471. tâ ki onlardan âciz olduğumuzu görelim de tanrı kudretini bilelim, anlayalım" demişti.
472. öbüründe, "kendi âczini görme, uyan, kendine gel; o aczi görüş, küfranı nimettir.
473. kendi kudretini gör ki bu kudret ondandır. kudretini, onun nimeti bil ki, kudret odur" demişti.
474. birinde demişti ki: "bu ikisinden de geç, nazarına her ne sığarsa put olur!"
475. öbüründe; "bu mumu söndürme ki bu görüş, meclise mum mesabesindedir.
476. eğer nazardan ve hayalden geçersen gece yarısı visâl mumunu söndürmüş olursun" demişti.
477. birinde demişti ki: "söndür, hiç korkma ki yüz binlerce karşılığını göresin.
478. çünkü nazar mumunu söndürmekle can mumu artar, kuvvet bulur. sabrının yüzünden leylân mecnun olur!
479. kim, zahitliği yüzünden dünyayı terk ederse dünya onun önüne çok, daha çok gelir!"
480. başka birinde; "hak sana ne verdiyse onu icat ederken tatlılaşmış.
devamı için:
(bkz: mesnevi 481 490)
mesnevi 471 480
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?