servis şöföru

independence
cocuklari evlerinden okullarina, okullarindan evlerine goturen arac $oforleri.

bugun bu insanlarla alakali bir gbt yapilmi$ ve cikan sonuc tuyler urpertici.

servis $oforlerinin yakla$ik 350 tanesinin gecmi$sinde "kucuk ya$taki cocuklara tecavuz" sucundan tutun da gasp, dolandiricilik, cinayet ve daha pek cok benzeri suca bula$an insan var. hatta 15 tanesi de halen kimi suclar sebebi ile aranan insanlarmi$.

canindan kiymetli minicik yavrunu emanet ettigin ki$i kucuk ya$taki cocuklara tecavuz sucundan hapis cezasi yemi$, du$unsene. sabika kayitlari gozonunde bulundurulmaksizin bu tur i$lere bu tur insanlar aliniyor, cocuklarimiz allah’a emanet bir $ekilde okula gidiyor.
telsiz arkadasi
lisedeyken bizim okuldan bir kızın kaçtığı kişinin mesleği. yanlış anlaşılmasın; küçümsediğimden değil, yani, isteyen istediğine kaçabilir, adam da işini gayet iyi yapıyordur belki, sorun bu değil. fakat; o adam, o kızı nasıl aldı, aradan kaç yıl geçmesine rağmen anlayamamışımdır. insanın çaresiz, kimsesiz kaldığı, yaşamdan umudu kestiği ve intihara meyilli olduğu anlarda böyle talihsiz olaylar yaşanabiliyor demek ki...

not : keşke kızın resmi olsaydı da, burada okuyanlara gösterebilseydim.
greyfurt
hüseyin amca’da bunlardan biriydi. kırmızı ford minibüsüne taktırdığı yeni motorla övünürdü hep. yeni motoru fazla eskimesin diye her sabah en az 3 dk çalıştırıp, motoru ısıtır, bide bize saat tuttururdu. (çok sinir olurduk)

şirin, bıyıklı, hafif kel, bere takmayı seven, siyaha çalan gözlükleriyle o zamanlar için orjinal bi tipti. türlü müzikler dinler, türlü hikayeler anlatırdı. (tekerlemelerini en iyi ben söylerdim) orkun mezun olduktan sonra kapıyı açıp kapama görevini bana vermişti. bu servisin en prestijli göreviydi. heyecandan bütün gece uyuyamamıştım. (ben çıkınca mustafa almış. bana salyalar saçarak anlatmıştı piç)

bi gün okul çıkışında başedebileceğimden fazla çocuk beni sıkıştırdı. çaresiz ve ağlamaklıydım. birdenbire ortaya çıkıp, çocuğun ensesinden öyle bir yakaladı ki; bir an için boynunu koparacağını sandım.
ama öyle yapmadı. nasihat etti. bizi barıştırdı. sonra o çocukla da gerçek arkadaş olduk. (bazen denk geliriz. beni içten selamlar)

kızı seda’da bizimle birlikte okula gidip gelirdi. ilk okuldan sonra orta okul ve liseyide beraber okuduk. benim havalı zamanlarım olduğundan fazla görüşemedik ama hep bir gözüm üstünde oldu. kayırıp, kollamak için fırsat aradım hep. neyse ki seda’da babası gibi efendi, çevresince sevilen bir kızdı. en son lise sonda aynı sınıftaydık. (umarım iyi arkadaş olabilmişimdir)

bir zaman sokakta yürüken, neşeli, çocuk cıvıltılarıyla dolu bir peugeot minibüs geçti yanımdan. çok sevdiği çiçek abbas minibüsünü değiştirmişti. (eminim o zamanda bu minibüsü öve öve bitiremiyordu) beresi gene kafasındaydı. bense dudaklarımdan sigarayı indiriyordum. dumanı verirken göz göze geldik. sigara içmeme üzüldüğünü gözlerinden anladım. (gene haklıydın hüseyin amca)

sonra bir gün annanemden aldım haberini. "hüseyin amcan allaha kavuştu" dedi.
annanemin nemli gözlerini görünce üzüldüğümü belli etmedim tabi. belli belirsiz bir "allah rahmet eylesin" çıktı güçsüz nefesimle.

sudan bahanelerle odama gittim. onlar böyle zamanlarda ağladığımı bilir ama bilmezler. bütün gece kimse odama gelmedi.
(nur içinde yat)

sonuç olarak bütün servis şoförleri aynı değildir ama hüseyin amcaların hakkını vermek, çocuklarımızı, geleceğimizi korumak için evet gbt yapmak gerekir. yaptırımı, denetimi eksik olmasın. her şeyi düzgün olsun ki kimse hüseyin amcaları yanlış adamları aynı kategoride düşünmesin.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol