türkiye'de son zamanlarda bir şeyler dönüyor, bir şeyler yolunda gitmiyor. patlamalar oluyor ve ekonomi gittikçe dibe doğru yol alıyor. peki ya neden? bu erdoğan'ın saçma politikalarından mı kaynaklanıyor? veya iş bilmemesinden mi? eğer öyleyse bu adam 9 yıl iyi gitti de sonradan mı unuttu ülke yönetmeyi, idare etmeyi? muhalefet yapıyorsunuz madem her şeyi enine boyuna konuşalım.
hem referandumun yanında 2016 yılı türkiye için krizli geçtiği hepimizin malumu değil midir? fetö operasyonları patlak verdi, ışid azıttı ve darbe teşebbüsünde bulunuldu. e efendiler sorarım size; bu kadar talihsiz olaydan sonra doların yükselmesinden doğal ne olabilir?
güvenlik zafiyetindeki açıklama gelince... darbe öncesi ve sonrası 1000 hakim, savcı ve binlerce polis gözaltına alındı veya tutuklandı. dolayısıyla milletimiz kritik bir süreçten geçmekte. ve bu süreç elbette ki güvenlikte büyük bir eksiklik oluşturmakta. tasvip edilebilir mi? elbette hayır ama bazı şeyleri anlamak gerekiyor. bu vatan 15 temmuzda boşuna kan dökmedi.
demem o ki boş muhalefetin bir anlamı yok. yok bu adam ülkeyi batırıyor, yok içine ediyor falan geçelim bunları. bu milleti şahlandıracak birisi var ise o da recep tayyip erdoğan'dır.
güçlü bir türkiye için evet
ilk entryi ciddiye almamak icin kendimi cok zorladim, sonra baktim ki zorlamaya hic gerek yok, ne kadar zorlarsan zorla zaten ciddiye alinamiyor. elle tutulur tek bir kelimesi yok, sanirim yazari ya troll ya da liseli.
her neyse.
denmis ki "eğer öyleyse bu adam 9 yıl iyi gitti de sonradan mı unuttu ülke yönetmeyi, idare etmeyi?"
yani sahsin iddiasina gore erdogan memleketi 9 sene boyunca iyi yonetti. hangi ulkeden bahsettigini ben anlayamadim ama turkiye olmadigi kesin. yahut yazar arkadas norvec'te kanada'da falan yasiyor. bahsettigi yer kesinlikle turkiye degil ama, eminim ben bundan.
yine denmis ki "fetö operasyonları patlak verdi, ışid azıttı ve darbe teşebbüsünde bulunuldu."
fetö denilen grup ne ara olustu, nasil palazlandi? basbakan yardimcisi bundan bir kac ay oncesine kadar turkce olimpiyatlarinda gozyasi dokmuyor muydu? erdogan fethullah gulen'i bundan bir sene oncesine kadar yana yakila turkiye'ye davet etmiyor muydu? sahsin siyasilerin dilindeki sifati "hoca efendi" degil miydi? fetö'yü kim yaratti, kim bu duruma getirdi?
ya ışid?
ışid kim, kimden destek aldi, kimden silah vs. aldi bunca zaman? yolu kesilen mit tırları neydi, nereye gidiyorlardi?
buyurulmus ki "hem referandumun yanında 2016 yılı türkiye için krizli geçtiği hepimizin malumu değil midir? "
yahu referandum neden yapiliyor allahaskina, akli azicik calisan bir insan nasil bunlari yazabilir, dusunebilir? kim istedi referandumu, kim dedi referandum yap diye? referandumdaki amac ne? şaka misin sen ciddi misin troll musun anlayamadim ki.
2016 yili turkiye'de kriz var da neden var? euro neden 4 lirayi gecti? sozde ulkeyi 9 sene mukemmel idare eden mustakbel baskan herkese atar gider yapmasaydi bunlar yasanir miydi?
otur sifir!
her neyse.
denmis ki "eğer öyleyse bu adam 9 yıl iyi gitti de sonradan mı unuttu ülke yönetmeyi, idare etmeyi?"
yani sahsin iddiasina gore erdogan memleketi 9 sene boyunca iyi yonetti. hangi ulkeden bahsettigini ben anlayamadim ama turkiye olmadigi kesin. yahut yazar arkadas norvec'te kanada'da falan yasiyor. bahsettigi yer kesinlikle turkiye degil ama, eminim ben bundan.
yine denmis ki "fetö operasyonları patlak verdi, ışid azıttı ve darbe teşebbüsünde bulunuldu."
fetö denilen grup ne ara olustu, nasil palazlandi? basbakan yardimcisi bundan bir kac ay oncesine kadar turkce olimpiyatlarinda gozyasi dokmuyor muydu? erdogan fethullah gulen'i bundan bir sene oncesine kadar yana yakila turkiye'ye davet etmiyor muydu? sahsin siyasilerin dilindeki sifati "hoca efendi" degil miydi? fetö'yü kim yaratti, kim bu duruma getirdi?
ya ışid?
ışid kim, kimden destek aldi, kimden silah vs. aldi bunca zaman? yolu kesilen mit tırları neydi, nereye gidiyorlardi?
buyurulmus ki "hem referandumun yanında 2016 yılı türkiye için krizli geçtiği hepimizin malumu değil midir? "
yahu referandum neden yapiliyor allahaskina, akli azicik calisan bir insan nasil bunlari yazabilir, dusunebilir? kim istedi referandumu, kim dedi referandum yap diye? referandumdaki amac ne? şaka misin sen ciddi misin troll musun anlayamadim ki.
2016 yili turkiye'de kriz var da neden var? euro neden 4 lirayi gecti? sozde ulkeyi 9 sene mukemmel idare eden mustakbel baskan herkese atar gider yapmasaydi bunlar yasanir miydi?
otur sifir!
evetcilerin hepsi ayni teraneleri okuyor.. yarin yonetim seklimiz degisince nasil guclu bir ulke olacagiz? birden bire uretim patlamasi falan mi olacak? fabrikalar mi kurulacak? bugun yapilamayan ne yapilabilecek de "guclu bir turkiye" olunabilecek ?
1 tane somut ornek lutfen, konuyu acan arkadas(!)
1 tane somut ornek lutfen, konuyu acan arkadas(!)
işte yönetim şeklimizin değişmesi için bir sebep daha(!). muhalefetsiziz arkadaş. daha içeriklere bakmadan, parti günlüklerini okumadan konuşan muhalefetlerimiz var. bu sadece parti bazında değil sokaklarda da böyle. hatta referandumu parti seçimi sanan dahi var(!). güya chp tayfası öğrenim görmüş de, hepsi üst tabakadanmış da ve onlar gerçeği görüp hayır diyeceklermiş de ohoo. bakın burada hayır denmesine lafım yok elbette, kişisel kanaattir olur, fakat tüm chp ekibinin bu şekilde olması akla şu soruyu getiriyor; akp'nin hiçbir şey araştırmadan, erdoğan ne derse yapan bir kitlesi olduğu gibi - ki var inkar edilemez- chp'nin de sırf parti, hayırı destekleyecek olduğu için, hiçbir şey araştırmadan, bilmeden hayır diyecek insanları var. eee o zaman? yok efendim evetçiler hep böyleymiş. hayırcılar sümkürse beyin atarmış falan. komik olmayın allah aşkına.
neden evet dememiz gerektiğine gelince... elbette sistem değişince bir anda yükselmeyecek bu millet, ama afedersiniz ama siz değişimlere böyle mi bakıyorsunuz? siz öyleyse ne fransız ihtilalini okumuşsunuz ne amerikanın kuruşu hakkında malumata sahipsiniz. bu işler hadi diyerek olmaz, süreç ister emek ister. peki hayır denince ne olacak ha? zaten bozulmaya olan düzen yukarı ivme gösterecek mi, öyle mi dersiniz. bu parti kavgası değil anlayın artık şunu. tabi siz bunları okurken dahi nasıl laf sokarım, nasıl zeka gösterisi yaparım diye okuduğunuz için yine bir halta yaramayacak ama, helal size böyle muhalefete devam!
neden evet dememiz gerektiğine gelince... elbette sistem değişince bir anda yükselmeyecek bu millet, ama afedersiniz ama siz değişimlere böyle mi bakıyorsunuz? siz öyleyse ne fransız ihtilalini okumuşsunuz ne amerikanın kuruşu hakkında malumata sahipsiniz. bu işler hadi diyerek olmaz, süreç ister emek ister. peki hayır denince ne olacak ha? zaten bozulmaya olan düzen yukarı ivme gösterecek mi, öyle mi dersiniz. bu parti kavgası değil anlayın artık şunu. tabi siz bunları okurken dahi nasıl laf sokarım, nasıl zeka gösterisi yaparım diye okuduğunuz için yine bir halta yaramayacak ama, helal size böyle muhalefete devam!
ya kitap okumak zahmetli is diyelim hadi, internettende mi faydalanmaz insan? allahaskina acip bir seyler okuyun, kokten inanis cidden zarardir bireye. fetö deniliyor, fetö'nün kimin imalati oldugu bilinmiyor yahut dile getirilmiyor. ışid deniliyor, ışid neden bu topraklari hedef aldi, ışid'i bunca zaman kim besledi dile getirilmiyor yahut bilinmiyor. referandum deniliyor, referandumu kim istedi, hangi ara istedi, referandum sirf kimin icin gerceklesecek, bunlarin hepten uzeri ortuluyor. sonra sokakta biri "erdoğan ın götünün kılıyım" dediği zaman ayipliyoruz. ayiplamamak lazim iste, sonra basimiza geliyor.
Güçlü bir Venezuella için ben de varım, sen de var mısın koca kafalı Arda Turan?
Venezuela'nın nüfusu 30 milyon kişi… Suudi Arabistan'ın bile 265 milyar varil petrol rezervi varken, Venezuela'nın 296 milyar varil petrol rezervi var. Varilini 55 dolardan hesapla bak ne çıkıyor… Venezuela halkının en az Kanadalılar kadar refah olması gerekiyor.
*
Venezuela'da başkanlık sistemi var.
*
Hugo Chavez 1998'de başkan seçildi. Yoksul ve cahil ahali, onu çok seviyordu, gıda kolisi dağıtıyor, gariban mahallelere sağlık ocağı filan açıyor, devletin kaynaklarını sebil gibi kullanıyor, açlıktan nefesi kokan halkın kurtarıcısı olarak görülüyordu. Şak… Anayasayı değiştirdi, devletin yönetim şeklini değiştirdi. Artık onu sevip sevmemelerinin önemi yoktu, çünkü, artık onu başkanlıktan indirmek hukuken mümkün değildi. Muhalefeti susturdu, basını susturdu, iş dünyasını sustalı maymuna çevirdi. Onun yönetim şekli yüzünden 1.5 milyon kişi ülkeden kaçtı. Nüfusun yüzde beşi ülkeden kaçarken… Twitter'dan kendisini takip eden üç milyonuncu takipçisine ev hediye ederek, kendisini alkışlatıyordu.
*
Kansere yakalandı. Halefi olarak, başkan yardımcısı Maduro'yu seçti. Bütçe dahil, tüm yetkilerini başkan yardımcısı Maduro'ya devretti.
*
Maduro otobüs şoförüydü, lise mezunuydu, sendikacılıktan tırmanmış, Chavez'in sağkolu olmuştu.
*
“Üniversite mezunu olmayan biri devlete başkan olabilir mi?” diye eleştirildiğinde… Chavez “neden olmasın” diyordu, “iktidar halkındır, elitler-seçkinciler istemese de otobüs şoförü başkan olur” diyordu.
*
Chavez öldü, otobüs şoförü Maduro geçici olarak başkan oldu.
*
Nisan 2013'te yeniden başkanlık seçimi yapıldı, başkanlık imkanlarını sonuna kadar kullanan Maduro, yüzde 50.6 oyla kılpayı kazandı. Rakibi yüzde 49.1 almıştı. Seçimde şaibe olduğunu, oyların çalındığını elbette herkes biliyordu ama, itirazlardan netice alınamadı, çünkü, seçim kurulu, yargı, komple Maduro'nun kontrolündeydi. Toplum karpuz gibi ikiye bölündü.
*
Protesto gösterileri başlayınca, halka ateş açıldı. Harvard mezunu muhalefet lideri tutuklandı. Bizzat başkan Maduro tarafından “kendisinin başkanlığını kabul etmeyenlere konuşma yasağı” getiren yasa teklifi hazırlandı, meclis bu teklifi kabul etti iyi mi… Muhalefete kanunen konuşma yasağı getirildi. Başkanlık yetkilerini daha da arttıran yasalar çıkarttı, mesela, petrol ve madenler konusunda meclise sormadan karar verme yetkisini kendisine aldı!
*
Yandaş medya oluşturdu, şu anda Maduro haricinde hiçbir şey yazmıyorlar, televizyonlarda devamlı Maduro konuşuyor. Muhalif medyayı susturdu, yayınlarını beğenmediği televizyon kanallarını kablolu kanaldan çıkardı.
*
20 milyon kişiye 120 bin ton gıda kolisi dağıttı. Temel ihtiyaç maddeleri karaborsaya düşmeye başlayınca, başkanlık bünyesinde komisyon kurdu, kıtlığın sebebinin araştırılmasını istedi. Yalaka komisyon araştırdı. Ne buldular biliyor musunuz? “Halkımızın yüzde 95'i günde dört-beş öğün yemek yiyor, bu nedenle tüketim maddelerinde sıkıntı yaşanıyor” sonucunu buldular! Kıtlığın sebebi halkın çok yemesiydi yani… Başkanın sorumluluğu, kusuru yoktu!
*
2015'te parlamento seçimi yapıldı. Maduro her türlü katakulliyi yaptı ama, hezimete uğramaktan kurtulamadı. Muhalefet ezici çoğunlukla kazandı. Muhalefet parlamentoyu kazandı ama… Başkan hâlâ Maduro'ydu. Ordu, polis, yargı, onun elindeydi. Hükümeti hâlâ o kuruyordu.
*
Meclis çoğunluğunu ele geçiren muhalefet, 2019'da yapılması gereken başkanlık seçimlerinin öne çekilmesi için, erken seçim talebinde bulundu. Başkan reddetti!
*
Bunun üzerine, erken seçime gidilmesi konusunda referandum yapılması için anayasal süreç başlatıldı. Anayasaya göre, referanduma gidilmesi için seçmenin yüzde 20'sinden imza toplanması gerekiyordu. Dört milyon imza toplandı. Nafile… Başkanın emrindeki seçim kurulu, imzaları kabul etmedi, referandum meferandum yapamazsınız dedi, kesti attı!
*
Muhalefet bir başka yol aradı, meclisten, Maduro'nun başkanlıktan azledilmesini talep eden karar çıkarıldı. Gel gör ki… Tüm üyeleri Maduro tarafından seçilen Anayasa Mahkemesi bu kararı reddetti. Meclisin azil talebinin anayasaya aykırı olduğu açıklandı!
*
Bunlar yetmezmiş gibi, Aragua eyaletinin valisini, kendisine başkan yardımcısı yaptı. Bu herif “uyuşturucu baronu” olarak tanınıyor! Eğer Maduro da Chavez gibi ölürse, 2019'a kadar ülkeyi bu arkadaş yönetecek.
*
Netice?
*
Şu anda Venezuela'da enflasyon yüzde 700… Bu sene yüzde 1600'e çıkması bekleniyor. Alışverişlerde kredi kartı geçmiyor, mağazalar kabul etmiyor. Hükümet devalüasyonla eriyen banknotları tedavülden kaldırıp, yerine yenilerini sürmek istedi, para basmak için bile para bulamadı! Asgari ücrete güya yüzde 50 zam yapıldı, 40 bin bolivar oldu, 40 bin bolivar ne ediyor biliyor musunuz, 15 dolar ediyor! Et, un, şeker, pirinç, süt karaborsa satılıyor, ekmek için bile kuyruk var, marketler saldırıya uğruyor, yağmalanıyor. Hal böyleyken, zengin daha da zengin oldu, bir hamburger 170 dolara satılıyor, alıcı buluyor! Eczane rafları boşaldı, ilaç sıkıntısı var, sağlık sistemi çöktü, ameliyat malzemesi yok, yenidoğan bebek ölümleri rekor seviyeye ulaştı. İthalat bıçak gibi kesildi, alt tarafı diş macunu almak isteyen, normal fiyatının yüz misli ödemek zorunda kalıyor. Günde 18 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor, yeterli elektrik üretilemediği için, kamu kurumları haftada beş gün tatil ediliyor, sadece pazartesi ve salı çalışıyor, özel sektör haftalık izin gününü üçe çıkardı. Şehirlerde günde sekiz saat su kesintisi yapılıyor, her gün… Fuhuş patladı. Suç patladı, her 21 dakikada bir cinayet işleniyor, her sene 17 bin adam kaçırma olayı, fidye rapor ediliyor. Gasp öyle hale geldi ki, insanlar cep telefonuyla anca evlerinde konuşuyor, sokağa çıkarken yanına almıyor. Sosyal hayat durdu, sinema yok, tiyatro yok, konser yok, hava kararınca şehirler ıssızlaşıyor. Karayolları, limanlar ve havalimanları ordu kontrolünde tutuluyor.
*
Memleketin içine etti.
Başkan hâlâ başkan.
Kaynak: Yılmaz Özdil
Venezuela'nın nüfusu 30 milyon kişi… Suudi Arabistan'ın bile 265 milyar varil petrol rezervi varken, Venezuela'nın 296 milyar varil petrol rezervi var. Varilini 55 dolardan hesapla bak ne çıkıyor… Venezuela halkının en az Kanadalılar kadar refah olması gerekiyor.
*
Venezuela'da başkanlık sistemi var.
*
Hugo Chavez 1998'de başkan seçildi. Yoksul ve cahil ahali, onu çok seviyordu, gıda kolisi dağıtıyor, gariban mahallelere sağlık ocağı filan açıyor, devletin kaynaklarını sebil gibi kullanıyor, açlıktan nefesi kokan halkın kurtarıcısı olarak görülüyordu. Şak… Anayasayı değiştirdi, devletin yönetim şeklini değiştirdi. Artık onu sevip sevmemelerinin önemi yoktu, çünkü, artık onu başkanlıktan indirmek hukuken mümkün değildi. Muhalefeti susturdu, basını susturdu, iş dünyasını sustalı maymuna çevirdi. Onun yönetim şekli yüzünden 1.5 milyon kişi ülkeden kaçtı. Nüfusun yüzde beşi ülkeden kaçarken… Twitter'dan kendisini takip eden üç milyonuncu takipçisine ev hediye ederek, kendisini alkışlatıyordu.
*
Kansere yakalandı. Halefi olarak, başkan yardımcısı Maduro'yu seçti. Bütçe dahil, tüm yetkilerini başkan yardımcısı Maduro'ya devretti.
*
Maduro otobüs şoförüydü, lise mezunuydu, sendikacılıktan tırmanmış, Chavez'in sağkolu olmuştu.
*
“Üniversite mezunu olmayan biri devlete başkan olabilir mi?” diye eleştirildiğinde… Chavez “neden olmasın” diyordu, “iktidar halkındır, elitler-seçkinciler istemese de otobüs şoförü başkan olur” diyordu.
*
Chavez öldü, otobüs şoförü Maduro geçici olarak başkan oldu.
*
Nisan 2013'te yeniden başkanlık seçimi yapıldı, başkanlık imkanlarını sonuna kadar kullanan Maduro, yüzde 50.6 oyla kılpayı kazandı. Rakibi yüzde 49.1 almıştı. Seçimde şaibe olduğunu, oyların çalındığını elbette herkes biliyordu ama, itirazlardan netice alınamadı, çünkü, seçim kurulu, yargı, komple Maduro'nun kontrolündeydi. Toplum karpuz gibi ikiye bölündü.
*
Protesto gösterileri başlayınca, halka ateş açıldı. Harvard mezunu muhalefet lideri tutuklandı. Bizzat başkan Maduro tarafından “kendisinin başkanlığını kabul etmeyenlere konuşma yasağı” getiren yasa teklifi hazırlandı, meclis bu teklifi kabul etti iyi mi… Muhalefete kanunen konuşma yasağı getirildi. Başkanlık yetkilerini daha da arttıran yasalar çıkarttı, mesela, petrol ve madenler konusunda meclise sormadan karar verme yetkisini kendisine aldı!
*
Yandaş medya oluşturdu, şu anda Maduro haricinde hiçbir şey yazmıyorlar, televizyonlarda devamlı Maduro konuşuyor. Muhalif medyayı susturdu, yayınlarını beğenmediği televizyon kanallarını kablolu kanaldan çıkardı.
*
20 milyon kişiye 120 bin ton gıda kolisi dağıttı. Temel ihtiyaç maddeleri karaborsaya düşmeye başlayınca, başkanlık bünyesinde komisyon kurdu, kıtlığın sebebinin araştırılmasını istedi. Yalaka komisyon araştırdı. Ne buldular biliyor musunuz? “Halkımızın yüzde 95'i günde dört-beş öğün yemek yiyor, bu nedenle tüketim maddelerinde sıkıntı yaşanıyor” sonucunu buldular! Kıtlığın sebebi halkın çok yemesiydi yani… Başkanın sorumluluğu, kusuru yoktu!
*
2015'te parlamento seçimi yapıldı. Maduro her türlü katakulliyi yaptı ama, hezimete uğramaktan kurtulamadı. Muhalefet ezici çoğunlukla kazandı. Muhalefet parlamentoyu kazandı ama… Başkan hâlâ Maduro'ydu. Ordu, polis, yargı, onun elindeydi. Hükümeti hâlâ o kuruyordu.
*
Meclis çoğunluğunu ele geçiren muhalefet, 2019'da yapılması gereken başkanlık seçimlerinin öne çekilmesi için, erken seçim talebinde bulundu. Başkan reddetti!
*
Bunun üzerine, erken seçime gidilmesi konusunda referandum yapılması için anayasal süreç başlatıldı. Anayasaya göre, referanduma gidilmesi için seçmenin yüzde 20'sinden imza toplanması gerekiyordu. Dört milyon imza toplandı. Nafile… Başkanın emrindeki seçim kurulu, imzaları kabul etmedi, referandum meferandum yapamazsınız dedi, kesti attı!
*
Muhalefet bir başka yol aradı, meclisten, Maduro'nun başkanlıktan azledilmesini talep eden karar çıkarıldı. Gel gör ki… Tüm üyeleri Maduro tarafından seçilen Anayasa Mahkemesi bu kararı reddetti. Meclisin azil talebinin anayasaya aykırı olduğu açıklandı!
*
Bunlar yetmezmiş gibi, Aragua eyaletinin valisini, kendisine başkan yardımcısı yaptı. Bu herif “uyuşturucu baronu” olarak tanınıyor! Eğer Maduro da Chavez gibi ölürse, 2019'a kadar ülkeyi bu arkadaş yönetecek.
*
Netice?
*
Şu anda Venezuela'da enflasyon yüzde 700… Bu sene yüzde 1600'e çıkması bekleniyor. Alışverişlerde kredi kartı geçmiyor, mağazalar kabul etmiyor. Hükümet devalüasyonla eriyen banknotları tedavülden kaldırıp, yerine yenilerini sürmek istedi, para basmak için bile para bulamadı! Asgari ücrete güya yüzde 50 zam yapıldı, 40 bin bolivar oldu, 40 bin bolivar ne ediyor biliyor musunuz, 15 dolar ediyor! Et, un, şeker, pirinç, süt karaborsa satılıyor, ekmek için bile kuyruk var, marketler saldırıya uğruyor, yağmalanıyor. Hal böyleyken, zengin daha da zengin oldu, bir hamburger 170 dolara satılıyor, alıcı buluyor! Eczane rafları boşaldı, ilaç sıkıntısı var, sağlık sistemi çöktü, ameliyat malzemesi yok, yenidoğan bebek ölümleri rekor seviyeye ulaştı. İthalat bıçak gibi kesildi, alt tarafı diş macunu almak isteyen, normal fiyatının yüz misli ödemek zorunda kalıyor. Günde 18 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor, yeterli elektrik üretilemediği için, kamu kurumları haftada beş gün tatil ediliyor, sadece pazartesi ve salı çalışıyor, özel sektör haftalık izin gününü üçe çıkardı. Şehirlerde günde sekiz saat su kesintisi yapılıyor, her gün… Fuhuş patladı. Suç patladı, her 21 dakikada bir cinayet işleniyor, her sene 17 bin adam kaçırma olayı, fidye rapor ediliyor. Gasp öyle hale geldi ki, insanlar cep telefonuyla anca evlerinde konuşuyor, sokağa çıkarken yanına almıyor. Sosyal hayat durdu, sinema yok, tiyatro yok, konser yok, hava kararınca şehirler ıssızlaşıyor. Karayolları, limanlar ve havalimanları ordu kontrolünde tutuluyor.
*
Memleketin içine etti.
Başkan hâlâ başkan.
Kaynak: Yılmaz Özdil
İşte okumamışlığın bir göstergesi daha değil mi? Eğer ki bir kere yeni anayasa teklifini okumuş olsaydın - ki okumaman normal çünkü kültürlüsün- sistemin örnek verdiğin sistemden 180 derece farklı olduğunu görürdün. Yine okumayacağın için sana ilgili maddeyi yazayım da cahil kalma kültürlü arkadaşım!
(m.12; Anayasa, 116)'e göre meclis başkanlık seçimleri sonucu Başkanı feshi edip yeni seçim yapma hakkına sahiptir. Bu ne demek? Venezuela'nın anayasasına göre ise -muhtemelen sen ona da bakmamışsındır- başkan seçildikten sonra kral yetkileri ile donatılıyor. Hatta ve hatta meclis seçimleri sonrası, meclisi fesh etme yetkisini saklı bulunduruyor. Anlayacağınız sistemler farklı, bu yüzden diyorum baktınız mı hiç sistemimize diye, okudunuz mu yoksa boş muhalefet misiniz diye? Ama boşsunuz işte, bari muhalefet yapacağınız şeyi bir kerecik okusaydınız...
(m.12; Anayasa, 116)'e göre meclis başkanlık seçimleri sonucu Başkanı feshi edip yeni seçim yapma hakkına sahiptir. Bu ne demek? Venezuela'nın anayasasına göre ise -muhtemelen sen ona da bakmamışsındır- başkan seçildikten sonra kral yetkileri ile donatılıyor. Hatta ve hatta meclis seçimleri sonrası, meclisi fesh etme yetkisini saklı bulunduruyor. Anlayacağınız sistemler farklı, bu yüzden diyorum baktınız mı hiç sistemimize diye, okudunuz mu yoksa boş muhalefet misiniz diye? Ama boşsunuz işte, bari muhalefet yapacağınız şeyi bir kerecik okusaydınız...
akp milletvekilleri ile dolup tasan meclis baskanlik secimlerini fesh edecek, yeniden secim yaptiracak.
bu durum ancak ve ancak erdogan baskan secilmezse mumkun olur.
yani yine ismail abi'den gelecek o halde;
bu durum ancak ve ancak erdogan baskan secilmezse mumkun olur.
yani yine ismail abi'den gelecek o halde;
tabi tabi güçlü bir türkiye tamam tamam inandık tamam :D , bencede evet demeliyiz dahada kötüye gitmeden bu iş hallolmaz gibi duruyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?