291. onun adı, zatı yüzünden sevgilidir. bunun adının sevilmemesi, âfetleri yüzünden, nifakla sıfatlanmış olan zatından dolayıdır.
292. mim, vav, mim ve nun harflerinde bir yücelik yoktur. mümin sözü ancak tarif içindir.
293. ona münafık dersen... o aşağılık ad, içini akrep gibi dağlar.
294. bu ad, cehennemden ayrılmış ve kopmuş değilse niçin cehennem tadı var?
295. o kötü adın çirkinliği harften değildir. o deniz suyunun acılığı “kab” dan değildir.
296. harf kabdır ondaki mâna su gibidir. mâna denizi de “ümm-ül-kitap” yanında bulunan, kendisinde olan zattır.
297. dünyada acı ve tatlı deniz var. aralarında bir perde var ki birbirine taşmaz karışmazlar.
298. fakat şu var ki bu iki denizin her ikisi de bir asıldan akar. bu ikisinden de geç, tâ... onun aslına kadar yürü!
299. kalp altınla halis altın ayarda belli olur. kalpla halisi, mehenge vurmadıkça tahminî olarak bilemezsin.
300. tanrı kimin ruhuna mehenk korsa ancak o kişi, yakini şüpheden ayırdedebilir.
devamı için:
(bkz: mesnevi 301 310)
mesnevi 291 300
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?