artık birçoğumuzu hastalıklı, psikolojisi bozuk birer birey haline getiren durumdur. metroya binerken insanlara attığımız tedirgin bakış, farklı dil konuşan insanlardan uzaklaşma içgüdüsü, kapalı mekanlar da duramama korkusu. kalabalık bir yerde yürürken patlatacak bir bombaya mı yürürüyorum hissi. her an içimizde bir canlı bomba geziniyormudur, burada ölmek istemiyorum amk, sorunsalları. birçoğumuzun ruh hali sikildi. ülkeyi kapatıp gitmek deyimi şuan tam yerinde.
bomba patlar mı korkusuyla yaşamak
daha ankara'daki hain saldırı olmazdan önce; bulunduğumuz ilde sürekli bomba patlatılacak dışarı çıkmayın uyarıları alıyorduk. hatta dün bizim dersimize giren araştırma görevlisi kalabalık ortamlardan kaçının dedi, burada birinci ağızdan duyumlar alınmış bomba patlatılacak diye.
korkudan cuma namazına gidemez olduk artık.
korkudan cuma namazına gidemez olduk artık.
evim emniyet müdürlüğünün yanında
önünden sırt çantasıyla geçerken kendimden şüpheleniyorum bazen,evet psikolojimiz bozuldu adeta birer paranoyak olduk
önünden sırt çantasıyla geçerken kendimden şüpheleniyorum bazen,evet psikolojimiz bozuldu adeta birer paranoyak olduk
sanirim kendimi eve kapatmakla asmayi dusundugum sorundur.
resmen eve sigara, alkol, makarna, sebze, meyve, ve bilimum hayati ihtiyaclari depolamaya cikicam biraz sonra. zaten "asosyal kisilik bozuklugu falan mi var abi bende, kimle konussam herkese atar yapasim geliyor" diye endiseleniyordum. bundan sonra artik "yoo olumden degil de insanlardan korkuyorum, hatta evet aq olumden it gibi tirsiyorum, anneme babama kardesime bisey olmasin abi" diye bencil bencil, olanca sarkastik hezeyanlarla aglayasim geliyor bu korkuyla.
yalniz bizimkileri eve nasi kilitlerim onu dusunuyorum.
resmen eve sigara, alkol, makarna, sebze, meyve, ve bilimum hayati ihtiyaclari depolamaya cikicam biraz sonra. zaten "asosyal kisilik bozuklugu falan mi var abi bende, kimle konussam herkese atar yapasim geliyor" diye endiseleniyordum. bundan sonra artik "yoo olumden degil de insanlardan korkuyorum, hatta evet aq olumden it gibi tirsiyorum, anneme babama kardesime bisey olmasin abi" diye bencil bencil, olanca sarkastik hezeyanlarla aglayasim geliyor bu korkuyla.
yalniz bizimkileri eve nasi kilitlerim onu dusunuyorum.
özellikle metropollerde yaşayanların büyük korkusu.
ancak ankara'dan döndükten sonra, geride bıraktıklarımdan dolayı benim de dibine kadar hissettiğim duygudur.
ancak ankara'dan döndükten sonra, geride bıraktıklarımdan dolayı benim de dibine kadar hissettiğim duygudur.
istanbulda yaşayan biri olarak söylüyorum çözümü kendini eve kapatmaktır. arkadaşlarla görüşmemek zaruri ihtiyaçlar dışında çıkmamaktır. istedikleri buysa da bende hayatımı riske atıp gezecek cesaret yok. bazen ehh yeter be diyorum çıkıyorum sonra nasıl cesaret etmişim kendim bile şaşırıyorum.
pazartesi vizelerim başlayacak not eksiklerim var kırtasiyeye gitmem lazım. bugün oturdum bunun hesabını yaptım. kırtasiyeye gitmem için 1 saatlik metro yolu ve yarım saat de merkezi bir yerde yürümem gerekiyor. git gel yapsam 3 saatlik bir risk. en güvenli saati belirledim yarın da evden ona göre çıkıcam. koşa koşa gidip gelicem. okul desen çok yoğun dersler yoksa gitmiyorum. çünkü okul da bana 1buçuk saat üzaklıkta ve o yol üzerinde 2 bomba patladı. alınır risk değil.
bayrampaşa metro durağında patlayan bomba. yarım saat önce geçmiştim ordan. ben şanslıydım. bugün köprüde o arabada bomba var mı yok mu bilemeden öylece bekleyen ömürlerinden ömür giden insanlar var ya. onlar da şanslı valla bak.
dışarı çıkmak kumar oynamaktan farksız bir hal aldı. biz de böyle küçük hesaplarla yaşama ihtimalimizi %1 artırmanın peşindeyiz. her gün okuluna işine giden insanlar da var. onların cesaretine hayranım. benim her sabah her akşam o kalabalıktan geçeceğimi düşününce bile tüylerim diken diken oluyor. hayat işte. yapmak zorunda olduklarından belki de. onlar dururken böyle konuşmak bana düşmez. ama herkesin hayatı kendine değerli. iki kelam etmeden duramadım.
pazartesi vizelerim başlayacak not eksiklerim var kırtasiyeye gitmem lazım. bugün oturdum bunun hesabını yaptım. kırtasiyeye gitmem için 1 saatlik metro yolu ve yarım saat de merkezi bir yerde yürümem gerekiyor. git gel yapsam 3 saatlik bir risk. en güvenli saati belirledim yarın da evden ona göre çıkıcam. koşa koşa gidip gelicem. okul desen çok yoğun dersler yoksa gitmiyorum. çünkü okul da bana 1buçuk saat üzaklıkta ve o yol üzerinde 2 bomba patladı. alınır risk değil.
bayrampaşa metro durağında patlayan bomba. yarım saat önce geçmiştim ordan. ben şanslıydım. bugün köprüde o arabada bomba var mı yok mu bilemeden öylece bekleyen ömürlerinden ömür giden insanlar var ya. onlar da şanslı valla bak.
dışarı çıkmak kumar oynamaktan farksız bir hal aldı. biz de böyle küçük hesaplarla yaşama ihtimalimizi %1 artırmanın peşindeyiz. her gün okuluna işine giden insanlar da var. onların cesaretine hayranım. benim her sabah her akşam o kalabalıktan geçeceğimi düşününce bile tüylerim diken diken oluyor. hayat işte. yapmak zorunda olduklarından belki de. onlar dururken böyle konuşmak bana düşmez. ama herkesin hayatı kendine değerli. iki kelam etmeden duramadım.
sirf bu korku sebebi ile insanlar evinde mahsur. doguda insanlarin eve kapanmasinin sebebi kar kış tipi, batida patlama endisesi. cok kisa bir zaman once her sey ne kadar da degisikti oysa.
güzel ülkemizde son günlerde korkuyla yaşamak zorunda bırakılıyoruz.bunları yapanlar,yaşatanlar bir gün mutlaka millete hesap vermelidir.
ne yazık ki terör örgütü biz doğuda acı çekiyorsak batıdakilerde acı çekecek demişti bu hendek mevzuları patlak verince. hatta selahattin demirtaş bizzat kendisi yarın bi gün bu olaylar batı'ya sıçrayacak demişti. dediği gerçekleşti. ama ben onlara inat bugün yine dışarı çıktım hiç problem değil etinden korkanın kemiğini.
önemli olan ölüm değil fakat ölümü öyle bir hale getirdiler ki ne ölene insan muamelesi yapılıyor ne kalana gazi. bu durumda niyazi olmak korkutuyor insanı.
bir bonbada da ben ölsem dediği zamanlar olmuyor mu insanın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?