bereketlidir.
bundan yıllar önce arkadaşları ziyaret maksadıyla bir limandaydım. türkçe bilmeyen iranlı bir tır şöförü feryat figan ingilizce bilen birini arıyor yardım istiyordu. ingilizce bildiğimi anlayınca derdini anlattı. bunun tırın brandasında gemiden çıkarken biyere sürtme sonucu küçük bir yırtık oluşmuş. polislere durumu izah etmemi, küçük bir yırtık için mührü söküp tırı aramamalarını rica etmemi istedi. ben de dediğini yaptım. tırın çıktığı geminin personeliyle falan konuşuldu. polis midir, gümrük müdür nedir ikna oldular ve işlem yapmadılar. sonra iranlı beni yanına çağırıp teşekkür maksatlı bana kağıt 1 dolar verdi. almak istemedim ama çok ısrar edince aldım.
zehir kanıma karışmıştı bir kere. sonra illegal yollardan parayı vurunca bu 1 doları sarıp sarıp kokain çekmişliğim vardır. şaka şaka.
guatameladan selamlar.
illegal yollardan kazanılan ilk para
ilk parayı hatırlamıyorum. gerçekten uzun zaman oldu.
ama eskiden dondurma çubuklarında "bedava" yazardı. yani bedava ise "bedava" değil ise "=" işareti vardı.
ben şanssızım tabi, neyse baba gittim dondurma aldım bir güzel yedim bunu. çubuğunu yıkadım, kuruladım. çektim maket bıçağını "sen misin ulan bana yan bakan" diyerek o "=" işaretini hafif hafif kazıdım. sonra keçeli siyah kalem ile oraya "bedava" yazdım, ve karşımda bir dondurmanın iskeleti duruyordu. büyük lütuf! neyse, yaptık yapmasına da bunu gidip vermek sorun. çünkü market sahibi anlarsa seni şehrin diğer ucuna kadar kovalar. (denenmiştir, ciddi anlamda kovalıyor. her neyse, ben bu çubuğu oradan geçen bir çocuğa vermiştim, "al sen bunu git dondurma al" diye, saf kobayım da almıştı. ve gitmişti markete doğru, yaklaşık 3 dakika sonra bizim eleman elinde dondurma ile bana doğru geliyordu. ama dondurmayı açmış, ısıra ısıra geliyor. "laaan" dediğimi hatırlıyorum. çocuk benim yaptığım çubuk ile dondurma almıştı.
ama eskiden dondurma çubuklarında "bedava" yazardı. yani bedava ise "bedava" değil ise "=" işareti vardı.
ben şanssızım tabi, neyse baba gittim dondurma aldım bir güzel yedim bunu. çubuğunu yıkadım, kuruladım. çektim maket bıçağını "sen misin ulan bana yan bakan" diyerek o "=" işaretini hafif hafif kazıdım. sonra keçeli siyah kalem ile oraya "bedava" yazdım, ve karşımda bir dondurmanın iskeleti duruyordu. büyük lütuf! neyse, yaptık yapmasına da bunu gidip vermek sorun. çünkü market sahibi anlarsa seni şehrin diğer ucuna kadar kovalar. (denenmiştir, ciddi anlamda kovalıyor. her neyse, ben bu çubuğu oradan geçen bir çocuğa vermiştim, "al sen bunu git dondurma al" diye, saf kobayım da almıştı. ve gitmişti markete doğru, yaklaşık 3 dakika sonra bizim eleman elinde dondurma ile bana doğru geliyordu. ama dondurmayı açmış, ısıra ısıra geliyor. "laaan" dediğimi hatırlıyorum. çocuk benim yaptığım çubuk ile dondurma almıştı.
entrylerin dozajı bir miktar daha artarsa istanbul emniyet müdürlüğü'nun keyifle izlediği okuduğu bir başlık olacak burası.
mesela patek philippe sahibi olmakla baslanabilir. mm severek izliyoruz soz konusu basligin bir diger kesitinde olanlari.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?