(haziran 2013’ten bir yazım)
emniyet genel müdürlüğü genelge yayınlayıp hijyen olsun diye yaptırmış bunları.
bu tuvalet bir kamyon, kamyonun üzerinde bir konteyner ve bu konteyner’ın içerisinde sıralı şekilde beş tuvalet kabininden oluşuyor. konteyner’ın tepesinde bir su deposu, kamyonun bitişiğinde de çıkan atıkların(!) toplandığı bir depo daha bulunmakta. yedi-sekiz basamaklı demir bir merdivenle çıkıyor polisler buraya, hacetlerini gideriyorlar, çıkıyorlar.
(ben fotoğrafını çekemedim. beşiktaş’a kadıköy vapurunu kullanarak giden arkadaşlarımız çokça var, biliyoruz. çekerlerse buraya koyalım onu da. özellikle dışarıda beyaz atık deposu olanını!)
bunlardan ikisi beşiktaş’ta, hemen kadıköy iskelesi’nin dibinde, deniz kenarında konuşlandırılmış vaziyette. zaten beşiktaş’taki çevik kuvvet nüfusunu taşıyan ya da onlara yardım sağlayan çoğunlukla belediyeye ait araçların (fazla toma’lar, çevik kuvvet midibüsleri, havalandırması olmayan belediye otobüsleri, lojistik destek kamyonları, kamyonetleri vesaire) tümüne yakını da orada bulunuyor. polislerin de bazıları üsküdar iskelesi’nin yanındaki parkta, bazıları kadıköy iskelesi’nin yanındaki yeşillik alanda, bazıları ise meydandaki kafelerde zamanlarını geçiriyorlar. hallerinden anlamamak mümkün değil, feci şekilde yıpranmış vaziyetteler.
asıl konumuza dönelim;
birisi demişti ya hani "ortalık yere sıçıyorlar, her taraf sidik kokuyor" diye, bir de bunlara bakmak lazım.
bu, beşiktaş’taki tuvaletlerden birinin çıkış merdivenleri kırık, daha az kullanılıyor bu sebeple. merdiveni sağlam olanın da dışta bulunan atık deposu (beyaz olanı, diğeri mavi) yukarısındaki delikten konteyner’a bir boru yardımıyla bağlanmış. aslında her ikisi de öyle. delikle boru arasında herhangi bir kapatıcı mekanizma yok, yani yarı açık vaziyette! bu sıcakta nasıl koktuğunu anlatamam, bu insanlar oraya gidip işlerini görüyorlar bir de. depo beyaz olduğu için kahverengi bir sıvının kalıp halinde orada durduğunu görmemek de imkansız:
yarım ton bok var beşiktaş’ın ortalık yerinde!
sanırım bunlar polislerin bıkmaları, işlerinden nefret edecek derecede sıkılmaları, bu şartlarda çalışmaktan sinirlenmeleri ve doğal sonuç olarak da meydanlara bu hırs ve nefretle çıkmaları için kasten ve bilinçli olarak yapılıyor. uykusuz bırakmak, çalışma saatlerini uzun tutmak/aralıksızlaştırmak, aç bırakmak ve en sonunda da en tabii insani ihtiyaçlardan biri olan tuvalet ihtiyacını dahi hayvani koşullarda sunmak bu kasten ve bilinçli olarak yapılan uygulamanın birer parçaları.
buradan çıkarımlar yapıp "e o zaman polis haklı" demeye getirdiğim sanılmasın; hiçbir sebep onca insanın bunca hakarete, onca dayağa veya açıkça haksız ve yasadışı muameleye maruz kalmasını haklı çıkartamaz nazarımda. sadece böyle bir şey var, dursun bir kenarda.
çevik kuvvet mobil tuvaleti
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?