geschwister tanner

tayfa75
"yakınmak için bir nedenim yok, sevinçten havalara uçmak için de öyle, susmak içinse çok nedenim var." diyor kitabın kahramanı daha ilk sayfalarda. ve doğal bir şekilde kanımız kaynıyor kendisine ve günahına gireceğimiz bir sonraki evcil hayanımıza adını vermek farz oluyor böylelikle.
tayfa75
bir zamanlar bir adam varmış, kapkaraymış, yıkanmak istermiş, ama sabunlanacak suyu yokmuş. derken kar yağdığını görünce sokağa çıkmış ve kar suyuyla yıkanmış ve yüzü kar gibi beyaz olmuş. artık bununla böbürlenebilirmiş, o da böbürlenmiş. ama adamı bir öksürük tutmuş ve başlamış öksürmeye, bütün bir yıl boyunca, bir sonraki kış gelinceye kadar öksürüp durmuş. derken dağdan yukarı yürümüş terleyinceye kadar, bir yandan hâlâ öksürüyormuş. öksürük bir türlü kesilmek bilmiyormuş. o sırada küçük bir çocuk gelmiş yanına, avucunda bir kar tanesi varmış, kar tanesi küçük, narin bir çiçeğe benziyormuş.`bu kar tanesini ye,´ demiş çocuk. ve büyük adam kar tanesini yemiş ve öksürüğü hemen geçmiş. derken güneş batmış ve her yer kararmış. çocuk karda oturuyor, ama üşümüyormuş. evde dayak yemiş, nedenini kendisi de bilmiyormuş. küçük bir çocukmuş işte ve daha hiçbir şey bilmiyormuş. minik ayakları da üşümüyormuş, oysa ayakları çıplakmış. çocuğun gözünde bir damla yaş parlamış, ama ağladığını anlayacak kadar akıllı değilmiş daha. herhalde gece donmuş çocuk, ama hiç bir şey hissetmemiş, hiç hissetmemiş, bir şey hissetmek için çok küçükmüş. tanrı görmüş çocuğu, ama aldırış etmemiş, tanrı bir şey hissetmek için çok büyükmüş. (sayfa274-275)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol