antalya yöresinden bir masal.
evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.
orta halli zengin, ne fakir bir köylünün bir kızı ve bir de oğlu varmış. çocukların ikisi de çok sevimli şeylermiş. iki kardeş analarının hazırladığı azığı bellerine bağlar, düşerlermiş koyunların ardına. koyunları gütmek için her gün ayrı yönlere giderlermiş. iki kardeş birbirlerini çok sever, birbirlerini hiç incitmezlermiş. babaları oldukça kaba bir adammış, çabuk sinirlenir, çocuklar en küçük bir kusur işleseler, eşek sudan gelinceye kadar çocuklara sopa atarmış.
günlerden yine bir gün iki küçük kardeş koyunlarını köyden çok uzak bir yerde otlatıyorlarmış. öğle zamanı, gelince, analarının yaptığı katmeri yiyip başında oturdukları pınardan buz gibi suyu içtikten sonra kızcağızın uykusu gelmiş.
"yusuf" demiş kardeşine;
"benim çok uykum var. azıcık yatayım mı?"
"olur" demiş yusuf. uzanıvermiş kabaardıcın koca gölgesine. uzanması ile uyuması da bir olmuş. yusuf küçük çakısı ile yeni bir sipsi yapmaya uğraşıyormuş. yapmaya çalıştığı sipsi iyi ses vermeyince yusuf kargı aramaya çıkmış. kardeşi ve koyunlardan uzak bir yerde kargıları bulmuş, fakat aradan da bir hayli zaman geçmiş.
yeni yaptığı sipsisini neşeli neşeli çalarak kardeşinin yanına dönen yusuf, ne görse beğenirsiniz? koyunların yerinde yeller esiyor. hemen kız kardeşini uyandırmış. iki, kardeş başlamışlar koyunları aramaya.
nereye gittilerse koyunları bulamamışlar. hava kararmaya başlayınca, koyunları bulmaktan iyice umutları kesilmiş. yüksek bir kayanın üzerine oturup, başlamışlar ağlamaya. koyunları bulmadan eve dönelerse babaları onlara neler yapmaz ki?
iki kardeş düşünüp taşınmışlar ve ellerini açarak ulu tanrıya şöyle dua etmişler.
"büyük allahım, bizi iki kuş yapın da, hem babamızın dayağından kurtulalım, hem de koyunlarımızı arayalım."
tam dualar, bitince allah onların bu dualarını kabul edip ikisini de birer kuş yapıvermiş. halk da bu kuşlara yusufçuk ismini vermiş. işte yusufçuk, kış gecelerinde öten, birbirine seslenen bu iki kardeştir. o gün bu gün, iki kardeş bazen koyunları arar dururlarmış.
"yusuf, koyunları buldun mu?"
"bulamadım, sen buldun mu?"
yusufçuk masalı
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?