bakış acısı

farklı kişiler tarafından aynı olaya farklı yorum yapılmasıdır.

örneğin;
a kişisi, kendisinden para isteyen lösemili bir çocuğa yardım ettikten sonra aslında cocuğun lösemi olmadığını öğrendiğinde, kendisini kazıklanmış hissetip verdiği paraya acıyabilir.

b kişisi, kendisinden para isteyen lösemili bir çocuğa yardım ettikten sonra aslında cocuğun lösemi olmadığını öğrendiğinde, dünyada fazladan bir tane daha lösemili olmadığına sevinebilir.

ben a kişisini tebrik edip b kişisine salak derken bir başkası a kişisine küfredip b kişisine helal olsun diyebilir vs..

lunapark aynasından görülenlere bakmak gibi bi şeydir..

perspektif..

(bkz: bakış aşısı)

kişiden kişiye değişmesiyle ünlü olan açıdır zira bakış açısı 90 dereceden küçük olan kimselere dar görüşlü, 120 dereceden büyük olanlara geniş görüşlü, 260 dereceden büyük olanlara ise folloş denir.

algıda secicilik olarak ta teleffuz edilir..

eczane,

-iyi günler aşı olmak istiyorum..
-ne aşısı olacaktınız?
-bakış aşısı var mı?
-o ne birader?
-ya hani böyle olaylara yani bi bakış aşısı getirmek için
-de hadi git...
-igneleyici bişeyler söyleseydiniz bari...

küçük kardeşi için (bkz: görüş açısı).

farkli yorumlarin ana kaynagi..betimleyecek olursak;
insana dogru acidan bakan biri fazilet, ahlak, akil gibi guzellikleri gorurken yamuk acidan bakan insanin g*tunu gorur.."insan kimdir?" sorusuna birincisi faziletli ve ahlakli akli selim mahluk cevabini verirken, ikincisi insanin boktan ibaret oldugu cevabini verir..gordugumuz gibi iki sonuc, aceyle yikanan camasir ile herhangi bir camasir suyuyla yikanan camasir arasindaki fark kadar fazladir..

son zamanlarda pkk yanlısı olup bunu açıkça söyleyemeyen insanların ağzında demokrasi, insan hakları, özgürlükler gibi
insanlığın kutsal kavramlarını çokça duyar olduk. neredeyse pkk’nın mücadelesinin demokratik bir direniş olduğuna, pkk
üyelerinin cesur birer gerilla olduğuna inanacağım.

tam da bu durumu anlatan bir hikaye anlatarak konuyu asıl
zeminine oturtmak istiyorum.

aylin ve berk üniversitede tanışmış iki gençtir. uzun süredir
beraberdirler. berk aylin’le sex yapmak için yanıp tutuşmaktadır artık. bir konser dönüşü gecesi berk, aylin’i
amiyane tabirle ’’eve atmayı’’ başarır. ancak bir sorun
vardır. aylin pek istekli değildir. berk aylin’in çekindiğini
farkeder. ona cemal süreyya’dan bir kaç şiir okur. aşka vurgu yapar. derken lafı felsefeye getirir:

-aşkım aslında gelecek diye bir yok, geçmiş de yok. sadece şu an var.
+mantık olarak öyle evet.
-nihilizmden çok etkilenmişimdir hep. her şey hiç içindir. mesela şu an seninle beraber olsak nedir ki yani bir hiç. anın tadını çıkarmaya ne dersin aşkım.
+berk çok haklısın. ben hiç sikiş-sokuşa bu açıdan yaklaşmamıştım. eh! sevişelim bari...

derken film kopar ve berk amacına ulaşır. felsefe’den bahsedince esas kızımız rahatlayıp, ’’verir.’’

işta pkk yanlıları da bize insan hakları, demokrasi, özgürlükler gibi boyalı laflar edip emellerine ulaşmak istiyorlar. evet sosyalizme eğilimliyim. evet halkların kardeşliğine inanıyorum. faşizmin karşısındayım. lakin pkk bir terör örgütüdür. yıllaryılı kardeş kanının dökülmesine bin yıldır kardeşçe yaşanılan topraklarda huzurun bozulmasına sebep olmuştur. bunun lamı cimi yok. insan haklarıymış, özgürlükmüş... vay be! bak ben terörizme hiç bu açıdan bakmamıştım. daha bugün ankara’nın göbeğinde 600 kilogram patlayıcı yüklü araç yakalandı. kürtler kardeşlerimizdir fakat o bombaların alacağı canlar da insandır onların da yaşama hakları her insanın ki gibi kutsaldır.

(bkz: vantage point)