bir ilkokul nostaljisi.ne de mutlu olmustum birileri bize findik,sut falan verdi diye.ama yillar sonra dusununce;acaba cernobilden dolayi elde kalan mallari bize mi yedirdiler diye sormadan edemiyor insan.
ilkokulda sut fındık dağıtılması
bazen de kurutulmus incir dagitirlardi ki birakin yemeyi goruntusune bile tahammul edemezdim,ama gel gorki ilkokul cocugu aklimla ogretmen kizar diye cope atamazdim,zorla arkadaslarima yedirirdim kendi hakkimi.
herkesin en az iki ineginin oldugu, yani sutun bol oldugu koy yerinde yapilan dusundurucu uygulama.
(bkz: yerli mali haftasi)
evet. bir damga da fiskobirlik ve ne idüğü belirsiz bir süt markası tarafından yemiştik hayatımıza. 10 dakikalik sabah tenefüsünde dağıtılırdı bunlar.kafa yormadık değil o zamanlar. kanımca, radyasyondan nasibini yeterince almış olan fındıkları müslüm abi yarine sığınırken biz süt destekli demlenelim diye vermemişlerdi. çok düşündüm ama sonra, "kızım ludi, hayatında cevapsız soru işareti kalmasın mnskym" diye ve kalan tek soru işaretini cevabına kavuşturdum. kemikler güçlensin, ilerde belimiz acımasın diye süt, gücümüz artsın diye fındık dayamışlar. aferim yaa, kimsenin aklına gelmezdi bu. ilkokulda fındık-süt, ortaokulda ped dayadılar, üniversitede de, "yediniz fındıkları, içtiniz sütleri, hadi şimdi icraat zamanı" diye özkan uğur’u kötü emellerine alet ettiler. sağolsunlar varolsunlar diyorum yine de ben buradan. bir de çocuklarına erken yaşta cinsel eğitim vermeyen bir ülkeyiz diye pöykürür dururuz. yeterince beslenememekten kaburgaları meydanda, daha sümüğünü silmekten aciz bir velede cinsel eğitim versen ne yazar ki. ne kadar 80 ve 81 doğumluları önemseyen, ileri görüşlü yöneticiler vardı demek ki bu ülkede. velede ahanda böyle, ucundan göstererek öğretecekmişsin cinselliği. kelimelere ne gerek var ki, bunlar dayanmış bir nesil gözü kapalı öğrendi sevişmeyi.
sınıfa dersin ortasında zart diye bir kaç adam dalar, ellerindeki kutuları taşımaktan nefret etmişcesine yere fırlatırlardı.
biz ilk korku anlarını atlattığımız gibi her daim aç olan yavru kuşlar edasıyla, öğretmenimizin direktifini beklemeden çift sıra olurduk. (çift sıra: tek sıra olması gereken sabırsız öğrencilerin oluşturduğu sıra)
bize eş değer para verselerdi; bu kadar süprizli, bu kadar sevindirici olamazdı. aah ah. heygidi günler.
biz ilk korku anlarını atlattığımız gibi her daim aç olan yavru kuşlar edasıyla, öğretmenimizin direktifini beklemeden çift sıra olurduk. (çift sıra: tek sıra olması gereken sabırsız öğrencilerin oluşturduğu sıra)
bize eş değer para verselerdi; bu kadar süprizli, bu kadar sevindirici olamazdı. aah ah. heygidi günler.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?