktır, şartlar koşullar bunu maksimum zorlayacaktır ama emin olun ki her zaman sevgi kazanacaktır. sevginizin, duygularınızın peşinden mantığınızı da tamamen bir kenara atmadan gidin.
08.02.2006-ebru gürman
akşam gazetesi
su anki durumumum.cıldırtabilir
bu alanda yapılan en buyuk hata mantıgın olmayacagı bir yerde mantıklı duygunun yeri olmayan bir alanda(bunu genis dusunur isek olay/konum/yargı v.b.)duyguların ile muhakeme yapılmaya calısımasıdır.duyguların bastırılması ile olusan durumu hatırlayınız.en bilinen ornek olarak,iliski duygusal ilişki alanıdır.genelde bu tur bir ilişkiler icerisinde kişilerin ortaya koydugu mantıgı degil duygularıdır.kişilerin bir araya gelmesi sebebi zaten bir alıs veris degil duygusal/hissi istektir.ama surec icerisinde olusan olaylara mantıklı yaklasımlar sergilemeye calısarak yasanan krız yada karsı tarafın yasattıgı duygulara mantıklı tepki verme cabasıdır(ayakta tutmaya calısmak).genelde bu sinir krızıni yasayanda ilişkiyi ayakta tutmaya calısan/fedakar olan taraftır.iste burda fedakar olmaya calısan taraf genelde bir üzüntü yada kızgınlık ile tepki verir(bu yanlıs yada kotu degil olması gerekendır bu hısler duygusal olup duygusal ilişiki de samimiyet yada gercek olarak ortaya konan duygular dır.ama artislik/gerizekalılık/miroglu tavırları icin yapılanı degil).genelde olması gereken bırakmaktır( icerisinde olunan cabayı bırakmaktır en son olarak ilişki bitirmektir).duygusal ilişki icerisinde olmak demek en basta guven duymayı acık olmayı gerektirir.ama bunu tam tersi durum sergilenmesi kriz yaratır.kısaca sevmenin enayilik olarak algılanması burda baslar.is dunyasın da da bu boyledir,cok bilinen bir deyim olarak sevk ile calısanı zevk ile sikerler gibi sozlerin cıkma sebebi bu durumdur(ayrıca severler sikeni sikerler seveni sozunu hatırlayınız).aslında is yeri adı üzeründe is yapılan yer olarak kişisel ilişkilerin olmayacagı yerdır ama bu tam tersi olarak kişilerin bir birine hırs kin (bunlar kişisel duygulardır)sergilendigi yerdir.bu is veren,patron icin elzem olan bir durumu yaratır.kısa zamanda aynı ücret ile daha fazla is.bu durum zaman icerisin de daha sonraki zaman da genis dusunulmesi ile anlasılır ise durum daha fazla ofke ve kin duyulması ile daha sonraki is yeri yasantısına yansır.ama gercek olan isin isi istir.duygusal ilişkiye geri donersek burda da durum aynı dır.sevmek icin beraber olunan kişi ile sinir savasi yapmak en cabuk yıpranma sebebidir.bu kişiler ile yasana problemler(dikkat ederseniz sorun/üzüntü/nefret duygularını yasatan bireylerdir).kişilerin sosyal ilişkilerinde guvensızlık/aldatma(seven enayidir,severler sikeni sikerler seveni v.b.) yaratır.duygu istemek,mantık yapmaktır.zaten bir seyin olusumu mantık,o isin disiplini icerisin de mumkun olur.ama o disipline aykırı davranıs krız yaratır.is yerinde rutbeli kişinin bazı sebeblerden dolayı(cinsel ilişki,cıkar ilişkisi v.b.)bir kişiye/kişilere olan davranısı sadece isini yapan ama aynı saygı gormeyen insanları kızdırır olması gereken de bu degildir.kızmak yerine hırs ta yapılır ama daha cok calısmak kızan kişiye degil is sahibine yarayacagında durum ile uyumlu olma(performansı artırmamak)en mantıklı yoldur.(bunu yaparsanız o ekstra yakınlık duyulan kişilerin tavırlarını hatırlayınız,mobbing.kişiye takınılan tavır dıslanma olur genelde,birey ne kadar kabullenilmeye calısır ise o kadar dısa ıtılır,bu mantıklıdır cunku is gucune katkıda bulundugu icin is verene yarar).bu tavrı duygusal bir ilişki icerisin de ele alır isek bireyin kendını kabul ettirmesine sebeb hic bir gerek yok iken bunu yapması karsı tarafı kacırır.ama karsı taraf buna sebeb vermis olabilir.burda duygusal olarak rededilmek bireyi üzdügü gibi duusnmeye sebe verir,neden sorusuna cevap bulamaz ise krız yasar.bu gercek tir ama,bu tavır kişiyi kendine baglamak,etki altına almak v.b. amaclar icin yapılır ise olaganustu bir kin ve ofkenın acıga cıkmasına sebeb verir.bu ofke kın duygusal bir tepki olup,o ilişki icerisinde bulunulan kısıye olan duyguların degismesi ve intikam icin artık yanyana olunmasına sebeb verir,ama yapılması gereke bırakmaktır.duygusal ilişki icerisinde mantık cıkar ile mumkun olup bunu sekilde iliski yasayan insanlara bakarsanız (ilişkilerine)paylasımsız,soguk ve yapmacıktır.statuye gore davranılır.kısaca isteme,yapmanın nerde baslayıp nerde bitecegini bilmek ve nerde ne zaman kime nasıl davranılmasın gerektigini bilmek(bu tecrübe ve iyi yapılmıs gozlem gerektirir. gerekir.seviliyor olsa bile bırakmak mantıklı degil var olan ask duygusunun yasaması icin gereken eylemdir.net ama agır olacak’orospu kız gibi sikilmez’.
bir insana karşı aynı anda hem sevgi hem de nefret duymaya sebep olan karmaşıklıktır.
tecrübeyle sabittir.
tecrübeyle sabittir.
hayatta yaptigimiz hatalarin hemen hepsi bu ikilemden dogar.
mantigimizla hareket etmemiz gereken yerde duygularimizla,duygularimizla hareket etmemiz gereken yerde de mantigimizla hareket ettigimizde.
mantigimizla hareket etmemiz gereken yerde duygularimizla,duygularimizla hareket etmemiz gereken yerde de mantigimizla hareket ettigimizde.
anlatmak zordur yasamak daha bi zordur.insani siker bu durum.
anlatamazsın,anlayan olmaz.yaşayamazsın,daha dogrusu yaşadığının farkındalığınıda alıp gitmiştir.insanın hayatını siker atar bu durum.
aşık olmadan önceki son ruh hali.
- yana kayın lan sıkıştım burda aq.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?